Haber: Özgecan Özgenç
Şenel Çelik, 2014 yılında Samsun’da düzenlenen bir eylemde, cumhurbaşkanına hakaret içeren döviz taşıdığı iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Söz konusu eyleme katılmadığı, hatta hiç Samsun’a gitmediği halde yargılandığı anlaşılan Çelik’in açtığı tazminat davası reddedilmişti. Resmi Gazete’de dün (22 Şubat) yayımlanan Anayasa Mahkemesi (AYM) kararıyla Çelik’e 4 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmedildi. Şenel Çelik ile avukatı ve kızı olan Pınar Çelik Arpacı, yedi yılı bulan hukuki mücadeleyi Medyascope’a anlattı.
Şenel Çelik: “Kardeşlerim bile beni kınamıştı, aklandığım için mutluyum”
Yargılamaya konu olan eylemin gerçekleştiği Samsun’a daha önce hiç gitmediğini belirten Şenel Çelik, tatil için Antalya’da kaldığı otelden gözaltına alınıp jandarma karakoluna götürüldüğünde davadan haberi olduğunu söyledi. Yakalanarak gözaltına alındığı Haziran 2015’ten bu yana yaşanan hukuki sürecin kendisini üzdüğünü anlatan Çelik, “Ben Kırşehir’in köyünde yaşıyordum, eylem nedir bilmem, yaşadığım yerde de olmaz öyle şeyler. Ama köylülerim, kardeşlerim bile eyleme gitmediğime inanmadı, beni kınadı. Şimdi aklandım, hak yerini buldu, çok mutlu oldum” dedi.
İsim benzerliği nedeniyle yargılanan Çelik, söz konusu eyleme katılan ve Samsun’da yaşayan Şenel Çelik’in kendisini arayarak özür dilediğini söyledi. Çelik, hukuki mücadeleyi kazanana kadar vazgeçmeyen kızı Avukat Pınar Çelik Arpacı için, “İyi ki okutup yetiştirmişim, kızım bana sahip çıktı” diye konuştu.
Avukat Pınar Çelik Arpacı: “Beş ayrı mahkemede süren yedi yıllık hukuk mücadelesi verdik”
Şenel Çelik’in avukatlığını üstlenen kızı Pınar Çelik Arpacı, annesinin sağlık sorunları nedeniyle yanında çocukları olmadan bir yere gidemediğini ve tatile gittiklerinde gözaltına alınmasıyla başlayan sürecin kendileri için yıpratıcı olduğunu söyledi.
Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, doğru kimlik tespiti yapmadan ve tebliğ etmeden annesi hakkında yakalama kararı çıkardığını aktaran Pınar Çelik Arpacı, yaşadıkları süreci şu sözlerle anlattı:
“Annem gözaltına alındığında davadan haberdar olduk. Beraat kararının ardından, haksız yakalama ve gözaltı için manevi tazminat davası açtık. Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi ‘yakalama aşamasına gelmeden ifadeye gelinmeli’ diyerek tazminat talebimizi reddetti. Yürütülen soruşturmadan haberimiz yokken nasıl gidip ifade verebiliriz? Vatandaşın hakkında açılan dava var mı diye kontrol etme sorumluluğu yoktur.
Talebimiz kesin kararla reddedildiğinde Nisan 2016’da AYM’ye bireysel başvuru yaptık ancak hukuk yollarını tüketmediğimiz gerekçesiyle reddedildi. Üst mahkeme olarak başvurduğumuz Yargıtay ise, tazminatın reddi kararını onadı ve ilk derece mahkemesinin kararının kesin olduğuna hükmetti. Mayıs 2019’da AYM’ye yaptığımız ikinci başvurudan ise yaklaşık üç yıl sonra sonuç alabildik. Sürecin bu kadar uzamasının nedeni Yargıtay ile AYM arasında, kararın kesinliği konusundaki anlaşmazlık oldu.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İnsan hakları alanında çalışan ve sıklıkla haksız gözaltılara karşı davalar açtığını belirten Çelik Arpacı, “Gezi direnişi yargılamalarının çok yoğun olduğu bir dönemde dinlenmek için gittiğimiz tatilde annemi gözaltına aldılar. Açtığımız haksız yakalama davasını herkes için kazanırken, annemin davasını kaybetmek benim için üzücüydü” diye konuştu.
Bir asliye ceza, bir ağır ceza, bir Yargıtay ve iki AYM davasıyla geçen yedi yıllık hukuki mücadelenin, kendilerine ısrarcı olmak gerektiğini gösterdiğini söyleyen Çelik Arpacı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kızı avukat olmasaydı annem bu davayı kazanamazdı. Herkesin bu kadar uzun süre hukuki destek alma imkanı olmaz. Haklı olduğumuzu ispatlamak için bu kadar uğraşmamamız gerekir. Artık ülkemizde masumiyet karinesi ortadan kaldırılmış. Yargılama ile suçu ispatlaması gerekirken, biz suçsuzluğumuzu ispatlamak için yedi yıldır uğraşıyoruz.”
AYM kararında hükmedilen 4 bin liralık manevi tazminat miktarının kendileri için önemli olmadığını söyleyen Çelik Arpacı, “AYM kararındaki tazminat tutarı sembolik ancak gerekçeler bizim için tatmin ediciydi. AYM, mahkemeleri titiz olmaya çağıran, doyurucu bir karar verdi” dedi.