Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Türkiye’de toplum beraber yaşayabiliyor mu? Ferhat Kentel ve Bekir Ağırdır ile söyleşi

Edgar Şar, sosyolog Ferhat Kentel ve KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır ile Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı’nın (BAYETAV) yürüttüğü “Türkiye’de Bir Arada Yaşarız Araştırması”nı değerlendirdi. 

“BAYETAV olarak doğa ile bir arada yaşama da odaklanacağız”

BAYETAV Genel Koordinatörü ve sosyolog Ferhat Kentel, vakfın kuruluş amacının kimlik meselesiyle ilgili bir arada yaşama sorununun yanında doğayla birlikte yaşamı da ele almak olduğunu vurguladı: “BAYETAV’da bizler birlikte yaşam meselesini ele alan araştırmalar yaparak, bu sorunu nasıl aşabileceğimize yönelik uygun dilin oluşturulmasını hedefleyen eğitimler ve sivil toplum faaliyetleri yapmayı hedefliyoruz.”

“Türkiye’de Bir Arada Yaşarız Araştırması”na ilişkin soruya ise Kentel şöyle cevap verdi: “Kutuplaşma çok konuşuluyor ama sahadaki durum nedir, bunu görmek tespit etmek için kapsamlı bir araştırma yaptık. Kutuplaşma var ama toplumun bir arada yaşama kapasitesi ne durumda bunu görmek istedik. Böylece üzerine basacağımız zemini görebilecektik. Aynı zamanda kutuplaşmanın ya da bir arada yaşama yönelik sorunların kökenlerini tespit etmek bundan sonra nelere konsantre olacağımızı tespit etmek için çok önemliydi.”

“Sosyal adaletsizlik, asgari ücret, ekonomik kriz tüm kimlikleri birleştiriyor”

Bir arada yaşamı zorlaştıran etkenlerde devletin otoriter pratiklerinin başat rol oynadığını belirten Kentel, bu pratiklerle toplum arasında ciddi bir gerilim olduğuna işaret etti: “27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz, hepsinde bir travma var. Bir arada yaşamak için aşağıdan bu talebe yukarıdan cevap verecek bir siyasal irade geriyor, bu birinci mesele. İkinci mesele ise devletin yaptıklarının ötesinde tarihin biriktirdikleri üzerinden toplumda oluşan travmalar. Birçok toplumsal kesim için aileden miras kalan, bagajda kronikleşmiş sorunlar var ve bunlar travmalaşmış durumda. Fakat tüm ayrımlara rağmen toplumsal kesimler bir araya da gelebiliyor. Özellikle kadınlar, gençler, öğrenciler kimlikleri ne olursa olsun aynı sorunlar üzerinden bir arada gelebiliyor. Sınıfsal olay da burada devreye giriyor, sosyal adaletsizlik, asgari ücret, ekonomik kriz tüm kimlikleri birleştirici şeyler.”

“Metropolleşme ve pandemi kültürel kimlikler arası ambargoları azaltıyor”

KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır ise kutuplaşma sebebiyle bir arada yaşama konusunda belli sorunlar olduğunu ancak bununla birlikte bir iradenin de varlığını vurguladı: “Bir arada yaşama iradesi var ancak bunu hayata geçirecek pratiklerin ve gayretin günlük hayatta gösterilmesinin önünde birtakım zihni ve duygusal engeller var. Bu da sorunların çözümünde belli eşikler yaratıyor. Travmalarımız, bagajlar, toplumun kültürel kimliklerinin de içeriği. Ancak ekonomik beklentiler ve onurlu yaşam hakkı tüm toplumu birleştiriyor. Önümüzde iki tane fırsat alanı olduğunu söyleyebilirim. Birincisi metropolleşme ve insanların kapalı kasabalardan çok, artık çoğulculuğun olduğu kentlerde yaşaması. İkincisi ise ekonomik sıkıntılar ve pandemi. Bunlar esasen olumsuz olaylar olsa da reel meseleler olarak kültürel kimlikler arası ambargoları azaltıyor.”

“Engelleri kaldırmak için uygun dili üretmek gerekiyor”

Bu fırsatların araştırmanın bulgularına da yansıdığını belirten Ağırdır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürtler’in anadillerinde eğitim alamamalarının bir insan hakları sorunu olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 52. Devletin tüm kimliklere eşit yaklaşması gerektiğini savunanlar yüzde 94. ‘Sadece kendimize benzeyenlerle beraber yaşamadığımızın farkına varmamız gerekir’ diyenlerin oranı yüzde 87. Demek ki her şeye rağmen bir arada yaşamak için bir irade söz konusu. Eğer engeller ortadan kalkarsa bu gayrete de dönüşür. Bu engelleri kaldırmak için uygun dili üretmek gerekiyor.” 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.