Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Araştırma: Kürtler’in AKP’ye desteği düşüyor, CHP oy kazanıyor

Kürtlerde Değerler ve Tutumlar Araştırması 2021 çalışmasına göre, Kürtler arasında AKP’ye destek azalıyor. Araştırmaya göre, 2018 itibarıyla Kürtler’in yüzde 36,4’ünün oyunu alan AKP’nin güncel oy oranı yüzde 31,6’ya düştü. CHP ise oylarını yüzde 9,2’den yüzde 13,5’e yükseltti. Araştırma, yaygın dindarlığın Kürtler arasında bir kutuplaşma yaratmadığını, Kürtlüğün getirdiği olumsuz deneyimlerin din konusundaki farklılıkları gölgede bıraktığını, anadil ve çözüm sürecinin Kürtler’in ortak talepleri olarak öne çıktığını gösteriyor. Araştırma, ekonomik sorunlar, eğitim ve adalete erişim güçlüklerinin Kürtler içindeki eşitsizlik duygusunu artırdığını ortaya koyuyor.

Kürt Çalışmaları Merkezi ile Rawest Araştırma tarafından gerçekleştirilen, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciği’nin desteklediği araştırma, Kürt nüfusun yoğun yaşadığı Çekirdek İller (Diyarbakır, Mardin, Van, Ağrı, Bingöl ve Hakkari), kalabalık Kürt toplulukların bulunduğu Çeper İller (Şanlıurfa, Malatya ve Adıyaman) ile Göç İllerinde (İstanbul ve Adana) gerçekleştirilen bin 369 yüz yüze görüşmeyi kapsıyor. Araştırma kapsamında 50 kişiyle de derinlemesine mülakatlar gerçekleştirildi.

11 ildeki saha araştırmalarına ilişkin bulguları içeren rapor, İstanbul’daki toplantıda kamuoyuyla paylaşıldı. Toplantıda Reha Ruhavioğlu, Emine Uçak, Yusuf Ekinci ve Roj Girasun, raporla ilgili değerlendirmelerini paylaştı ve katılımcılarının sorularına yanıt verdi.

AKP ve MHP oy kaybediyor, CHP oyları yükseliyor

Seçim Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ilişkin teklifin TBMM’de tartışılmasıyla iyice belirginleşen seçim atmosferi nedeniyle toplantıda Kürtler’in oy tercihleri hakkındaki bulgular üstünde duruldu.

Araştırmaya göre, görüşmelerin yapıldığı 11 il tek bir seçim bölgesi olsaydı, HDP yüzde 38,6, AKP yüzde 31,6, CHP ise yüzde 13,5 oy oranına sahip olacaktı.

Bu tablo, AKP’nin 2018 yılına göre Kürt seçmenden aldığı desteğin yüzde 5’lik bir kısmının kaybolduğunu gösteriyor. Araştırmaya göre MHP’nin yüzde 6’lık oyu da yüzde 3,7’ye indi. CHP ise oylarını yüzde 9,2’den 13,5’e çıkarmış gözüküyor. HDP’nin oyları yüzde 41,6’dan yüzde 38,6’ya gerilerken, ilk defa seçimlere girecek partilerden Gelecek Partisi’nin oy oranı yüzde 1,4, DEVA Partisi’nin oy oranıysa yüzde 2,5. Saadet Partisi ise 2018’de yüzde 1 olan destek oranını yüzde 1,3’e çıkarmış gözüküyor.

Araştırma, AKP’nin yeni seçmenler için de ilk adres olmadığını gösteriyor. Araştırmaya göre, seçimlerde ilk defa oy kullanacak seçmenlerin yüzde 23,1’i HDP’yi, yüzde 21,2’si CHP’yi destekleyecek. İlk defa sandığa gidecek seçmenler arasında AKP’ye destek oranı yüzde 17,9. İlk defa oy kullanma hakkı kazanacak seçmenin yüzde 25,3’ü oy kullanmayacağını belirtiyor. 2018 seçimlerinde oy verme hakkı olmasına karşın sandığa gitmeyen seçmeninse yüzde 40’ı yine oy kullanmayacağını söylüyor. 2018’de oy kullanmayanların yüzde 16,2’si HDP’ye, yüzde 12,2’si AKP’ye, yüzde 11,7’siyse CHP’ye oy vereceğini söylüyor.

Demirtaş’tan sonra en yakın siyasi aktörler: İmamoğlu, Erdoğan, Yavaş

Araştırma kapsamında, hangi siyasi aktörü kendilerine en yakın buldukları sorulan katılımcıların cevaplarına göre, 5 üzerinden 3,3 puanla Selahattin Demirtaş ilk sırada. Demirtaş’ı Deniz Gezmiş, Turgut Özal ve Atatürk yanıtları takip ediyor. Aktif siyasetteki isimler değerlendirildiğindeyse, Demirtaş’ı izleyen isimler sırasıyla Ekrem İmamoğlu, Recep Tayyip Erdoğan ve Mansur Yavaş. Katılımcıların kendilerine en uzak gördükleri siyasetçiler Süleyman Soylu ve Devlet Bahçeli.

Cumhurbaşkanlığı seçimi senaryoları: “HDP tutum belirlemeden kestirebilmek zor”

Araştırmada katılımcılara kimi cumhurbaşkanı olarak görmek istediği de soruldu. Recep Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu ve Selahattin Demirtaş’tan birini tercih etmeleri istendiğinde, katılımcıların yüzde 41,8’i Demirtaş’ı, yüzde 29,1’i Erdoğan’ı, yüzde 10,5’iyse İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı olarak görmek istediğini söylüyor. Bu senaryoda oy kullanmayacağını belirtenlerin oranı yüzde 18,6.

Demirtaş’ın adaylar arasında olmadığı seçeneklerdeyse protesto oylarının arttığı gözlemleniyor.

Erdoğan ile İmamoğlu’nun yarıştığı senaryoda Erdoğan’ın oy oranı yüzde 29,3 iken İmamoğlu’na destek yüzde 39,8. Bu senaryoda katılımcıların yüzde 30,8’i sandığa gitmeyeceğini söylüyor.

Erdoğan’ın karşısına Yavaş’ın cumhurbaşkanı adayı olarak çıktığı senaryoda, Erdoğan yüzde 29,6 oranında oy alırken, Yavaş anket katılımcılarının yüzde 30,7’sinin desteğini alıyor. Katılımcıların yüzde 39,7’si, Erdoğan ile Yavaş’ın yarışması halinde oy kullanmayacağını belirtiyor.

Erdoğan’ın rakibinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğu senaryodaysa Erdoğan yüzde 30 oranında desteklenirken, Kılıçdaroğlu katılımcıların yüzde 29,3’ünün desteğini alıyor. Bu senaryoda araştırma katılımcılarının yüzde 40,7’si oy kullanmayacağını söylüyor.

Araştırmacılar, HDP’nin cumhurbaşkanlığı seçimleri konusundaki tavrı belli olmadan, sandığa gitmeyeceğini beyan eden katılımcılarının seçimlerde nasıl davranacağını kestirmenin pek de mümkün olmadığını söylüyor.

Araştırmacıların gözlemi: Merkeze doğru hareketlilik artıyor

Araştırmayı gerçekleştiren isimlerin özellikle derinlemesine mülakatlardan edindiği izlenim, politik spektrumun uçlarından, özellikle de sağdan merkeze doğru bir seçmen hareketliliği olduğu yönünde. Araştırmacılara göre, AKP’li ve HDP’li Kürt seçmenin neredeyse yarısı kutuplaşmış durumda. Ancak bu partilere destek veren seçmenlerin yarısıysa kendilerini merkezde konumlandırıyor. Merkez tanımının bir müzakere alanı anlamına geldiğini aktaran araştırmacılar, Kürtler’in parti aidiyetleri yerine rasyonel seçmen davranışı doğrultusunda hareket etmeye daha eğilimli olduğunu aktarıyor: “Merkez bir müzakere alanı. CHP’liler, AK Parti’liler ve HDP’lilerin daha geniş bir karşılaşma alanı var. Bu müzakere alanının daha geniş olması, farklı parti destekçilerinin birbirleriyle daha fazla diyalog kurabilmesini sağlıyor olabilir. Merkezin genişliği ve diyalog imkanı, Kürtler’in AK Partiden ya da diğer siyasi partilerden desteğini daha çabuk çekmesini sağlayabilir.”

Araştırmanın diğer önemli bulguları şöyle:

Hayattan memnuniyet oranı Kürtler arasında daha düşük

Araştırmanın ortaya çıkardığı sonuçlara göre Kürt demografisinde, Türkiye geneline kıyasla işsizlik daha yüksek ve niteliksiz çalışan oranı daha fazla. Ancak Kürtler’in Türkiye’nin geneline göre ciddi bir fark gösterdiği kritik veri “hayattan memnuniyet” konusunda ortaya çıkıyor. TEAM Araştırma tarafından Türkiye ortalaması 10 üzerinden 5,4 olarak ölçülen hayattan memnuniyet, Kürtler arasında 3,8. Hayattan memnuniyetin en düşük olduğu Kürt gruplar kendilerini “Solcu” veya HDP’li olarak tanımlayanlar. İleri yaştakiler, kendilerini çok dindar ya da sağcı olarak tanımlayanlar ve AKP destekçisi Kürtler’in hayattan memnuniyeti daha yüksek ancak araştırmacılara göre, AKP’li Kürtler’in hayattan memnuniyeti de, Türkiye genelinde AKP’lilerin hayattan memnuniyetinin gerisinde kalıyor. Bu durumu araştırmacılardan Reha Ruhavioğlu şöyle değerlendiriyor: “Birbirlerine benzeyenler arasında, Kürtlerdeki hayattan memnuniyet oranları daha düşük. Yani kendini aşırı dindar olarak tanımlayan Kürtler, Türkiye genelindeki aşırı dindarlara göre, hayatlarından daha az memnun. Aynı şey AK Parti destekçileri ya da kendini sağcı olarak tanımlayanlar için de geçerli. Diyarbakır’daki bir AK Partili, Bursa’daki bir AK Partiliden çok, Diyarbakırlı bir HDP’liyle daha fazla ortak tutum ve değere sahip.”

Dindarlık Kürtler arasında olumlu görülen ortak bir değer

Araştırma katılımcılarının üçte ikisi dindarlığı olumlu çağrışımlarla eşleştiriyor. HDP seçmeni Kürtler’in arasında da dindarlık yaygın. Tüm katılımcılar arasında, kendini “Müslüman” olarak tanımlayanların oranı yüzde 41. AKP destekçileri içinde bu oran yüzde 61. HDP’ye oy verdiğini söyleyenlerinse yüzde 29’u kendisini Müslüman olarak tanımlıyor. Araştırmanın yapıldığı dönem itibarıyla, son bir hafta içinde namaz kılmış olanların oranı yüzde 44,5. AKP’liler arasında bu oran yüzde 50, HDP’lilerin yüzde 44’üyse araştırmaya katıldıkları tarih itibarıyla son bir hafta içinde namaz kılmış. Araştırmacılar, Kürtler’in sekülerleşseler bile dindarlıklarını sürdürdüğünü, Türkiye’de dindarlık üzerinden ortaya çıkan kutuplaşmanın Kürtler arasında daha az gözlemlendiğini aktarıyor. Araştırmacılara göre, Kürt kimliği temelindeki ortaklaşma, dini kimlikler üzerindeki kutuplaşmanın önüne geçiyor.

İktidar yanlısı medyaya AKP’liler dahi güvenmiyor

Araştırmaya katılanların üçte ikisi televizyondan haber izlediklerini aktarıyor. Haberler en çok Fox TV (yüzde 28,5), A Haber/ATV (yüzde 9,2), TRT kanalları (yüzde 6,3) ve Stêrk TV’den (yüzde 5,7) takip ediliyor. Fox TV’den haber takip edenlerin ağırlığı muhalifler ancak FOX TV izleyenlerinin yüzde 17,7’si AKP destekçisi. Medyaya duyulan güven ise 5 üzerinden 3’ü geçmiyor. En güvenilen kanal olarak görülen FOX TV’yi (2,9 puan), Halk TV (2,6 puan) ve TRT (2,5 puan) izliyor. Yazılı basın ve ajanslar da dahil edildiğinde, en güvenilmeyen yayın organları Yeni Akit (yüzde 61 güvenmiyor), A Haber (yüzde 59,4 güvenmiyor) ve Anadolu Ajansı (yüzde 54 güvenmiyor) öne çıkıyor. AKP destekçilerinin yüzde 27’si A Haber’e, yüzde 31’i Anadolu Ajansı’na güvenmiyor.

Yüzde 54: “Kürtler ile Türkler devlet nezdinde eşit değil”

Araştırmaya katılanların yüzde 54’ü, devlet nezdinde Kürtler ile Türkler’in eşit olmadığı görüşünde. Kürtler ile Türkler’in devlet tarafından eşit muamele gördüğünü düşünenlerin oranı yüzde 26. Bu konuda partilere göre tavrın değiştiği gözleniyor: HDP ve CHP’lilerin büyük kısmı, Kürtler ile Türkler’in devlet nezdinde eşit olmadığını düşünürken, AKP’lilerin yüzde 51’i Türk ve Kürt etnik kimliklerinin devlet tarafından eşit muamele gördüğünü düşünüyor. Kürtler ile Türkler’in devlet nezdinde eşit olmadığını düşünen AKP’lilerin oranıysa yüzde 22.

Kürtler’in ortaklaştığı konular: Anadil ve barış süreci

Araştırma kapsamında görüşülen kişilerin yüzde 79,4’ü, Kürt sorunu için çözüm sürecinin yeniden başlaması gerektiğini düşünüyor. AKP, CHP ve HDP’liler bu konuda ortak bir görüş benimsemiş durumda.

Farklı partileri destekleyenlerin ortaklaştığı bir başka konu da anadil. Tüm parti seçmenleri Kürtler’in yoğun yaşadığı illerde hizmetlerin Kürtçe de verilmesi gerektiği kanısında. Hizmetlerin iki dilli gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 81,7. Aynı tablo eğitim dili konusunda da geçerli. Yüzde 61’lik kesim, eğitimin iki dilli olmasını, hem Türkçe hem de anadilde eğitim verilmesi gerektiğini düşünüyor. Yüzde 13’lük bir kesim eğitimin sadece anadilde gerçekleştirilmesi gerektiğini savunurken, yüzde 17 eğitim dilinin Türkçe olmasını ama okulda anadil eğitiminin de verilmesi gerektiğini söylüyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.