Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Buça’da sivil katliamı: Kentte yaşayanlar tanık oldukları vahşeti anlattı

Rus birlikleri, geçen cumartesi günü (2 Nisan) Ukrayna’nın başkent Kiev’e yakın mesafede bulunan Buça kentinden çekildi. Ukraynalı yetkililer, kentin sokaklarında çok sayıda sivilin cansız bedeni ile karşılaştıklarını açıkladı ve Rusya’yı savaş suçu işlemekle suçladı. Rusya ise Buça kentinde sivillerin öldürüldüğü iddiasını yalanladı. Buça sakinleri tanık oldukları vahşeti The Guardian’a anlattı.

Ukrayna’nın beş haftalık Rus işgalinden kurtarılan Buça kentinde Ukraynalı yetkililer, 300’den sivilin ölü bulunduğunu açıkladı. Rus yetkililer bu iddiaları provakasyon ve performans olarak nitelendirirken, başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden olmak üzere birçok Batılı lider Rusya’yı savaş suçu işlemekle suçladı.

Peki Buça sakinleri tanık oldukları vahşeti nasıl anlatıyor?

72 yaşındaki annesi Larisa ile birlikte 35 numarada yaşayan 43 yaşındaki Serhiy Savenko, 27 Şubat sabah saat 09:10’da Rus zırhlı araçlarının kente adım adım ilerleyişini seyrettiği dakikaları şöyle anlattı:

“Tank gibi 70 zırhlı araç vardı ve Rus askerleri tankların yanlarında yürüyordu. Evimizin önünden geçmeleri yaklaşık 40 dakika sürdü. Tankları izledim ve saydım. Sonra Ukraynalılar Ruslar’a ateş açtı. Otuz dakikalık yıkım başladı. Cesetler yola saçıldı, sıcak metal parçaları havada uçuşarak pencereleri kırdı, ağaçlar ve arabalar alev aldı.”

Sadece Savenko’nun 30 metrelik çitinin karşısında, harap olmuş dokuz zırhlı araç vardı.

Ukrayna güçlerinin saldırısından bir saat sonra Ruslar, ölülerini almak ve Vokzalna’ya konuşlanmak için geri döndüler. 

Savenko, “Depoda saklandık. Ruslar ön bahçeye silahlarını kurdular. Biri bodruma indi ve bizi gördü. Sakin ol dedi. Kendisinin iyi bir adam olduğunu ama arkadaşının bizi dizlerimizin üzerinde vuracağını söyledi” dedi.

35 numaradan Serhiy ve Larisa Savenko, komşuları Yuriy Zaborylo’yla beraber.

Bir ay boyunca sığınakta yaşam

31 numaradaki evinin önünde elinde bir not kağıdı ile oturan 62 yaşındaki Zinaida, 5 Mart’tan beri sığınaktaydı. Pazar günü Ukrayna ordusu damadının cesedini sokağın köşesinde buldu. Kızına ve tahliye edildikten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan 16 yaşındaki torununa aşağıdaki cümleleri söylemesi gerekiyordu:

“Kızım bir komşunun evinden bir şeyler alması için eşinin bodrumdan çıkmasını istedi. O, 4 Mart’ta evden çıkarak sadece 20 metre yürüdü ve Ruslar onu öldürdü. Uyarı yok, sebep yok. O çok iyi bir babaydı, oğlu onu çok seviyordu. O engelliydi. Bunu onlara nasıl söyleyebilirim?”

“Artık kırık camları ve mermi parçalarını toplamaya alıştık”

Yolun aynı tarafında, 27 numaralı apartmanda oturan 55 yaşındaki Ivan ve soyadını vermek istemeyen 50 yaşındaki Helen kırık camları, mermi parçalarını temizliyorlardı. Bu, artık alışık oldukları bir şeydi. Daha üç ay önce bu apartmana taşınmışlar fakat apartmanda yaşayan sekiz aile arasında gidecek başka yerleri olmadığı için sadece onlar kalmıştı:

“Sığınağımız yok. Korkmadığımızı göstermek istedik, bilmiyorum. Ama şuradaki yüksek apartmanı görüyor musun? Bir keskin nişancı vardı ve korkmamamıza ve sinmememize kızdı. Bu yüzden ateş etti.”

“Binalar tamamen yok oldu”

32 numaralı binada ise duvar kalıntılarından başka bir şey kalmadı. 62 yaşındaki Volodymr Matsyk, eşi Lydmyla ve iki oğlu ile birlikte evleri yok olurken yer altında saklanıyorlardı. Daha sonra tahliye edildiler. 

23 numarada, 87 yaşındaki Oleksandr Loza, 27 Şubat’taki ilk saldırıdan sonra yerde pijamasıyla hareket edemez halde bulunmuş ve tahliye edilmişti.

Derleyen: Emine Bıçakcı

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.