Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Silivri Cezaevi’nde şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Serhan Yılmaz ile ilgili İHD’den açıklama: “Yaşananların üstünü örtmek suça ortak olmaktır”

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, bugün (12 Nisan) “Silivri 5 No’lu Hapishane’de neler olduğunu açıklayın, işkenceyi ve ölümleri durdurun” diyerek açıklamada bulundu. Adalet Bakanlığı’na seslenen İHD üyeleri, “Öncelikle mahpuslara yönelik işkence ve kötü muameleyi durdurun ve yaşam koşullarını iyileştirin” dedi.

Mahpus haklarını korumaya çağrı

İHD, yazılı açıklamasında hapishanelerde yaşanan hak ihlali raporlarının ve mahkumların koşulları hakkında başvuruların görmezden gelindiğini vurguladı. Açıklamada, Silivri 5 No’lu Ceza İnfaz Kurumu’nda işkenceye maruz kaldıkları iddia edilen ve yoğun bakımda olan Hasan Kasan ve şüpheli şekilde hayatını kaybeden Serhan Yılmaz’ın yaşadığı hak ihlallerine değinildi, mahpus haklarının korunması için çağrıda bulunuldu:

“Hapishanelerde artan hak ihlallerinin can alıcı boyutlara vardığına dair yapılan onca açıklama, onca rapor, onca başvuruyu görmezden gelerek, inkâr ederek hak ihlallerinin devamına izin verilmektedir. Son bir haftada, işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları iddia edilen Hasan Kasan’ın yoğun bakımda olduğu bilgisine ulaşılmış, Serkan Yılmaz’ın hayatını yitirdiği ve cenazenin ailesi tarafından alındığı öğrenilmiştir. Silivri 5 No’lu Ceza İnfaz Kurumu’nda yaşananların üstünü örtmek, bu suça ortak olmaktır. Adalet Bakanlığı’nı ve tüm yetkilileri, mahpus haklarının korunması için önlemler almaya ve hakikati tüm açıklığı ile ilgilileri ve kamuoyu ile paylaşmaya çağırıyoruz. 

Hatırlanacağı üzere Silivri 5 No’lu Hapishanesi’nde mahpusların toplu intihar ettikleri ve Silivri Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı yönlü bilgilerin kamuoyuna yansıması sonrasında Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü 9 Nisan günü yaptığı açıklamada olayı yalanlamıştı.”

“Bahçeye çıkarıldı, darp edildi ve ip verilerek ‘Kendini assana, öldürsene’ dendi”

Açıklamada, hayatını kaybeden mahpus Serhan Yılmaz’ın ailesi ile yaptığı telefon konuşmalarına dikkat çekildi, Yılmaz’ın cenazesinin ailesine gösterilmediği vurgulandı: 

“Ancak bir mahpusun ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde aktardıkları ve dün yaşamını yitiren diğer bir mahpus Serhan Yılmaz’ın cenazesinin ailesine gösterilmeksizin hazırlanarak teslim edilmesi, gerçeklerin iddia edilenden daha vahim olduğuna işaret etmektedir. Bir mahpus yakınının aktarımına göre ölüm olaylarının duyulması üzerine mahpus yakınları hapishane önüne giderek yakınlarından haber almak için verdikleri dilekçelere cevap beklemektedir.

Sözü edilen telefon görüşmesinde mahpus ailesine, telefonu zorlukla ettiğini, kesilirse bir daha edemeyeceğini ve görüşmesinin kayıt altına alınmasını istediğini belirtmekte ve 6 Nisan günü sayım sırasında oruçlu olduklarını, sayım görevlilerinin bir arkadaşlarına hiçbir neden yokken tokat attıklarını, hakaret ettiklerini, buna itiraz etmeleri üzerine kendilerinin de darp edildiklerini, kendisinin hastalığı nedeniyle bu arada atak geçirdiği için bahçeye çıkartıldığını, bahçede de işkence ve hakarete uğradığını, ardından geri koğuşa getirildiğini, arama bahanesi ile gelip tekrar bahçeye çıkartıldıklarını, bahçede darp edildiklerini, sakallarının yolunduğunu, ardından ‘yumuşak odaya’ atıldığını, botlarla kafasına basıldığını, sürekli işkenceye maruz bırakıldıklarını ve intihara zorlandıklarını, hiçbir şekilde görevlilere fiziki müdahalede bulunmadıkları halde haklarında gerçeğe aykırı tutanak tutularak suçlanmaya çalışıldıklarını, doktora götürüldüklerinde işkence tehdidi ile ‘darp yoktur’ diye beyanda bulunmaya zorlandıklarını, dün yine bahçeye çıkarıldığını, darp edildiğini ve ip verilerek ‘kendini assana, öldürsene’ dendiğini, kendisini asmaya çalışırken gelip ‘yalandan’ kurtardıklarını, bu zulüm nedeni ile kendilerini öldürmeye karar verdiklerini, intihar edeceklerini, C. Ağca, T. Okçu, O. Hacıoğlu, H. Masal, Ali ve A. M. Çetin’in de aralarında olduğu beş-altı kişinin daha aynı durumda olduğunu, pisliğin içinde yatırıldıklarını, yatak olmadığını, 50 kişilik yerde 70 kişi olduklarını ifade etmiştir.”

“Hakikati tüm açıklığı ile kamuoyu ile paylaşın”

Adalet Bakanlığı’na seslenen İHD, Serkan Yılmaz’ın hayatını kaybetmesi ile ilgili hakikatin ortaya çıkarılmasını ve suçluların cezalandırılmasını istedi. Açıklama, şöyle sonlandırıldı:

“Buradan Adalet Bakanlığı’na sesleniyoruz. Öncelikle mahpuslara yönelik işkence ve kötü muameleyi durdurun ve yaşam koşullarını iyileştirin. Bu olaya dair hakikati ortaya çıkarmak ve suçluların cezalandırılmasını sağlamak için, olaya katılan cezaevi görevlileri ve göz yuman cezaevi yönetimini zaman geçirmeksizin görevden alın ve olayı hem cezai hem idari olarak soruşturun, olayın aydınlatılması aşamasında sivil inceleme heyetlerinin mahpuslarla görüşmesine olanak sağlayın ve hakikati tüm açıklığı ile kamuoyu ile paylaşın.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.