Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yeni banknot basımı gündemde: “500 TL’lik banknot basılırsa devamı gelir”

500 TL’lik banknotların tedavüle sürülmesinin gündeme gelmesiyle, Türkiye’nin hangi dönemlerde yeni banknot kupürleri çıkardığını ve bu dönemlerde gerçekleşen enflasyonu inceledik. Yeni banknot basılmasının nedenlerini ve ne anlama geldiğini, Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ferhat Emil ve eski Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Şükrü Binay, Medyascope‘a değerlendirdi. Kullanımı kolaylaştırmak amacıyla büyük banknot çıkarıldığını söyleyen Emil, “Bu, enflasyonun resmi olarak kabulü anlamına gelir” dedi. Binay ise TCMB’de görevli iken paradan altı sıfır atıldığı sürece nasıl hazırlandıklarını anlattı ve “500 TL’lik banknotlar ile psikolojik bariyer yıkılıyor, devamının gelmesi zor değil” diye konuştu.

Yıllık enflasyonun resmi olarak yüzde 60’ı geçtiği, bağımsız kuruluşların ise enflasyonun yüzde 140’lara ulaştığını açıkladığı bir süreçte tedavüldeki en büyük banknot olan 200 TL’nin dolaşımdaki payının artması, 500 TL’lik banknotların basılacağı tartışmalarını da beraberinde getirdi. Bu arada bankamatiklerde 5 TL’lik banknotların kullanılmaması da 5 liranın madeni para olarak basılabileceğini gündeme taşıdı. Yüksek enflasyon dönemlerinde, daha büyük kupürlü paraların basılmasının örnekleri tarihte görülüyor. Bir mal veya hizmeti almak için daha fazla para kullanılması gerektiği için büyük kupürlerin piyasaya sürülmesi olağan kabul ediliyor. Ancak 500 TL’lik banknot iddiası, sonuçları ve siyasi anlamları açısından önem taşıyor.

Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Ferhat Emil ile eski TCMB Başkan Yardımcısı Şükrü Binay, 500 TL’lik yeni banknotların basılmasının ne anlama geleceğini ve sonuçlarını Medyascope için yorumladı. 

Ferhat Emil

Emil: “Enflasyonun resmî kabulü anlamına gelir”

Emil, fiyatlar yükseldikçe küçük kupürlü paraların piyasada alışveriş yapılırken kağıt para işlemlerini zorlaştırdığını ve büyük kupürlü para basılmasının pratik bir gerekçesi olduğunu söyledi ve “Kupür yükseltmek enflasyonun en önemli göstergesi ve resmi olarak kabulü demektir. Yüksek enflasyona adapte olmaktır. Enflasyon var ve insanlar eskiden 200 TL’ye aldığı bir şeyi şimdi en az 500 TL’ye alabiliyor. Küçük kupürlü para basmanın maliyeti arttığından, bir tane 500 TL’lik banknot basarak, aynı maliyetle daha çok işlemde kullanmayı düşünmeleri nafile bir çaba” diye konuştu.

Mevcut para stokunun üzerine 500 TL’lik banknot çıkarmanın parasal genişleme ile daha çok enflasyona yol açabileceğini belirten Emil, TCMB’nin “fersude” denilen yıpranmış paraları geri almasının parasal genişlemenin önüne geçebileceğini söyledi.

“Altı sıfır atılmasının hükmü kalmadı”

Emil, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ekonomik kriz yaşayan Almanya’da 5 milyar markın basıldığı dönemde basım maliyetleri nedeniyle paraların tek yüzünün basıldığını, mürekkep parasından tasarruf etmek için bir yüzünün boş bırakıldığını anlattı ve “Türkiye’de yavaş yavaş, paradan altı sıfır atılmasının hükmünün kalmadığı bir duruma gidiliyor. İleride bin TL’lik banknot da olabilir, eskiden vardı” dedi.

“Kredi kartı harcamalarıyla enflasyon daha da yükselebilir”

Türkiye’nin bir enflasyon-ücret spiraline girebileceğini söyleyen Emil, insanlar yanında çok fazla kağıt para taşımak zorunda kaldığında kredi kartı limitlerinin de yükseleceğine ve kredi kartından harcamalarıyla insanların enflasyonu artırabileceğine dikkat çekti. 2001 krizinin yaşandığı dönemde yüksek enflasyonu düşürmek için büyük fedakârlıklar yapıldığını hatırlatan Emil, şöyle devam etti:

Enflasyonun düşürülmesinde hükümet her ne kadar kendine pay biçse de, Ali Babacan ‘Ben düşürdüm’ dese de, enflasyon 2001’de alınan kararlarla düşürüldü. Bunun siyasi maliyetini önceki hükümet ödedi, ‘Enflasyonu tek haneye düşürdük’ diye AKP iktidarı övündü. Bu operasyonu başarıyla yapan, dönemin Merkez Bankası yöneticileri, teknik bilgileri sayesinde, büyük bir komplikasyona sebep olmadan paradan sıfırları attılar. Şimdi bütün o çabalar heba oluyor. Bugün 500, yarın öbür gün bin, beş bin olur.

Şükrü Binay

Binay: “500 TL’lik banknot ile psikolojik bariyer kırılıyor”

TCMB’nin paradan altı sıfırı atarak Yeni Türk Lirası’nı (YTL) tedavüle sürdüğü dönemde TCMB Başkan Yardımcısı olan Binay, o sürecin hazırlıklarının 2001’de başladığını ve 31 Ocak 2004’te karar alınmadan çok daha önce bütün hazırlıkların tamamlandığını belirtti. Binay, TCMB’nin o süreci yöneten emisyon ve banknot matbaası ekibinin, çok deneyimli, liyakata çok dikkat eden ve bu işi uzun senelerdir yapan insanlardan oluştuğunu belirtti:

Altı sıfırın atılması hem ekonomiye, hem de siyasi iktidara güveni gösteriyordu. O sırada devam eden bir IMF programı vardı. Dönemin Ekonomi Bakanı Ali Babacan dahil, hiç kimse IMF programını eleştirmiyordu ve Merkez Bankası’nın işine karışmıyordu.”

Binay, 500 TL’nin basılmasından sonra gelecek yeni küpürlerin daha az şaşkınlık yaratabileceğini söyledi ve enflasyonu yaratan etkenleri şöyle sıraladı:

500 TL’lik banknot ile bir psikolojik bariyer kırılıyor, devamının gelmesi zor değil. Bunun psikolojik olarak enflasyonu hızlandırıcı bir etkisi de olabilir. Enflasyon aynı zamanda fiziki bir olgu. Kredi genişlemesiyle birlikte para hacmini artırıyorsanız, öbür taraftan da ücretleri destekliyorsanız, Türkiye gibi çok yoğun bir şekilde ithalata dayanan ekonomide kuru tutamıyorsanız, kurla ilgili beklentileri olumlu şekilde etkileyemiyorsanız, enflasyon olacak.

Türk Lirası banknotlarının tarihçesi 

Cumhuriyet sonrası ilk olarak 1926 yılında, birinci emisyon banknotlar Maliye Bakanlığı tarafından tedavüle sürüldü. Fransızca ve Arap harfleriyle yazılmış Türkçe yazılı banknotların ön yüzünde Mustafa Kemal Atatürk portresi yer alıyordu. Birinci emisyon grubunda 1, 5, 10, 50, 100, 500 ve 1.000 Türk Lirası (TL) değerinde paralar vardı. 

3 Ekim 1931’de kurulan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından, 1937-1939 yılları arasında çıkarılan ikinci emisyon grubu paraları Latin harfli Türkçe yazılı ilk gruptu. Paraların üzerinde, İsmet İnönü’nün portresinin olması ise tartışmalara neden oldu. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 50 kuruş ve 1 TL madeni para olarak basıldı. 

En yüksek banknot değerleri, 21 yılda iki bin katına çıktı

Altı emisyon grubu boyunca tedavüle sürülen en büyük banknot 1.000 TL idi. 1979 yılında dolaşıma verilmeye başlanan yedinci emisyon grubunda, 10 TL’den 20 milyon TL’ye kadar 15 farklı kupür değerinde para basıldı. 

1 Ocak 2006’ya kadar tedavülde olan bu grupta sırayla, 1981’de 5 bin TL, 1982’de 10 bin TL, 1988’de 20 bin TL, 1989’da 50 bin TL, 1991’de 100 bin TL, 1992’de 250 bin ve 500 bin TL, 1993’te 1 milyon TL, 1995’te 5 milyon TL, 1999’da 10 milyon TL ve 2001’de 20 milyon TL değerindeki banknotlar çıkarıldı.

Yeni banknotların çıkarıldığı dönemlerde enflasyonun yüksek seyrettiği ve TCMB’den alınan verilere göre, 1970-2022 arasında yıllık yüzde 125,5 enflasyon ile 1994 yılının zirvede olduğu görülüyor.

Altı sıfır atıldı

31 Ocak 2004’te çıkarılan kanun ile paradan altı sıfır atılarak 1 milyon TL, 1 YTL’ye eşitlendi ve sekizinci emisyon grubunun yeni banknotları tedavüle girdi. Bu grupta, 1, 5, 10, 20, 50 ve 100 YTL değerinde banknotlar yer aldı. 2001 krizinden sonra uygulanan ve Kasım 2002’de iktidara gelen AKP tarafından sürdürülen IMF programı, sıkı maliye ve istikrar politikaları ile enflasyonun düşme eğilimine girmesi, bu değişikliği mümkün hale getirdi. Enflasyon oranları, 1970 yılından sonra ilk defa 2004’te tek haneye düştü. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, paradan altı sıfır atılmasının “milli para birimine yeniden güven ve itibar kazandırmak” amacıyla yapıldığını söylemişti. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.