Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kılıçdaroğlu: “Siyasetçi geldiği gibi giderse demokrasi gelişir, ‘yerimde kalacağım’ derse otokrasi olur”

Türk Demokrasi Vakfı’nın yeniden faaliyete geçmesi nedeniyle düzenlenen toplantı, siyasi partilerin buluştuğu arenaya döndü. Toplantıda, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın konuşmaları öne çıktı. Kılıçdaroğlu, “Siyasetçi geldiği gibi giderse demokrasi gelişir, ‘yerimde kalacağım’ derse otokrasi olur” dedi. Arınç ise AKP yöneticilerinin toplantıya gelmemesini eleştirerek, paranoyanın siyasetin en büyük handikabı haline geldiğini söyledi.

Anavatan Partisi (ANAP) döneminde kurulduktan sonra faaliyetlerine ara veren Türk Demokrasi Vakfı, bugün (16 Haziran) Ankara’da eski ve yeni birçok siyasetçinin katılımıyla faaliyetlerine yeniden başladı. Toplantıya, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra, Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal ve altılı masayı oluşturan diğer partilerin genel başkan yardımcıları, eski bakanlardan Murat Karayalçın, Ertuğrul Günay, Gürcan Dağdaş ve çok sayıda eski milletvekili katıldı. Konuşmalar öncesindeki selamlaşmalar sırasında Kılıçdaroğlu ve Arınç tokalaşmadı.

Toplantıyı açan Türk Demokrasi Vakfı Başkanı Salih Uzun, otoriter mekanizmaların hukuk yoluyla engellenmesi gerektiğini anlattı ve altılı masanın ortaya koyduğu “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” önerisi için, “Türkiye için bir şans ve demokrasimizi düze çıkaracak tarihi bir hamledir” dedi.

Demokrasi, otokrasi

Kılıçdaroğlu, vakıf çatısı altında yapılacak çalışmaların önemli olduğuna işaret ederek şunları söyledi:

“Siyasetçi, iktidar olduğu zaman nasıl iktidar olduysa gitmesini de bilmek zorundadır. Geldiği gibi giderse, halkın oylarıyla giderse, arkasında da hoş bir sada bırakırsa o demokrasi süratle gelişir. Aksi halde, ‘Mutlaka yerimde kalacağım’ derseniz, otokratik rejime doğru hep birlikte gideriz.

Demokrasiyi savunuyorsak beraber olalım. 1970’lerde 1980’lerde siyasi partilerin genel başkanları televizyonlarda tartışırdı, bu dönemin bittiğini görüyoruz. Herkesin bir televizyonu var ve orada sadece belli olaylar tartışılıyor. Toplumu ayrıştırdık. Bu ülkeye demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz.”

AYM üyelik kiterleri

“Bizim aradığımız, yargıç kürsüye oturduğu zaman adaletli karar versin. İktidar olduğumuzda, Meclis iç tüzüğünü değiştirip Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) üye olacakların başvuranlarında aranacak özelliklerin, iç tüzüğe yazılmasını sağlayacağız. AYM’ye üye olarak başvuracaksa, standartları görecek, standartlara uygunsa başvuracak.”

“Kesin hesap komisyonunun başkanı muhalefetten olacak”

“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için hazırladığımız metinde, kesin hesap komisyonu kurulacak ve başkanı ana muhalefet partisinden olacak, dedik. İktidar, geçmişte kabul edilen ve uygulaması yapılan bütçe hesaplarını orada muhalefete hesap vererek, rolünü ifa edecek.”

Arınç, AKP’yi eleştirdi

Siyasette 1970’lerden beri faal olan ve AKP’nin kurucuları arasında yer alan eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, faaliyetlerine tekrar başlayan vakfın geçmişte başörtüsü, 28 Şubat ve askeri vesayet konularında “sesini yeterince yükseltemediğini” vurguladı. Arınç, AKP’nin bu toplantıya temsilci göndermediğini de belirterek, partisini şöyle eleştirdi:

“Altılı masa ve onların temsil ettikleri ittifak. Her biri benim katımda saygındır. Düşüncelerine de fikirlerine de saygı duyuyorum. Ben onlar gibi düşünmüyor olabilirim. Burada onların hazır bulunması bir mazhariyettir. Katılmayanlar açısından da sadece üzülüyorum. Gittikleri yolun yol olmadığını söylüyorum. AK Parti’ye yarayışlı işler yapmıyorlar. Her konuşmalarıyla AK Parti’yi daha aşağıya çekiyorlar. Onlar temsil etmesin partimizi, siz temsil edin. Ey genel başkan yardımcıları, ey bir başkası ‘Partimin düşüncesi budur’ diye neden ses çıkmıyorsunuz? Neden konuşmuyorsunuz? Her şeyi çok bildiğini zanneden bu laf ebesi adamlardan ne zaman kurtulacaksınız. Majestelerinin gazetecilerine havanın güzelliğinden suyun berraklığından bahsetmek yeterli değil öksürmenin zamanıdır, bağırmanın zamanıdır, kral çıplak demenin zamanıdır.”

“Paranoya, demokrasinin en büyük handikaplarından”

“Bir paranoya var. Orada olursam eyvah ben mahvoldum gitti. Bu paranoya şu andaki demokrasinin en büyük handikaplarından birisidir. Bu paranoya o hale geldi ki, birisinin ismi dikkatimi çekti, buradaysa kendisinden özür dileyerek onu örnek vermek istiyorum. Adı Fethullah’tı. Soyadını tam okuyamadım ama gül vardı başında, ‘İnşallah gülen değildir’ dedim. (Salondan Gündüz uyarısı geldi) Diyelim ki Gündüz, bu bir paranoya arkadaşlar. Arabasının plakası FG olduğu için ‘Sen bu arabanın plakasını değiştir sonra başına çok işler gelir’ denilen bir Türkiye’de yaşıyoruz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.