Kamuoyunda “diplomasını yırtan doktor” olarak bilinen Dr. Şeyhmus Baraş, kendisini şiddete maruz bırakan saldırganlar hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Dün (21 Temmuz) görülen davada sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Kararı Medyascope’a değerlendiren Av. Aycan Ceylan, sağlık çalışanlarına ve hekimlere yönelik şiddet katalog suçlar kapsamına alınmış olsa da kamuoyu desteği olmasaydı saldırganların tutuklanmayacağına dikkat çekti.
Tutuklu hasta yakınları, Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde özel bir tıp merkezinin acil servisinde çalışan Dr. Şeyhmus Baraş’a saldırmış, Baraş kendini muayene odasına kilitleyerek kurtulmuştu. Baraş’ın zanlıların serbest bırakılmasının ardından diplomasını yırtarak istifa etmesi üzerine kamuoyu tepkisiyle saldırganlar tutuklanmıştı. Viranşehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen davada, üç sanığın da tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Sanıkların ilk aşamada serbest bırakıldığını hatırlatan Av. Aycan Ceylan, kararı Medyascope’a şöyle değerlendirdi:
“Sağlık çalışanlarının maruz bırakıldığı şiddet vakalarında tutukluluğun devamı kararını görmek pek mümkün değil. Ciddi bir kamuoyu oluşturuluyor ve Sağlık Bakanlığı’nın devreye girmesiyle tutuklanıyorlar. Kamuoyu yaratılmasaydı bu saldırganlar hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları katalog suçlar kapsamına alınmış olsa bile tutuklanmayacaktı. Biz bu kararın örnek teşkil etmesini istiyorduk ve bunun için çabalıyorduk. Oluşan kamuoyu desteği bu aşamada bizim için çok önemliydi. Tutukluluğun devam etmesi gerçek anlamda yüreğimize su serpti.”
“En ağır cezayı almalarını sağlayacağız”
Sonraki duruşmanın 18 Ağustos’ta yapılacağı belirten Ceylan, dosyada birkaç delil toplanması gerektiğini ve duruşmaya gelmeyen tanıkların dinleneceğini söyledi. Sanıkların en ağır cezayı almalarını sağlamak için çalışacaklarını vurgulayan Ceylan, “Bir hekimi darp etmek, benim o hekimden sağlık hizmeti görme hakkımı engellemek anlamına da geliyor. Hastaneye gidiyorum, kamu hizmeti göremiyorum çünkü o sırada bir darp olayı yaşanmış ve hastane bana hizmet sunamıyor. Yaşam hakkım da elimden alınmış oluyor. Sağlık ve yaşam hakkı anayasayla garanti altına alınmış haklardır. Dolayısıyla sağlıkta şiddet gerçek anlamda toplumsal bir problemdir. Bunun son örneğini Adana’da görmüştük. Hekimler ve sağlık çalışanları çevik kuvvet ekipleri eşliğinde hasta bakmak zorunda bırakılmışlardı. Kamuoyu desteği çok önemli” diye konuştu.
