Dünyanın gözü kulağı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyaretindeydi. Pekin bu ziyareti çok yakından takip etti, ziyaret öncesi Tayvan Boğazı’na savaş uçakları gönderdi. Medyascope olarak Çin’in sert tepki gösterdiği ziyareti Taipei’de yaşayan Tayvanlılar’a sorduk.
Oğuz Solak, Tayvan’dan bildiriyor.
Bugün başkent Taipei’de temaslarda bulunan ve Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen’le görüşen ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, yerel saatle 18:00 sularında adadan ayrıldı. Pelosi’ye Tayvan’ın en yüksek nişanlarından biri olan “Merhametli Bulutların Nişanı” takdim edildi.
Pelosi’nin uçağı dün akşam saatlerinde Çin’in tüm tehditlerine ve tepkilerine rağmen adaya inmişti. Pelosi’nin uçağının indiği sıralarda Çin, önümüzdeki günlerde Tayvan’ın etrafında bir tatbikat yapacağını duyurmuştu.
Tayvan Boğazı’nda yükselen gerilimin Çin-Tayvan ve ABD arasında sıcak bir çatışmaya dönüşmesinden endişe ediliyor. Medyascope’un konuştuğu Taipei sakinleriyse Pelosi’nin ziyaretinin Tayvan için olumlu olduğuna inanıyor. Kuratör Phedra Fang (32), “Bu bizim için çok önemli bir olay. Tayvan’ı daha görünür kılmaya ihtiyacımız var ve bunun için çalışıyoruz. İnsanların Tayvan’ı daha iyi anlamasın sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Daha fazla insan Tayvan konusunda bilgi sahibi olur”
Memur James Lu (31), Pelosi’nin ziyareti hakkında şunları söyledi:
“Bence bu sembolik olarak iyi bir şey. ABD’nin Tayvan’ın durumuyla ne kadar yakından ilgilendiğini gösteriyor. Ancak bu durumu biraz daha izlememiz gerekiyor. Bu ziyaretin yapılması Tayvan’la alakalı, ancak bir yandan Çin’le de bir ilgisi var. Bunu da göz önünde bulundurmamız gerekiyor.”
Cheryl Wu (32) ise Pelosi’nin ziyaretinin Tayvan’ın tanınırlığına katkıda bulunacağına inanıyor:
“Belki böylelikle daha fazla insan Tayvan konusunda bilgi sahibi olur. İnsanlarımızı, ne düşündüğümüzü, gerçek bir ülke olduğumuzu, kendi yasalarımız ve devlet başkanımız olduğunu daha fazla kişiye anlatabiliriz.”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Güvenlik önemleri had safhadaydı
Bugün ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ile Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen’in görüştüğü Tayvan Başkanlık Sarayı’nın etrafında geniş güvenlik önlemleri vardı. Başkanlık Sarayı ve çevresi çok sayıda polis tarafından koruma altındaydı. Pelosi’nin Tayvan ziyaretinin açıklanmasının ardından, Çin ve ABD arasındaki gerilim artmıştı. Dünya genelinde bu gerilimin sıcak çatışmaya dönüşmesinden endişe edilse de Medyascope’a konuşan Tayvanlılar bu konudan etkilenmediklerini belirttiler.
Endişelenmediğini söyleyen ve gerçekten bir askeri tehdit oluşmayacağına inanan Lu, şöyle konuştu:
“Bu konuda endişelenmiyorum. Gerçekten askeri bir tehdit oluşacağını sanmıyorum. Bence Çin hükümeti kendini bu sözleri söylemek zorunda hissediyor. Ülkelerindeki milliyetçiliği harekete geçirmek, insanları bu konuda eğitmek istiyorlar, ancak gerçekten askeri bir eylemde bulunmak istemiyorlar. Biz güvendeyiz.”
“Depremle yaşamaya alışmak gibi”
“Tayvanlı olmayanlar muhtemelen endişelenmiştir” diyen Fang, hissettiklerini deprem ile yaşamaya alışmaya benzetti ve şu ifadeleri kullandı:
“Tayvanlı olmayanlar muhtemelen endişelenmişlerdir. Ancak biz daha anaokulundayken Çin’den bize yöneltilmiş füzeler olduğunu öğreniyoruz. Tehditlerden çok erken yaştan beri haberdarız. Bu bizim için depremle yaşamaya alışmak gibi bir şey. Bazı Avrupalılar buraya ilk geldiklerinde depremden korkuyorlar, fakat bizim için bu günlük yaşamın bir parçası. Ukrayna’da olanlar muhtemelen insanların Tayvan algısını da değiştirdi. Bence bu iyi bir şey.”
Tayvan’ın geleceğinden umutlu olduğunu belirten Fang, “Eğer komşumuzda (Çin) yaşananlara kulağımızı tıkarsak geleceğin oldukça parlak olduğunu düşünüyorum. Çünkü Tayvan 90’ların başından beri demokratik bir ülke. Teknolojinin yanı sıra vatandaşların aktif katılımı ve çoğulculuk gibi değerler giderek gelişmeye devam ediyor. Bence bu çok heyecan verici” ifadelerini kullandı.
Lu ise Tayvan’ın şu anki durumundan memnun olduğunu ve ülkenin statüsünde herhangi bir değişim istemediğini söyledi:
“Bağımsız bir ülke olacağımızı veya Çin’deki komünist yönetimle birleşeceğimizi düşünmüyorum. Bence bunların hiçbiri gerçekleşmeyecek. Umarım mevcut durum olduğu gibi devam eder ve her şey tam olarak şimdiki gibi kalır.”
Ne olmuştu?
Resmi adı Çin Cumhuriyeti olan Tayvan, Çin İç Savaşı’ndan önce iktidarda bulunan ve iç savaşı kaybeden Çan Kay Şek’in adaya yerleştiği 1949 yılından beri kendi kendini yönetse de, resmi olarak ülke statüsünde bulunmuyor. Ada ülkesini dünyada sadece 14 ülke tanırken, Türkiye’nin de dahil olduğu diğer ülkeler, Tayvan’la olan ilişkilerini resmi olmayan kanallar aracılığıyla yürütüyor.
Çin Halk Cumhuriyeti ve Tayvan (Çin Cumhuriyeti) birbirini tanımıyor. Pekin, Tayvan’ı topraklarının bir parçası olarak görüyor ve mevcut Devlet Başkanı Tsai Ing-wen’in ilk kez seçildiği 2016 yılından bu yana bölgedeki tansiyon artmış durumda. Çin, geçen ekim ayının bir haftasında 150’den fazla uçakla hava savunma tanımlama sahasını (ADIZ) ihlal etmişti.
