Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Medyascope Tayvan’da – Referandum sonuçları, ABD ile daha yakın ilişkilerin işareti: “Bu durum Pekin’i çok kızdıracak”

Tayvan’da 18 Aralık’ta düzenlenen referandumda yer alan dört maddeden “hayır” oyu çıktı. Bu durum, ada ülkesinin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa ülkeleriyle olan ilişkilerini geliştirmesine ve Çin’le olan gerginliğin artmasına sebep olabilir.

Oğuz Solak, Tayvan’dan bildiriyor…

Ada ülkesinde 18 Aralık’ta düzenlenen referandumda, aralarında Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) domuz eti ithalinin durdurulması ve nükleer enerji kullanımının da olduğu dört madde halk oylamasına sunulmuştu. Ancak, yeterli sayıda seçmenin sandığa gitmemesiyle birlikte hiçbir madde yasalaşmadı. Bu durum, “hayır” kampanyası yürüten iktidardaki Demokratik İlerleme Partisi (DPP) için bir zafer anlamına geliyor.

DPP’nin zaferi, Tayvan’ın başta ABD olmak üzere, dış dünyayla ticari ve siyasi ilişkilerinin gelişmesine yol açabilir. Bu, Çin için kötü, diğer pek çok ülke içinse iyi bir haber.

Medyascope’a konuşan Taipei merkezli düşünce kuruluşu NextGen Vakfı araştırma görevlisi Marcin Jerzewski’ye göre referandum sonuçları, iktidarın geçtiğimiz yıl ABD’den domuz ithali yasağını kaldırmasına dair halk desteği anlamına geliyor ve bu durum “DPP için büyük bir zafer.

Marcin Jerzewski

ABD’den ithal edilen domuz etinde Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve Çin’de yasaklanan raktopamin maddesinin bulunması, Tayvan kamuoyunun tepkisini çekmişti. Jerzewski, “Raktopamin içeren et ürünlerinin yasaklanması, ABD ve Tayvan arasındaki ticari ve siyasi bağların daha köklü bir hale gelmesinin önündeki en önemli engeldi. Beğenin veya beğenmeyin. ABD, Tayvan’ın var olmasının bir garantörü” ifadelerini kullandı. Jerzewski ayrıca geçen yıl kaldırılan yasağı değerlendirirken, “ABD, DPP’nin ülke pazarını raktopamin içeren domuz etine açmasının ardından, anında iki ülke arasındaki ticari görüşmeleri başlattı” dedi.

Kutuplaşmış bir ülke

Tayvan’daki en güçlü iki parti, adanın bağımsızlığını savunan ve hali hazırda iktidarda bulunan Demokratik İlerleme Partisi (DPP) ile Çin’le daha ılımlı ilişkiler kurulmasını isteyen Çin Milliyetçi Partisi (KMT)

Medyascope’a konuşan Tunghai Üniversitesi Siyasi Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Lin Tzu-li“Tayvan’da iki tane parti var. Birisi yeşil renk. Daha Amerika yanlısı olduklarını söyleyebiliriz. Mavi renkli KMT ise daha Çin yanlısı” dedi.

Referandum sonuçları, adada yer alan mavi ve yeşil kamplar arasındaki kutuplaşmaya işaret ediyor. Jerzewski, konuyla ilgili olarak, “Bazı sorulara ‘evet’, bazılarına ‘hayır’ diyen çok az kişi var. Referanduma katılan seçmenlerin büyük bir kısmı tüm sorulara ya ‘evet’ ya da ‘hayır’ cevabı verdi” ifadelerini kullandı. Ona göre, bu durum KMT ve DPP’nin “partizan” yaklaşımlarını gösteriyor.

Resmi adı Çin Cumhuriyeti olan Tayvan, Çin İç Savaşı’ndan önce iktidarda bulunan ve iç savaşı kaybeden Çan Kay Şek’in adaya yerleştiği 1949 yılından beri kendi kendini yönetse de, resmi olarak ülke statüsünde bulunmuyor. Ada ülkesini dünyada sadece 14 ülke tanırken, Türkiye’nin de dahil olduğu diğer ülkeler, Tayvan’la olan ilişkilerini resmi olmayan kanallar aracılığıyla yürütüyor.

Çin Halk Cumhuriyeti ve Tayvan birbirini tanımıyor. Pekin, Tayvan’ı topraklarının bir parçası olarak görüyor ve mevcut Devlet Başkanı Tsai Ing-wen’in ilk kez seçildiği 2016 yılından bu yana bölgedeki tansiyon artmış durumda. Çin, geçen ekim ayının bir haftasında 150’den fazla uçakla askerden arındırılmış hava sahasını ihlal etmişti.

Bu ortamda düzenlenen bir referandumda, Tayvan halkının, dolaylı olarak da olsa ABD ve diğer ülkelerle işbirliğinin artması yönünde oy kullanması, Çin için kötü bir haber. Lin, oluşan tabloyla ilişkili olarak, “Sınırlarımızı (daha fazla) açmayı ve uluslarası toplumla ticaret yapmayı seçtik. Bu durum Pekin’i çok kızdıracaktır” ifadelerini kullandı.

Japonya ve AB’nin de adayla ticari ilişkileri artabilir

ABD’den domuz eti ithalinin onaylanması, Japonya’dan gelen gıda ürünlerine karşı oluşturulan kısıtlamaların kaldırılmasına da yol açabilir. Tayvan, Japonya’da 2011’de meydana gelen deprem ve sonrasında Fukuşima’da yaşanan nükleer felaketin ardından, bu ülkenin bazı bölgelerinden gıda ithalatını yasaklamıştı. Jerzewski iki ülkenin iktidar partilerinin mevcut yasağın kaldırılması konusunu görüştüklerini belirtti ve ekledi: “Referandum sonuçlarının, Japonya’yla ilişkilerde yeni bir açılımı tetikleyeceğini düşünüyorum.”

Referandumun etkileyeceği bir diğer alan ise Tayvan ve AB’nin enerji alanındaki işbirliği olabilir. Jerzewski, “Tayvan’daki en büyük yatırımcı AB, rüzgar enerjisi teknolojisinin teşviki konusunda büyük bir aşama kaydetti” dedi. Referandumda oylamaya sunulan iki maddeden çıkan sonuca ve iktidarın daha önce açıkladığı programa göre, ada ülkesi nükleer enerji ve kömür kullanımını durdurup, yenilenebilir enerji ve doğalgaz santrali yatırımlarını artıracak.

“Çin, mevcut durumu kabul edemez. Ancak, yapabilecekleri pek bir şey yok”

Tayvan, son zamanlarda uluslarası kamuoyunun gündemine ABD’yle Çin’in bu bölgede sıcak çatışma yaşaması ihtimaliyle geliyor. Referandum sonrası oluşan tablo, bölgedeki gerilimi artırabilir. Ancak bu gerilimin bir çatışmaya dönüşmesi beklenmiyor. Lin, konuyla ilgili olarak “Tayvan-Çin ilişkileri konusunda oldukça karamsarım. Çin, mevcut durumu kabul edemez. Ancak, yapabilecekleri pek bir şey yok” ifadelerini kullandı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.