Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Diyarbakır Barosu, AİHM kararının uygulanmadığı dava dosyalarını Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine taşıdı


Diyarbakır Barosu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ihlal kararı verdiği ancak iç hukukta gereği yapılmayan beş dava dosyasını Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne taşıdı. Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Mehdi Özdemir, daha önce Selahattin Demirtaş ile ilgili kararı da komiteye taşıdıklarını, taleplerinin AİHM’in verdiği kararlar doğrultusunda iç hukukta düzenlemelerin yapılması ve ihlallerin ortadan kaldırılması olduğunu söyledi.


Baroların, AİHM’e taraf olarak başvurmalarının yolunun açılmasından sonra Diyarbakır Barosu, AİHM tarafından verilen ancak Türkiye’nin uygulamadığı kararları Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne taşıdı. Daha önce eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili kararı Komite’ye götüren Diyarbakır Barosu, bu kez beş dava dosyası için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne başvurdu.

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları, KHK ile ihraçlar, faili meçhul cinayetler, zorla kaybettirilme ve TCK 301’den verilen cezalar ve örgüt adına suç işleme cezaları ile ilgili AİHM’in verdiği ihlal kararlarının gereğinin yapılmadığı dosyaların arasında İmralı Cezaevi’nde yatan Abdullah Öcalan’ın davası da bulunuyor.

Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Mehdi Özdemir, AİHM kararlarının yeniden yargılama, tazminat ve ihlalin ortadan kaldırılması sonuçlarını doğurduğunu belirterek, “Türkiye’nin bu ihlal kararlarını uygulaması için mevzuat değişikliği ve sistemi kurmasını talep ediyoruz. Faile meçhul cinayetlerde zamanaşımının kaldırılması gerekir. Taleplerimiz ile ilgili Türkiye’den savunma istenmiş. Türkiye savunma verdikten sonra ilk değerlendirme yapılacaktır” dedi.

Özdemir, AİHM kararlarının bireysel ve genel önlem mahiyetinde olduğunu, mevzuattan veya uygulamadan kaynaklı ihlalin yeniden yargılama veya yapısal çözüm önerileriyle giderilebileceğini belirterek şunları söyledi:

“Türkiye’nin bu ihlal kararlarını uygulaması için mevzuat değişikliği ve yasal sistemde değişiklik yapılmasını talep ediyoruz. Faili meçhul ve zorla kaybettirme yargılamalarında, insanlığa karşı suç tanımı içerisinde değerlendirilme yapılması ve zamanaşımı tehdidinin ortadan kaldırılması gerekir. OHAL KHK’lerinde yapılan ihraç işlemlerinin, sosyal ölüm mahiyetinde olduğu, tek bir idari işlemle binlerce kişinin özel ve aile hayatına saygı ve adil yargılanma hakları ihlal edilerek istihbari verilerle ihraç edildiği gözetildiğinde, Hamit Pişkin Kararı’nın gereğinin yerine getirilmesi ve ihraç işlemlerinin hukuki olmadığının tespiti gerekmektedir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, 5275 sayılı İnfaz Kanunu hükümleri gereğince, ölünceye kadar sürmektedir. AİHM, ihlal kararlarında da belirtildiği üzere umut hakkı kapsamında, belirli bir süre sonrasında yargılamanın yenilenmesi için iç hukukta mekanizma oluşturulmalıdır. Örgütlenme ve düşünce ve ifade hürriyetine ilişkin gerek TCK 301 gerekse 220/6. madde kapsamında yurttaşların bir toplantıya katılması veya düşünceyi ifade etmesi cezalandırılmaktadır. AİHM ihlal kararında belirtildiği üzere, öngörülebilir ve belirlilik kriterleri açısından yasa maddelerinin temel hakların kullanımı noktasında yargı tehdidi oluşturmakta, mevzuat değişikliğini zorunlu kılmaktadır. Taleplerimiz ile ilgili Türkiye’den savunma istenmiş. Türkiye savunma verdikten sonra ilk değerlendirme yapılacaktır.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.