Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yenilenen Beyazıt Meydanı törenle açıldı – İmamoğlu: “Bir gelecek vizyonu ortaya koymak adına yola çıktık”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), şehrin ve Türkiye’nin siyasi-tarihi hafızasında çok önemli bir yere sahip Beyazıt Meydanı’nı baştan aşağı yeniledi. Beyazıt Meydanı dışında da tarihi yarımadanın her noktasında etkin çalışmalar sürdürdüklerini vurgulayan İmamoğlu, “Arkadaşlarıma, ‘Biz tarihi yarımadaya kimliğini kazandırdığımız zaman, İstanbul’a kimliğini kazandırmış oluruz’ dedim. Burada 3 bin yıllık kimlik var. Üç imparatorluğun başkentliğini yapmış, neredeyse 200 yıllık şahitlikleriyle hem de tam bu alanlarda, bizim demokrasi tarihimiz var. Cumhuriyetimizin tohumları var, düşünceleri var” diye konuştu.

İBB, İstanbul’un kurtuluşunun 99’uncu yıldönümünde, kentin tarihi alanı Beyazıt Meydanı’nın yıllardır süren yenilenme çalışmasını tamamladı. Yenilenen Beyazıt Meydanı; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katıldığı bir törenle İstanbul halkının kullanımına açıldı. Açılış töreninde sırasıyla; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Alpay, İmamoğlu, Altay ve Torun ve eski kültür bakanlarından Ercan Karakaş birer konuşma yaptı. 

Beyazıt Meydanı’nın kendisi için de önemli bir alan olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, çocukken geldiği bölgede ilk merak ettiği yerin İstanbul Üniversitesi’nin tarihi binası olduğunu dile getirdi. İlerleyen yıllarda İstanbul Üniversitesi’nde öğrenim gördüğünü hatırlatan İmamoğlu şöyle konuştu:

“Cumhuriyet, o kadar derin bir fırsata fırsat alanına sahip ki bu kardeşinizi, bu hemşerinizi o tarihten yaklaşık 36 sene sonra bu kadim şehre belediye başkanı olarak seçti. Bu, muazzam bir şey. Bu, ancak ve ancak Atatürk Cumhuriyeti’nde mümkündür. Tam beş yıla yakın bir süre işgal altında kalan bu dünya güzeli İstanbulumuzu tekrar işgalden kurtararak, büyük istiklal mücadelesini vererek, bizleri bu güzel kentte yaşama şansına, fırsatına sahip kılan, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, onun çok kıymetli silah arkadaşlarına ve İstiklal Savaşı mücadelesinde hayatını kaybeden şehitlerimize ve rahmetli olan bütün gazilerimize, 6 Ekim’de, hepinizin huzurunda minnet duygularımı iletiyorum. Ruhları şad olsun.”

 

“Bir yarımada hayalim var”

“Aidiyet duygusunu yükselten, sadece yaşanmışlıklar değil, o yaşanmışlıkların olduğu, hayatın geçtiği tarihe tanıklık eden bu güzel coğrafyayı korumakla mümkün, geliştirmekle mümkün” diyen İmamoğlu, göreve geldikleri andan itibaren hemen her sokağını gezdikleri tarihi yarımadanın içler acısı haline tanık olduklarını dile getirdi. Geçmişte bölge için başarılı çalışmaların da yapıldığının altını çizen İmamoğlu, şu örnekleri verdi:

“Hiç mi iyi şeyler yapılmadı? Tabii ki yapıldı. İşte Sultanahmet restorasyonu, Fatih Camii restorasyonu, Topkapı… Eyvallah, yapıldı. Şimdi yanımızda yine bakanlığın bitirdiği Beyazıt Camii’nin restorasyonu… Teşekkür ediyoruz. Camiyle beraber de bu alanın toparlanması, muazzam bir güzellik kattı. Ancak, çok kötü durumda tarihi yarımada. Tarihi yarımada ne olmalıydı? Biblo gibi, her yönüyle inanılmaz güzelliğini yansıtan… Ben şöyle hayal ediyorum tarihi yarımadayı: Kara surlarından Eminönü’ne, Balat’tan Yenikapı’ya veya Ayvansaray’dan Sarayburnu’na, Beyazıt Meydanı’ndan Sultanahmet Meydanı’na, Cerrahpaşa’dan Kocamustafapaşa’ya her noktasında yüz binlerce insanın aynı anda turist olarak gezdiği bir tarihi yarımada hayal ediyorum. Burası öyle bir yer. Burası 3 bin yıldır içinde inanılmaz tarihi derinlikleri olan bir yer. O bakımdan böylesi bir hayali hayata geçirmek, bir gelecek vizyonunu ortaya koymak adına yola çıktık.”

Beyazıt Meydanı dışında da tarihi yarımadanın her noktasında etkin bir biçimde çalışmalar sürdürdüklerini vurgulayan İmamoğlu, çalışmalarla ilgili detaylı bilgiler verdi. Çalışma arkadaşlarına, “Biz tarihi yarımadaya kimliğini kazandırdığımız zaman, İstanbul’a kimliğini kazandırmış oluruz” dediğini aktaran İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada 3000 yıllık kimlik var. Üç imparatorluğun başkentliğini yapmış, neredeyse 200 yıllık şahitlik şahitlikleriyle hem de tam bu alanlarda, bizim demokrasi tarihimiz var. Bizim cumhuriyetimizin tohumları var, düşünceleri var. Tabii ki 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in milletimize emanet ettiği İstanbul var. Tabii ki beş yıl işgalden burayı kurtararak Mustafa Kemal Atatürk’ün tekrar o emaneti kurtarıp, bize emanet ettiği İstanbul var. Ama aynı zamanda bütün tarihsel geçmişiyle bize emanet İstanbul’u koruyarak, geliştirerek, ‘Dünyanın en güzel yerini, vitrine koyarak bütün dünyaya anlatmayı ve milyonlarca turisti bu şehrin tam da bu noktasına davet etmeyi, çekmeyi başarmak istiyoruz’ diyerek yola çıktık. Bu derin bir vizyon. Süleymaniye’de yapılan yanlışların düzeltilmesi var bu işin içerisinde. Kötü, metruk alanların gerçek o tarihi kimliklerine dönüştürülmesi var. Ve aynı zamanda çok kötü yapıların ele alınıp, gerekiyorsa istimlakla, gerekiyorsa hakkını vererek gerekiyorsa hukuki işlemlerini yapıp yıkarak gerçek kimliğine İstanbul’un bu tarihi yarımadasını çevirmek, döndürmek; işte o saydığım ‘Atamız’ dediğimiz, ‘Ceddimiz’ dediğimiz, bize emanet eden insanlara karşı layık olmanın gereğidir diye düşünüyorum.”

Meydanda ne değişti? 

Önceki İBB yönetimi, Beyazıt Meydanı yenilenme projesini Temmuz 2017’de başlattı ve Mart 2019’da bitirmeyi planladı. İmamoğlu başkanlığındaki İBB, önceki yönetimden durdurulmuş olarak teslim aldığı tarihi meydanı eski görkemli günlerine döndürmek için süreci hızlandırdı. Aralık 2019’da Koruma Kurulu’na sunulan proje, 24 Haziran 2021 tarihinde onaylandı. Eylül 2021’den itibaren hız kazanan çalışmalar sonucu, 40 bin metrekarelik yaya yoğunluğu ve yaşayan bir alanın alt yapı imalatları ve zemin döşeme işlemleri bir yıl gibi kısa bir sürede tamamlandı. Ordu Caddesi’nin yanındaki otopark kaldırıldı. Meydana araç girişi sınırlandırıldı. Oldukça bozulmuş ve neredeyse tamamı bir otopark haline gelmiş İstanbul’un en önemli tarihi dokularından biri olan alan, meydan olarak İstanbul’a yeniden kazandırıldı. Böylece Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri dahil İstanbul’un ilk meydanı olarak bilinen Beyazıt Meydanı, herkes için erişilebilir, tüm ihtiyaçları karşılayan, tarihi dokuyu koruyan ve yaşatan bir meydana dönüştü. 

Yenileme çalışmaları kapsamında Beyazıt’a özel kent mobilyaları tasarlandı. Tarihi Çınaraltı ve Küllük kahve yapıları kente yeniden kazandırıldı. Alanın zemin dokusunda, düz taşlar yerine, tarihi meydana uygun, Osmanlı dönemindeki yapısını hatırlatan hafif girintili çıkıntılı taşlar kullanıldı. Meydanda sosyal buluşma alanları, farklı ölçeklerde tasarlandı. Kent belleğinde yeri olan meydanın 2017 yılında yıkılmış olan iniş merdivenleri, aslına uygun olarak yeniden yapıldı. Böylece meydanın kentsel sürekliliği sağlandı. “Beyazıt Meydanı Kentsel Tasarım Projesi” kapsamında, alana 15 farklı kentsel akstan akışkan giriş alanları tanımlandı ve meydanın kent ile entegrasyonu sağlandı. Meydana ulaşan yaya yolları, anıtların izlenebileceği, güzelliklerinin ve önemlerinin daha iyi algılanabileceği seyir terasları ile yenilendi. Dinamik bir yenileme projesi ile tüm ağaçlar korunurken, bu ağaçların altında oturup soluk alınabilecek dinlenme alanları tasarlandı. 

Meydana ulaşımda büyük çaplı iyileştirmeler yapıldı. Kapalıçarşı Meydanı’ndan Beyazıt Meydanı’na ulaşan engelli erişim rampası, İstanbul Üniversitesi kapısı önünde devam ederek Besim Ömer Paşa Caddesi’ne ulaşıyor. Yaklaşık 14 bin metrekarelik yaya alanı olan ana meydanda, 10 dinlenme terası, üç açık sınıf olarak da kullanılabilecek “Avlu Akademi” oluşturuldu. Projede, 16’sı tescilli anıt ağaç olan toplam 174 mevcut ağaç korundu. Proje kapsamında 140 yeni ağaç dikimi daha yapılacak. Proje tamamlandığında, meydanda toplam 334 ağaç olacak. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.