Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İstanbul Barosu seçime gidiyor, adaylar Medyascope’a konuştu: “Baronun bir siyasi partinin arka bahçesi olmasına izin vermeyeceğiz”

Haber: Ayşegül Karagöz & Ali Macit

İstanbul Barosu’na bağlı 56 bin avukat, 22-23 Ekim’de Haliç Kongre Merkezi’ndeki seçimle yeni yönetimi belirleyecek. Seçime sayılı günler kala, Baro Başkan adayları Medyascope’un sorularını yanıtladı.

İstanbul Barosu Genel Kurulu’nda yedi avukatlık grubundan sekiz adayın yarışacağı birinci oturum, yeterli çoğunluk sağlanamadığı için 22-23 Ekim tarihlerine ertelendi. Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan genel kurula, 56 bin üyeli İstanbul Barosu’ndan az sayıda katılım oldu. Gelen avukatlar tutanağa imza atarak, kongre merkezinden ayrıldı.

İstanbul Barosu’nun yeni başkan ve yönetiminin belirleneceği genel kurul 22 Ekim Cumartesi günü Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak. 51 bin 352 kişinin oy kullanacağı düşünülen baronun başkan adayları şöyle:

Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu’ndan Filiz Saraç, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Önce Avukat Grubu’ndan Avukat Elif Görgülü, Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu Yükseliş Hareketi’nden Hasan Kılıç, Bağımsız Avukatlar Grubu’ndan Gülden Sönmez, Avukat Hakları Grubu’ndan Mustafa Gökhan Ahi, Avukat Mert Er Karagülle, Milliyetçi Avukatlar Grubu’ndan Hakan Çatak, Genç Hukuk Hareketi’nden Türkan Kara.

Önce İlke Yeniden Yükseliş Hareketi adayı avukat Hasan Kılıç, meslektaşlarından güçlü bir destek aldığını ve onların taleplerini yerine getirmeye çalıştıklarını belirtti ve “Geçen seçimde neredeyse sandıkların tamamına yakın bir bölümde grubumuz ya birinci ya da ikinci oldu. Seçime katılımın düşük olmasına rağmen elde edilen önemli başarı inanıyorum ki bu dönem taçlanacaktır” dedi.

“Avukatlar görevlerini yaptığı için öldürülüyor”

Meslektaşları için çözülmesini bekleyen ciddi sorunlar olduğunun altını çizen Kılıç, pandemi ile birlikte ekonomik yönden olumsuz bir tabloyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi:

“Avukatlar görevlerini yaparken birçok sorunla karşı karşıya kalıyorlar. Sırf görevlerini yapıyor diye darp ediliyorlar, vuruluyorlar, öldürülüyorlar. Sorunların çözümü için etkin, mücadeleci bir baroya ihtiyaç var. Ücretlerin asgari ücret seviyesine çekilmesi, her birim için ayrı ücret ödenmesi, Katma Değer Vergisi (KDV) yükünün kaldırılmasını ısrarla istiyoruz. Bunlar için çok çalışacağız. Eğitim ve mesleki gelişim alanında önemli projeler geliştirdik. Avukat akademisini hayata geçireceğiz. İhtiyacı giderecek bir eğitim sürecini hayata geçireceğiz.”

Kılıç, meslektaşlarının sorunlarının çözümü ve baro çalışmalarına katılımları için hazırladıkları projeleri anlattı:

“Genç avukatlara özel ortak ofis ve toplantı merkezleri açacağız. Genç avukatların hem eğlenip hem de meslek içi eğitimleri alabildiği yaz kampları düzenleyeceğiz. Genç avukatlara -en azından ilk beş yıla kadar- vergi muafiyeti ve Bağ-Kur prim kolaylığı sağlanması yönünde çalışmalar yapılacak. Genç avukatların tüketici hakem heyetlerinde görev almalarının teşvik edilmesi sağlanacak. Gençlik Meclisi kurulacak. Komisyon ve merkezlerde daha çok genç avukat ve kadın avukat temsilci olacak. Her bölgede genç avukat ve kadın avukat temsilci bulunacak. Stajyer avukatların sosyal ve ekonomik haklarını iyileştireceğiz. Yine vatandaşın haklarının da korunmasını sağlayacak olan gayrimenkul alım satımında avukatın bulunması, Ticaret Kanunu’nda yer alan denetçilerden birinin avukat olması, arabuluculuk sürecinde avukatla temsil zorunluluğu bulunması, toplu yapılarda avukat bulundurulması zorunluluğu gibi proje ve taleplerimiz var.”

Önce İlke Yeniden Yükseliş Hareketi adayı avukat Hasan Kılıç

“Adaletin KDV’si olmaz diyoruz”

Avukatların ağır vergi yükü altında olduğunu vurgulayan Kılıç, bu alanda taleplerde bulunacaklarını söyledi:

“İstanbul Barosu her zaman hukuk devleti mücadelesinde en önde olmuştur. Güçlüye, güçlünün hukukuna boyun eğmez, biat etmez. Geçmişinden, genlerinden gelen duruşunu devam ettirecek. Yargı bağımsızlığı, hukuk devleti talebi, insan hakları ihlallerine karşı çıkılması konusunda borumuzun sesi gür çıkacak. Bireylerin ve toplumun hakları için mücadele edilerek haksızlıkların, hukuksuzlukların karşısında duracağız. İstanbul Barosu ülkenin pusulasıdır. Hukuk devletinin, toplumun oksijeni olan adaletin savunucusu olacağız. Cumhuriyetin hukukunu, ilke ve devrimleri sonuna kadar koruyacak, mücadeleden geri durmayacağız.”

“Avukatların hak ve çıkarlarını gözeteceğiz”

Avukat Hakları Grubu’nun adayı Mustafa Gökhan Ahi, en öncelikli amacının İstanbul Barosu’nu avukatlarını tekrar bir araya getirmek ve güçlü, etkin, dinamik bir baronun temelini yeniden atmak olduğunu söyledi:

“20 yıldır aynı grup tarafından yönetilen baromuzda avukatların barolarına olan beklentisi, inancı ve ümidi ne yazık ki kırıldı. Hayalimizdeki İstanbul Barosu, daha etkin ve daha fazla etki yaratan, hukukun tüm aktörlerini baskılayabilen ve etkileyebilen bir baro. Yine 20 yıllık AKP yönetiminde, hukuka aykırılıklar, insan hakları ihlalleri ön plana çıkarken, Meclis etkisizleştirilirken, basın engellenirken, sosyal medya baskılanırken üzerine bir de numaralı barolar kuruldu. Yargıda bağımsız kalabilen, tek itiraz edebilen sadece avukatlar kaldı. Ancak mevcut baro yönetimi, avukatları yalnızlaştırdı ve kendisi de yalnız kaldı. Oysa, İstanbul Barosu, 144 yıllık şanlı bir geçmişe sahip olduğu gibi 57 bin avukatın tek meslek örgütü. 57 bin avukatın gücünü ve etkisini tekrar toparlayacağız, her bir meslektaşımızın yanında ve arkasında olacağız. İstanbul Barosu olarak, avukatların hak ve çıkarlarını gözeten, avukatların bağımsızlığını her platformda savunan, mesleği geliştiren, mesleğin itibarını yükselten, avukatların çalışma koşullarını iyileştiren ve tüm bunları meslektaşlarından aldığı güçle yapan bir kurum olacağız. Ve meslektaşlarımızdan aldığımız bu büyük güçle ve ilhamla, her tür hukuka aykırılığın karşısında duracağız, bireylerin, kurumların ve nefes alan her şeyin avukatı olacağız.”

“Meslektaşlarımız yönetime gelirsek ne yapabileceğimizi iyi biliyor”

Ahi, Avukatlar Grubu’nun avukatların hakları ve bu mesleğin geliştirilmesi için çaba sarf eden bir platform olduğunun altını çizdi:

“Avukat Hakları Grubu olarak, davalar açtık, itirazlar ettik, avukatların sorunlarına eğildik, adliyelerde nöbetler tuttuk, binlerce avukata sahada destek verdik, dayanışmalarına ortak olduk, kurumları baskıladık, kamuoyunda avukatların sorunlarına ilişkin farkındalık yarattık. Karakollar, cezaevleri, adliyeler, göç idaresi gibi idari ve yargısal kurumların avukatlara yarattıkları engelleri ortadan kaldırmaya çalıştık. Meslektaşlarımız bizi iyi tanıyor, baro yönetiminde değilken birçok iş yaptık, eğer baro yönetiminde yer alırsak neler yapabileceğimizi çok iyi biliyorlar.”

“Türkiye’deki tüm avukatları seçim ve sandık güvenliği için İstanbul Barosu liderliğinde bir araya toplayacağız”

İstanbul Barosu’nun yeniden yapılandırılması ve organize edilmesi ilk önceliklerimiz arasında” diyen Ahi, barolarından beklentisi kalmayan meslektaşlarını tekrardan kazanacaklarını söyledi:

“Baronun tüm hukuk politikalarını oluşturan, baronun fikir ve eylem üretim yönünü üstlenen merkez, kurul ve komisyonları daha da güçlendireceğiz. İşbirliğiyle ve ortak akılla, İstanbul Barosu’nun genel hukuk siyaseti içerisindeki ağırlığını ve konumunu güçlendirecek, avukatların 50 yıldır bekleyen ve kronikleşmiş mesleki sorunlarını adım adım çözebilmek için çalışmalar yapacağız. Avukatlara yönelen siyasi, fiili, hukuki ve psikolojik her tür engeli yıkmak için örgütlü bir mücadele sürdüreceğiz. Hemen eklemem gerekir ki, İstanbul Barosu için çok çok önemli bir misyonumuz daha olacak. Oldukça kritik gördüğümüz 2023 genel seçimlerinin adil ve dürüst bir şekilde sonuçlanması ve gerçek iradelerin sandığa yansıtılabilmesi için, sadece İstanbul’da değil. Çünkü İstanbul Barosu, tarih boyunca hukukun ve demokrasinin kalesi olmuştur ve olmaya devam edecektir”.

Avukat Hakları Grubu’nun adayı Mustafa Gökhan Ahi

Son olarak stajyer avukatların adil ücret alabilmeleri için çalışmalar yapacağını söyleyen Ahi, “Stajyer avukatların adliye ve hukuk bürosu staj aşamalarını denetleyeceğiz ve daha iyi bir staj dönemi geçirmelerini sağlayacağız. Staj eğitimini yeniden yapılandıracak, hukuk dersleri yerine avukatlık hukuku, meslek etiği, mesleki bilgi ve becerilerden oluşan ders programları hazırlayacağız. Oluşturacağımız şikâyet mekanizmasıyla, emek sömürüsü ve mobbingin önüne geçeceğiz, gerekirse disiplin süreçlerini işleteceğiz” dedi.

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Önce Avukat Grubu’nun adayı avukat Elif Görgülü, seçimlerin zorlu olmasının sebebinin meslektaşlarının yönetimden memnun olmadığını gösterdiğini söyledi:

“Yürütmenin aşırı güçlendiği ve güçlenmeye devam ettiği bir sistemde yargının durumu hepimizin geleceği açısından kaygı verici bir noktaya geldi. Hâkim ve savcılık atamalarında liyakatin yerine talimatlara uymak, kıdemin yerine siyasilere yakınlık geçince avukatlar duruşmalarda derdini anlatamaz, müvekkillerinin haklarını savunamaz hale geldi. İstanbul Barosu, 2018 yılından bu yana sistemli bir şekilde yürütülen bu önemsizleştirme karşısında maalesef yeterince sesini duyuramadı. Birçok olayda bülten yayınlamakla, üyeleri harekete geçirememekle ve baronun gücünü ortaya koyamamakla eleştirildi.”

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Önce Avukat Grubu’nun adayı avukat Elif Görgülü

“Baronun bir siyasi partinin arka bahçesi olmasına izin vermeyeceğiz”

Görgülü, “Baronun erişilebilir olması, meslektaşlarının dediklerini duyması, dinlemesi ve anlayarak onlarla birlikte hareket etmesiyle mümkün” diyerek şu ifadeleri kullandı:

“Kapsayıcı ve kolaylaştırıcı olacağız, kapsayıcı derken siyasi görüşleri bir tarafa bırakarak, baronun bütününün ya da bir kısmının bir siyasi partinin arka bahçesi olmasına izin vermeden çalışacağız, kolaylaştırıcı derken de onları günlük iş yaşamlarında rahatsız eden sorunları çözeceğiz ve iş yaşamlarını daha kolay yürütmelerini sağlayacak ekonomik, sosyal ve psikolojik önlemlerle yanlarında olacağız. Örneğin, mobbing ve cinsel tacizler için özel bir birim kuracağız, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ücretlerinin artması için sonuna kadar mücadele edeceğiz, kurum avukatlarının ücretleri için bir barem oluşturacağız, bütün meslektaşlarımızın günün gereklerine uygun hukuki ve teknolojik eğitimlerinin verilmesi için eğitim akademisi kuracağız.”

“Barodan şikâyet edeceğinize gelin oy verin, elinizi taşın altına koyun”

İstanbul Barosu çok kalabalık olduğu için insanlara ulaşılamadığı fikrini reddeden Görgülü, “Yönetime gelirsek her dört ayda bir yaptıklarımızın hesabını vereceğiz ve yapamadıklarımız olduysa gerekçelerini anlatacağız. Zaman içinde bütün meslektaşlarımızın bizim yanımıza geleceğini düşünüyoruz. Son günlerde üyelerimize mazeret bildirmek koşuluyla genel kurula gelmeseniz de olur gibi bir kampanyanın yürütüldüğünü üzüntüyle görüyoruz. Biz tam aksini söylüyoruz, barodan şikâyet edeceğinize gelin oy verin ve elinizi taşın altına koyun. Baro hepimizin ve memnuniyetsiz olan üyeyi dinlemeye ve sorununu çözmeye hazır bir yönetim kadrosuyuz.”

Görgülü, önceliğin avukatlık mesleğini saygınlığına kavuşturmak ve baroya güvenlerini sağlamak olduğunu ifade etti:

“Özellikle genç meslektaşlarımız kendilerini barodan çok uzakta hissediyorlar. Bu duyguyu ortadan kaldırmak gerekiyor. Baronun şimdiki yönetiminin gerçekleştirdiği çok iyi projeler de var ama meslektaşlarımız bilmiyor. Barodan ne isteyebileceklerinden ve yerine getirilip getirilmeyeceğinden de habersizler. Biz bu yüzden seçimden çok önce harekete geçip çözüm sağlayabileceğimizi göstermek için çok önemli adımlar attık.”

Stajyer avukatların staj süresi boyunca büyük zorluklar yaşadıklarını belirten Görgülü, “Bizim en önemli projelerimizden biri CMK eğitimini staj süresinin içine almak. Ayrıca kamusal hizmetlerden yararlanmak için belli girişimlerde bulunacağız. Staj sürelerinin de öğrencilik süresi sayılması için gerekli girişimlerde bulunacağız. Mobbing ve cinsel taciz sorunu da en çok stajyer avukatların karşılaştığı sorunlar. Bu süre içinde avukatlık bürolarında mesleğini öğrenmek ve kendisini geliştirmek yerine hizmet elemanı gibi çalıştırılanlar olduğunu duyuyoruz. Bütün bu sorunların hepsiyle mücadele edeceğiz. Kuracağımız özel birim bu tür sorunlarla karşılaşan meslektaşlarımıza psikolojik destek dâhil her türlü yardımı sağlayacak” dedi.

“Baronun siyasal kavgaların tarafı olmaması gerek”

Bağımsız Avukatlar Grubu’nun adayı avukat Gülden Sönmez, “İlk yapılması gereken İstanbul Barosu’nun yapısını revize etmek, katılımcı, tüm avukatların kendilerini ifade edebilecekleri ve karar süreçlerine katılabilecekleri bir baro yaratmaktır” dedi ve şöyle devam etti:

“Baronun gerek kendi üyeleri ile ilişkisini onaracak, başta siyasi iktidar olmak üzere tüm ülke genelindeki gücünü ve itibarını yeniden var kılacak ilk ve en önemli tedbir, baronun avukatların arkasında durduğu ortak sesin sahibi olabilmesidir. Baronun siyasal kavgaların tarafı olmaması, hangi siyasi parti iktidar olursa olsun siyasal iktidar karşısında hukuku sahiplenen, hukukun üstünlüğünü, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerini savunan olması gerekmektedir.”

“Barolar Birliği’nin ağırlığı kalmamıştır”

Adaletin dağıtılmasında, yasaların topluma yayılması ve amaca uygun uygulanabilir olmasında olmazsa olmaz nitelik taşıyan avukatlık mesleğinin can çekiştiğini söyleyen Sönmez, baronun avukatlık mesleğine yönelik tercihlerini sorgulaması gerektiğini söyledi:

“Birçoğu nitelikten uzak, yüzün üzerinde fakülte açılmış ve artık her hafta yüzlerce avukat ruhsat alır olmuştur. Bir yıl önceki seçimde yaklaşık 52 bin olan avukat sayısı şu anda yaklaşık 56 bindir. Genç avukatların sorunları çok daha ağır ve acildir. Baro hemen ve tüm ağırlığı ile sürece/sisteme müdahale etmeli, siyasal iktidarın fakülte açma ve avukatlık mesleğine yönelik tercihlerini sorgulamalı ve alternatif çözüm yolları önermeli, bunun mücadelesini vermeli. Ancak halen baro yönetiminin, hatta Barolar Birliği’nin böyle bir ağırlığı yoktur, kalmamıştır.”

Bağımsız Avukatlar Grubu’nun adayı avukat Gülden Sönmez

Sönmez, “Stratejik olarak ilk yapacağımız şey İstanbul Barosu’nun hukuk ortak paydasında üyeleri ile bütünleşmesini sağlayacak revizyonu fiilen gerçekleştirmek, giderek bunun yasal zemine kavuşmasının mücadelesini vermek olacaktır. İstanbul Barosu tüm avukat gruplarının aldıkları oy nispetinde katıldıkları Baro Meclisi’nden seçilen ve meclise hesap veren bir yönetim kurulunca yönetilmelidir” dedi.

“Avukatların sağduyusuna güveniyoruz

“Avukatlar olarak barodan memnuniyetsizliğimiz devamsızlığımızı değil tam tersine çare arayışımızı doğurmalı, kamçılamalıdır” diyen Sönmez, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz hak ve adalet mücadelesini iş edinmiş insanlarız. Genel Kurul’a katılmak aynı zamanda kendimize, mesleğimize duyduğumuz saygının gereğidir. Elbette avukatların sağduyusuna güveniyoruz. Mesleğin bu denli tehdit altında olduğu, hukukun bu denli itibar kaybettiği bir zaman ve zeminde avukatlar ezberleri ile davranmayacaklar, mutlaka tüm gruplara, yaklaşımlarına bakacaklar ve kötü gidişe razı olmayıp inisiyatif alacaklar, değiştireceklerdir.”

“Saygın bir baro kuracağız”

Seçime giren grupların önemli bir kısmı birtakım siyasi görüşlerin uzantıları olduğunu belirten Sönmez, önceliklerini sıraladı:

“Katılımın ve tüm avukatların temsilinin sağlanacağı, hukukun üretilmesinden uygulanmasına kadar tüm süreçlerde etkili ve sistemde söz sahibi olan, hukukun üstünlüğü, insan hakları, adil yargının gerçekleşmesi, savunma hakkının kısıtsız temin edilmesi ve avukatların sorunlarının giderilmesi olgularına özgülenmiş, bu hususların ulusal ve uluslararası düzeyde savunanı, günübirlik politika ve siyasal tartışmaların tarafı olmayacak, devletin ve toplumun tüm sorunlarında hukukta duran, ağırlık koyabilen saygın bir baro kuracağız.”

“Staj eğitimini değiştireceğiz

Sönmez, stajyer avukatların mağduriyetleri hakkında çalışmaları olduğunu söyledi:

“Hukuk eğitimi içinde uygulamaya dair temaslar ve usulleri tekrar ele alacağız, staj eğitiminin daha etkili ve gerçekçi yapılması için yazılı kuralları ve uygulamayı toptan değiştireceğiz. İlk altı ayını adliyede geçiren stajyer avukatların, yargının diğer unsurları olan hâkim ve savcı stajyerleri gibi ücret alması gerektiğini düşünüyoruz. Maddi bakımdan desteklenmesi gereken stajyerlerin baroya başvurularında alınan harç ve ücretlerin ortadan kaldırılması için her şeyi yapacağız. Yine stajyerlere ilişkin asgari ücret tarifesi yayınlanmasını sağlayacağız.”

“Avukata yönelik şiddetin önlenmesi için etkin bir mücadele sürdüreceğiz”

Adliyelerin yönetiminde söz sahibi olacaklarını belirten Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu adayı Filiz Saraç, mücadeleye devam edeceklerini belirtti:

“CMK ücret tarifesinin artırılması ve uzlaştırmacıların avukatlardan oluşması için mücadele vereceğiz. Son dönemde özellikle artan avukata yönelik şiddetin önlenmesi için etkin bir mücadele sürdüreceğiz. Haciz, keşif ve benzeri görev mahallerinde kolluk kuvvetinin eşlik etmesi zorunluluğunun getirilmesi ve adli kolluk biriminin kurulması için çalışacağız. İcra dairelerinde yaşanan sorunlara çözümler üreteceğiz. CMK, Adli Yardım, AHM, Bölge Temsilcilikleri, Avukat Destek Birimleri, Avukat Sosyal Destek Merkezi, gönüllü ve kadrolu nöbetçilerin entegre çalışacağı, avukatların her türlü bilgi ve destek ihtiyacına 7/24 cevap verecek ve meslektaşların yanında derhal yer almalarını daha etkin ve hızlı hale getirecek örgütlenme ve teknik imkanları sağlayacağız. 0-10 yıl kıdeme sahip meslektaşlarımızın öncelikli olacağı avukatlara özel iş merkezlerini organize edeceğiz. Genç avukat meslektaşlarımızın vergi ve sosyal güvenlik prim ödemelerinin beş yıla kadar muaf tutulması, beş yıldan 10 yıla kadar da yüzde 50 indirimli olması için çalışma yürüteceğiz. Yine genç meslektaşlarımızın ilk iki yıl baro aidatı ödememesinin için yasa değişikliği önerisinde bulunacağız.”

Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu adayı Filiz Saraç

“Çoklu baronun kaldırılması için mücadeleye devam edeceğiz”

Saraç, tüm stajyer avukatların ve avukatların uygun fiyatlarla sağlıklı, temiz ve kaliteli öğle yemeği yiyebilmesi için; öncelikle üç büyük adliye yakınında olmak üzere üç baro restoranı açacaklarını söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti:

“Kamu avukatlarının özlük haklarının ve tüm bağlı çalışan avukatların çalışma koşullarının iyileştirilmesi için mücadele edeceğiz. Bu alandaki belirsizliğin giderilmesi için avukatların bağlı çalışmalarına yönelik (ücret, sosyal güvenlik, mesai, meslek içi eğitim, baro aidatı vb.) ilke kararları alacağız. Baro saati uygulaması ile her hafta belli gün ve saatte baro başkanı veya yönetim kurulu üyeleri, meslektaşlarımız ile çevrimiçi görüşme yaparak şikâyetleri, önerileri ve projeleri konusunda görüş alışverişinde bulunacak. İstanbul Sözleşmesi’nden ve kadın hakları mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz. Çocuk hakları ve engelli hakları için mücadele vereceğiz. Çoklu baro düzenlemeleri; baroların, savunmanın ve avukatların bölünmesidir. Bunu asla kabul etmedik ve etmeyeceğiz. Çoklu baronun kaldırılması için mücadeleye devam edeceğiz.”

“Mesleğimizin saygınlığını artırmak istiyoruz”

“Baro başkanı seçilmem halinde, mağduru kimi zaman meslektaşlarımız da olan ve ülkemizde gittikçe artan şiddet sarmalının kalkması yolunda, bu mücadeleyi tüm meslektaşlarımızla omuz omuza yükseltmek ve genişletmek için çaba sarf edeceğim” diyen Saraç, sözlerime şu şekilde devam etti:

“Genç avukat meslektaşlarımızın gücünü mesleğin gücüne dönüştüreceğiz. Geçmişin deneyimi ile gençliğin vizyon ve dinamizmini bir araya getireceğiz. İstanbul Barosu gibi köklü ve büyük bir yapının organizasyonunu doğru bir biçimde gerçekleştireceğiz. Her bir meslektaşımızı ilgi alanlarına göre yönlendirerek, meslek ve meslektaş için hedefler koyarak beraber yürüyeceğiz. Meslektaşlarımızla dayanışma içerisinde olacağız, Baroyu her zaman ve her yerde yanında hissetmeleri için çalışacağız. Mesleğimizin saygınlığını artırmak ve meslektaşlarımızı hak ettikleri ekonomik ve sosyal konuma eriştirmek hedefimizdir. Meslektaşın yanında ve ait hissettiği güçlü baroyu hep birlikte heyecanla yaratmak istiyoruz ve bunu hep birlikte gerçekleştireceğiz.”

Saraç, stajyer avukatların ekonomik ve sosyal durumlarının iyileştirilmesinin temel önceliklerinden biri olduğunu söyledi:

“Altı aylık adliye staj süresi boyunca Adalet Bakanlığı’nın Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) ayıracağı ödenekten stajyer avukatlara asgari ücretten az olmamak üzere ücret ödemesi ve sosyal güvenlik primlerinin devlet tarafından karşılanması için çalışacağız. İkinci altı aylık dönemde avukat yanında geçen staj döneminin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve bu dönemin sosyal güvenlik primlerinin devlet tarafından ödenmesi için çalışmalar yapacağız. Stajyerlere verilen kredinin geri ödemesiz olması için çalışacağız. Tüm staj süresi boyunca Adalet Bakanlığı’ndan ücret ödenmesi için mücadele edeceğiz. Stajyer avukatların ve eğitmenlerin ulaşım sorunlarının ve zaman kaybının giderilmesi için staj eğitim merkezi faaliyetlerinin adliye bölgelerinde yürütülmesini sağlayacağız. Ulaşım, kültürel ve sanatsal faaliyetlerde indirim vb. hakların stajyer ve genç avukatlara tanınması için çalışacağız.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.