Altılı Masa’nın liderleri ve belediye başkanları Saraçhane’de buluştu | İmamoğlu: “Öyle kolay kaçmak yok”

Haber: Sahra Atila, Ufuk Çeri, Buket Topaktaş, Ali Macit, Emine Bıçakcı & Ali Deniz Çakır

Altılı Masa’nın liderleri, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezası üzerine Saraçhane’de ortak miting düzenlendi. Mitinge çok sayıda vatandaş katılırken İmamoğlu, Altılı Masa’nın beş lideri ve Saadet Partisi Genel Başkanvekili Sabri Tekir konuştu. İktidara seslenen İmamoğlu, “Öyle kolay kaçmak yok” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme heyeti İmamoğlu’na iki yıl yedi ay 15 gün hapis cezası verdi ve siyasi yasak getiren TCK’nın 53. maddesini uyguladı. İmamoğlu’nun cezası istinaf süreci ve Yargıtay’ın kararı onamasının ardından kesinleşecek.

İmamoğlu tarafından dün (14 Aralık) yapılan çağrı sonucu Saraçhane mitingi düzenlenmişti. Toplanan kalabalığa hitap eden İmamoğlu, Altılı Masa’nın liderlerinin katılacağı yeni bir miting düzenleneceğini ilan etti.

Bunun üzerine Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saraçhane’deki ortak mitingde bir araya geldi. Programa Millet İttifakı’na mensup il ve ilçe belediye başkanlarının yanı sıra büyükşehir belediye başkanları da katıldı. Belediye başkanları tek tek sahneye çıkıp vatandaşı selamladılar. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu hastane randevusu nedeniyle mitinge katılamadı. Saadet Partisi’ni mitingde Genel Başkanvekili Sabri Tekir temsil etti.

Kürsüye ilk çıkan isim, hakkında hapis cezası verilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu oldu. İmamoğlu şöyle konuştu:

“Burası sizin eviniz, milletin evi. Burada siz ne derseniz o olur. Önce sizlere soru sormak istiyorum. Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle ne alıp veremediği var? Sizden ne istiyorlar? 31 Mart’ta oyunuzu kullandınız saymadılar. Sizin tertemiz, helal oyunuzu iptal ettiler. Seçimi yenilediler. Belediyeye bizden önce kamu bankalarından bol bol krediler verirlerdi. Bu millete ait bankalardan sizin seçtiğiniz yöneticilere üç buçuk yıldır bir kuruş vermiyorlar. Sizin seçtiğiniz yönetim olarak çok daha uygun koşullarda dışarıdan fonlar buluyoruz. Bu kez de uydurma bahanelerle aylar geçiyor, bir imza atıp onay vermiyorlar.

Siz bir kere değil, iki kere üst üste belediye başkanı seçtiniz. Onlar sizin seçtiğiniz başkanı görevden alıp hapsetmek için karar çıkarttılar. Baktılar mahkemenin hâkimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp başka hâkim getirdiler. Bu ülkeyi yönetenlerin, ey vatandaşlarım, sizinle ne dertleri var?”

“Öyle kolay kaçmak yok”

İmamoğlu, kalabalıktan yükselen “Hükümet istifa” sloganlarına şöyle cevap verdi: “Öyle kolay kaçmak yok. Onları gönderecek altı siyasi partinin lideri burada.”

“Bunlar hasta”

İmamoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bunlar hasta hasta, hem de çok hasta. Sizlere söyleyeyim. Bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar. Milli irade kendilerinden yana karar verirse hiç sorun yok ama başka türlü bir karar çıkarsa bütün arızalar başlıyor. Ellerinden geleni yapsınlar, nafile. Ne hukuk ne ahlâk gözetiyorlar. Ne din ne iman gözetiyorlar. Gözleri hiçbir şey görmüyor. Bu kalabalığı harekete geçiren sizlerin ortak vicdanıdır. Haksızlığa karşı buradayız.”

“Milyonlarca insan demokrasi için harekete geçiyor”

“Milyonlarca insan demokrasi için harekete geçiyor. Milletin iradesine alerjin varsa, seçim sonuçlarını hazmedemiyorsan tavsiyemiz siyaset yapmayacaksınız. 16 milyon İstanbullu senin gözünde bir ve eşit değilse, 85 milyonu eşit görmüyorsan bu ülkeyi yönettiğinizi söyleyemezsiniz. Bugün yaşadıklarımız bize ispat ediyor ki bu ülkeyi yönetmiyorsunuz. Sadece birtakım karanlık odakları ve seçilmişleri yönetiyorsunuz. İstanbul’da israf düzeni kurdular ve sonsuza kadar sürsün istiyorlar. Bir avuç insanın zenginliğine zenginlik katan İstanbul’un canına okuyan bir düzendi bu. Ben seçimden önce yetki isterken görevi verin bu israf düzenini yok edelim dedim.”

“İnsaf düzeni kurduk”

“Kişilere kurumlara derneklere vakıflara cemaatlere partilere kişisel yakınlığınızın olduğu gruplara ve kurumlara yakın olmayacağız herkese eşit olacağız dedik. Belediye kaynaklarının yönünü hep birlikte değiştirdik, israf düzenine son verdik. Bir avuç insan avuçlarını yaladılar. Bugün bize yapılanların tümü işte bu yüzden. Bu sadece israf düzenine son vermekle kalmadık. İstanbul’da insaf düzeni kurduk. İnsaf düzeni vicdana ve mantığa dayanan adalet demektir.

İstanbul üç buçuk yıldır vicdana ve mantığa uygun şekilde yönetiliyor. Hiçbir zaman İstanbullunun kaynağını heba edecek bir düzene İstanbullu izin vermeyecek. Türkiye’de de artık israf düzenini milletimiz istemiyor. Cumhuriyet, yöneticilerin, yani bizlerin hadlerini bildiği bir rejimdir. Kim olursa olsun, halkın yolarıyla seçilmiş bir yöneticiyi haksız ve hukuksuz şekilde görevden almak haddini bilmemektir. Bu yüksek hürriyeti nasıl kuracağız. Yine Atatürk ifade ediyor. ‘Tam ve kesin anlamıyla milli egemenliğin kurulmasıyla’ diyor. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyor.”

“Altılı Masa’nın en çalışkan neferi olacağım

“Türkiye tam da bu yönüyle yol ayrımındadır. Milli egemenliği kayıtsız şartsız kabul edenlerle alerjisi olanlar arasında yol ayrımındayız. Milli egemenliği kayıtsız şartsız kabul edenlerin yanında duracaksınız. Eğer hepimize eşit ölçüde saygı gösterenlerin yanında durmak istiyorsak adres Altılı Masa. İşte bunun için 16 milyonun yetki verdiği bir hemşeriniz olarak söylüyorum ki Altılı Masa’nın en çalışkan neferi olacağım. Bütün genel başkanlarımın ve hepinizin huzurunda söz veriyorum. Ortak aklın iradesine inanıyorum.”

“Yok hükmündeki kararlardan asla korkmuyorum. Sığınacak hakimlerim, savcılarım mahkemelerim yok ama benim arkamda 16 milyon hemşehrim var, milletimiz var. Arkamda altı liderin kurduğu Türkiye ittifakı var. Sizler tam da burada bu ittifaka büyük güç kattınız. Buradaki birlik iradesi toplumu yoksulluğa, çaresizliğe mahkum etmeye çalışan iktidarın karşısında Türkiye’nin yegâne çaresi ve en büyük gücüdür.”

“Üç yıl önce iki kez günlerini gösterdiniz”

“Bugünden itibaren Türkiye için yeni bir dönem açılıyor. Ülkedeki bozuk düzeni hep birlikte ortadan kaldıracağız. Hayat pahalılığına son vererek hep birlikte mücadelenin içinde olacağız. Bu tarz uygulamanın en güzel örneklerini 11 büyükşehir belediyesi olarak veriyoruz. Çare belli, hep birlikte mücadele edeceğiz. Önümüzdeki seçimlerde vereceğimiz karar bellidir. Benim umudum çok yüksek. Küçük bir azınlığın değil, her inancın her etnik kökenin mutlu olduğu bir memleket istiyoruz. Sizlere güveniyorum çünkü iradenize set koymak isteyenlere üç yıl önce iki kez günlerini gösterdiniz.”

İmamoğlu, ezan okunurken konuşmasına ara vererek, “Gönlünüzden geçen güzel duaları edin, ben içinizden geçen duaların kabul olacağına inanıyorum” dedi.

“Her şey çok güzel olacak”

İmamoğlu konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:

“Birlikte bu karanlık günleri aşacağız. Asla üzülmeyeceğiz, ama daha büyük bir azimle mücadele edeceğiz. Asla öfkeye kapılmayacağız ama kararlı olacağız çünkü bu dava Ekrem İmamoğlu davası değil, bu dava parti davası değil. Bu dava ülke davası, bu dava adalet davası. İnanın 2023 çok güzel olacak. Hepimiz için, bu ülkede yaşayan her bir yurttaşımız için çok güzel olacak. Ben, sen ya da o değil, herkes kazanacak. Herkes kazanacak ve her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak.”

Ekrem İmamoğlu, mitingin ardından Twitter hesabı üzerinden de paylaşımda bulundu:

İmamoğlu daha sonra genel başkanları teker teker kürsüye davet etti. İlk olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını yapmak için kürsüye geldi.

Kılıçdaroğlu sahneye çıktığında “İktidar, iktidar” sloganı atan vatandaşlara “Endişe etmeyin, iktidar olacağız” dedi.

Kılıçdaroğlu 11 maddeyle düşüncelerini anlattı. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“1- Mevlana der ki, ‘Adalet kutup yıldızı gibidir, yerinde sabit durur ve kâinat onun etrafında döner.’ Bugün bizi burada bir araya getiren, yaşadığımız adaletsizliktir. Ama hepinizin huzurunda söz veriyorum: Adalet ya gelecek ya gelecek.

2- Adaleti dağıtacak kişi -yani yargıç- hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır. Bu yapılmadığı takdirde adaletsizlik olur.

3- Adaleti dağıtacak kişi kralın, sultanın, sarayın sofrasına asla oturmayacak. Çünkü sofraya oturan âlimin verdiği fetva yanlıştır ve doğru olmaz.

4- Milli irade. 1921 ve 1924 anayasalarının birinci maddesi şudur: ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’ Milletin iradesine bugün darbe vurulmuştur. 16 milyon İstanbullunun iradesine bir yargıç aracılığıyla darbe vurulmuştur. Biz milli iradeyi yeniden ama yeniden inşa edeceğiz.

“Adalet temel bir Türkiye sorununa dönüştü”

5- Adalet artık temel bir Türkiye sorununa dönüşmüştür. Sokaktaki herhangi bir vatandaşa sorun ‘adalet var mı?’ diye, ‘Yoktur’ diyecek. Ama biz Altılı Masa olarak adalet konusunda kararlıyız ve adaleti mutlaka getireceğiz. Bugün Türkiye’de kimse kendini güvende hissetmiyor. Dayısı olana kimse ses çıkarmıyor ama bir genç tweet attığında gözaltına alınıyor. Bu manzarayı bitireceğiz.

6- Yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Ağacın kurdu kendi içindedir. Uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazlar, çetelerle yan yana gezerler. Bu tabloyu da değiştireceğiz. Adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz.

“Adaleti kural haline getireceğiz”

7- ‘Zulmün artsın ki tez zeval bulasın’ der atasözümüz. Zulüm öteden beri var bu ülkede. Vekillerimiz tutuklandı. Gazeteciler tutuklandı, İstanbul İl Başkanımız siyasi yasak kapsamına alındı. Bu tablo zulmün arttığı bir tablodur. Bu da yakında zeval bulacaktır demektir ve onları göndereceğiz. 

8- İBB Başkanı İmamoğlu hakkında verilen karar asla ve asla kabul edilemez. Toplumun vicdanını yaralamıştır. Şunu herkes çok iyi bilsin: Ekrem Başkan hakkında verilen karar bize bir milimlik dahi geri adım attırmayacaktır. Biz kararlılıkla başkanın arkasında duracağız.

9- Göndereceğiz. Adaletsizliği kural haline getirenleri göndereceğiz. Milli iradeye darbe yapanları göndereceğiz. Hiç endişe etmeyin. Altılı Masa kararlı, bu ülkeye huzuru ve adaleti getireceğiz.

10- Hiç kimse unutmasın ve umutsuzluğa kapılmasın. Bu bir maratondur ve sonuna geldik. Altı ay sonra maraton bitecek ve yeni bir Türkiye göreceksiniz.

11-Sevgili İstanbullular, asla başınızı öne eğmeyin. Siz de haykırın: İktidar, iktidar, iktidar. İktidar olmak için geliyoruz.”

“Canan Hanım’a, Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum”

Kılıçdaroğlu’ndan sonra kürsüye çıkan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan şunları söyledi:

“Biliyorum çok öfkelisiniz, hepimiz çok öfkeliyiz. Bu haksızlığı reddediyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Birkaç ay evvel Canan Hanım’a yapılan hukuksuzluğu, Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın seçimleri kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanş almasını reddediyorum. Onun için buradayım. Nedir bu çektiğimiz? Devlet gücünü ele geçiren aşağıdakileri ezmeye başlıyor. Üste çıkan başlıyor zorbalığa. Biz bu ülkede yaşanan nöbetleşe zorbalığa karşıyız.  Bu millet Nazım Hikmetlere, Ahmet Kayalara, Necip Fazıllara, Halide Ediplere zulmedenleri tarihin tozlu raflarına gömen bir millettir. Bu millet zulmedenlere gereken cevabı çok yakında verecektir. Herkes için adalet demek için buradayız.”

“Ekrem İmamoğlu’nu yasaklamaya çalışan bir zihniyet bu”

“Yolsuzluk var mı, yoksulluk var mı, yasaklar? Ekrem İmamoğlu’nu yasaklamaya çalışan bir zihniyet bu. Çok yazık ya. Üç dönem kuralı vardı, 2015’te doldu üç dönem. Ne zaman ki devlet gücünü kullanan süreyle sınırlanmaz ve hukukla denetlenmez, o zaman güç zehirlenmesi olur.”

Babacan sözlerine şöyle son verdi:

“85 milyon birden büyüktür, Türkiye birden büyüktür.”

“Bu kararın nokta kadar milletin vicdanında karşılığı yok”

Babacan’ın ardından Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal sahneye çıktı.

Üzüntü içinde olduğunu söyleyen Uysal, “Bu büyük ülke, millet bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Zalim zulmünü celladına yaptırırmış. Cellatlarına, uşaklarına karşı büyük bir mücadeleyi burada başlatıyoruz, hep beraber ‘Yeter, söz milletin’ diye hayrıkırıyoruz” dedi. Uysal şöyle devam etti:

“Milli iradenin önüne set çekilmez. Bugün de bitmeyen kinin İstanbul’da millete yaslanarak iktidar olanların zaman içerisinde devletin tahakküm eden gücüyle beraber, ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ iradesi üzerine kayıt da şart da koymak için İmamoğlu’na bu cezayı verdiler. Ama bilsinler ki bu kararın nokta kadar milletin vicdanında bir karşılığı yoktur.

Bakmayın isimlerine Adalet ve Kalkınma Partisi dediklerine. Adaletleri batalı çok oldu. Onların adaleti deniz feneri davalarında batmıştı. Buradan haykırıyorum: Adaleti sistematik bir şekilde uygulayanlara haykırıyorum: Adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı. Bu ülkenin kaldırım taşlarında, İstanbul başta olmak üzere, alnı dik bir şekilde dolaşamayacaklar.”

Davutoğlu: “Tehditlerinize boyun eğmeyeceğiz”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, halka sahnenin en önünde hitap etti ve kağıda bakmadan konuştu.

Davutoğlu şunları kaydetti:

“Meselemiz Türkiye’nin demokratik değerlerini korumaktır. Dün yargı bir kez daha siyasallaştı ama bizim meselemiz siyaset üstüdür. Geçmişte nice mutlak güç sahipleri aldandılar. Eğer 2023 seçimlerine ipotek koyarız diye düşünüp bizi korkutmak istiyorsanız, korkmadık, korkmuyoruz. Tehditlerinize boyun eğmeyeceğiz. Herkesin hakkını koruyacağız. Sakın seçim sandığı üzerinden siyaseti dizayn etmeye kalkışmayın. Sakın bize tarafsız mahkeme karar verdi demeyin, inanmayız.

Dilerim ki seçime giderken hiçbir yargı mensubu baskı altına alınmaz. Ama baskı altına alınırlarsa bilsinler ki altı parti olarak onların arkasında sonuna kadar duracağız, cesur olsunlar. İktidar seçmenlerine de sesleniyorum, basiretle davranın, tahriklere kapılmayın. Sizler her zaman vesayete karşı milli irade dediniz. Milli iradeyi esir alanlara karşı sesinizi yükseltin. Sizin kazanımlarınız yozlaşmış bir iktidarın teminatı altında olamaz. Kim ki milli iradeye el uzatırsa gerçek terörist odur. İstanbul medeniyetimizin, siyasi kültürümüzün merkezidir.”

Altılı Masa’nın geleceğine ilişkin de konuşan Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu masa sizin kurtlar sofrası masanız değil, Halil İbrahim sofrası ve dağılmayacak. Biz mevki makamların peşinde değiliz. Meselemiz memleketimizi gençlerin asla terk etmeyi düşünmeyecekleri bir ülke haline getirmektir.”

Akşener’den İmamoğlu’na atkı

Davutoğlu’nun ardından sahneye çıkan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İmamoğlu’na sarıldı. Akşener, İmamoğlu’nu konuşması boyunca sahnede tuttu.

İmamoğlu’nun boynuna atkı takan Akşener, “Genç bir kızımız arabamın camını çaldı, bu atkıyı verdi ve ‘Bunu Ekrem Başkanıma vereceksin Meral abla’ dedi. Bu gencecik kızımızın atkısı, biliyorum ki onu saklayacaksındır” dedi.

“Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat”

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyenlerin Saraçhane’de olduğunu söyleyen Akşener, “O iradenin temsilcileri kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar burada. İstanbul’dan ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyenleri duymayanların, onların saraylara kapandığı anda biz Saraçhane’deyiz. Bir tiyatroya, bir haksızlığa, siyah cüppelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular, diyorsunuz ki ‘Saray sizinse Saraçhane bizimdir.’ ‘Zulüm sizinse, sandık bizimdir’ diyorsunuz. 16 milyon İstanbullunun iradesi burada. Demokrasi burada, irade burada, Ekrem kardeşimin yanında. Gençler diyor ki ‘Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat!'”  diye konuştu.

Milletin iradesinin Saraçhane’de olduğunu söyleyen Akşener şöyle devam etti:

Bu sese kulaklarını kapasalar da size, bize terörist deseler de haksız yere Ekrem kardeşimi cezalandırsalar da bu cesaret, bu demokrasi aşkı, bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki artık 16 milyon İstanbullunun dışında 85 milyon Türkiye’nin de senin yanında olduğunu Saraçhane’den görüyoruz. Geldikleri gibi giderler, sizin iradenizle gidecekler. Demokrasi bizimdir, sandık bizimdir ve bu irade elbette ki bizimdir.”

Kürsüye çıkan son isim Saadet Partisi Genel Başkanvekili Sabri Tekin oldu. Temel Karamollaoğlu’nun rahatsızlığı sebebiyle partiyi temsilen Saraçhane’ye gelen Tekin şöyle konuştu:

“Verilen bu kararı kamu vicdanı asla hukuki olarak kabul etmemiştir. Tarihin akışını değiştirmek kolay değildir. Bu milletin geleceği için hukukun sınırları içinde kalmaya kararlıyız. Onlar kutuplaşma dedikçe biz kucaklaşmayı hedefleyeceğiz.

Gün boyu yaşananlar

Kalabalık saat 15:30 civarında toplanmaya başladı. Saraçhane’de düzenlenen mitingde “Hükümet istifa”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” sloganları atıldı. Konuşmalar başlamadan önce Saraçhane’ye gelen binlerce yurttaş, İmamoğlu’na verilen hapis cezasını ıslıklarla protesto etti.

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Akşener, Davutoğlu, Babacan ve Uysal miting alanına birlikte girdi, İstiklal Marşı’nı okudu.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu hastane randevusu nedeniyle mitinge katılamadı. Karamollaoğlu’nun Twitter paylaşımı şöyle:

“Önceden planlanan ve tehir etme durumumuzun olmadığı bir hastane randevum nedeniyle Saraçhane’de gerçekleştirilecek anlamlı programa katılamıyorum. Orada bulunan herkese canıgönülden selamlarımı iletiyorum. Hepimizin ortak talebi: Önce Adalet, Her daim Adalet, Herkese Adalet!”

Miting öncesi Edirne Cezaevi’nde bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,Twitter hesabı üzerinden paylaşımda bulundu. Demirtaş’ın açıklaması şöyle:

Sürecin kronolojisi ise şöyle:  

  • Fransa’nın Strazburg kentinde 30 Ekim 2019’da düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yerel seçimlerde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız bir şekilde kullanıldığını, toplumu bölen ve kutuplaştıran bir dil kullanıldığını, cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan eylem ve uygulamalarını, devletin haber ajansı olan Anadolu Ajansı’nın seçim sonuçlarını manipüle etmek istediğini söyledi. İktidarın manipülasyonla kazanamadığı seçimi, 31 Mart seçimlerini yönetmekle yetkili olan YSK kararı ile iptal ettirip kazanmak istediğini vurgulayarak siyasi eleştirilerde bulundu.
  • İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019 tarihinde İmamoğlu’nun bu sözlerine atıfta bulunarak “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Yazıklar olsun” dedi.
  • İmamoğlu aynı gün, Üsküdar Fethipaşa Korusu’nda İçişleri Bakanı Soylu’nun bu sözlerini hatırlatan basın mensuplarına “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” diyerek Bakan Soylu’ya cevap verdi.
  • Bu sözler üzerine YSK Başkanlığı’nın 15/11/2019 tarihli müzekkeresi ile yapılan suç duyurusundan hareketle T.C. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosu, 2020/53491 soruşturma numarası, 2021/28722 esas numarası ve 2021/22456 İddianame numarasıyla İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında dava açtı.
  • 1 Haziran’da karar çıkması beklenen davada, İmamoğlu’nun “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” şeklindeki sözleriyle YSK üyelerine alenen hakaret ettiği, kurul üyelerinin onur, şeref ve saygınlığını rencide ettiği gerekçesiyle cezalandırılması istendi.
  • Dünkü karar duruşmasında İmamoğlu’na iki yıl yedi ay 15 gün hapis cezası verildi ve siyasi yasak getiren Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 53. maddesi uygulandı. İmamoğlu hakkında verilen ceza Yargıtay’ın kararı onaması halinde kesinleşecek. Kararın kesinleşmesi halinde İmamoğlu’nun belediye başkanlığı düşecek ve hiçbir seçimde aday olamayacak.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.