İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK başkanı ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla siyasi yasak ve hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın dördüncü duruşması bugün (14 Aralık) görüldü. İstanbul Anadolu Adliyesi 7. Asliye Ceza Mahkemesi, İmamoğlu’na iki yıl yedi ay 15 gün hapis cezası verdi. Peki süreç bundan sonra nasıl işleyecek? Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, Medyascope’a değerlendirdi.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında 4 Kasım 2019’daki “31 Mart seçimini iptal ettirenler ahmaktır” sözleri nedeniyle iddianame hazırlamış ve “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret” suçundan bir yıl üç ay 15 günden dört yıl bir aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etmişti.
Dava bugün, İstanbul Anadolu Adliyesi 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İmamoğlu’na iki yıl yedi ay 15 gün hapis cezası verildi. Hukuki sürecin nasıl işleyeceğini anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, Medyascope’a şöyle anlattı:
“İmamoğlu hakkında açılan dava, kamu görevlisine hakaret suçu sebebiyledir. Bu davadaki alt sınır, bir yıl hapis cezasıdır. Kısa süreli hapis cezası kapsamına girmektedir ve ertelenmesi hâlinde 53. maddenin 1. fıkrasındaki yaptırım, bu durumda uygulanmayacaktır. Ancak burada hakaret suçunun heyet halinde çalışan kamu görevlileri hakkında işlendiği ileri sürüldüğünden zincirleme suç kapsamına alınacak ve ceza 1/4’den 3/4’e kadar arttırılabilecektir. Bu durumda da cezanın alt sınırı olan bir yıldan verilmesi imkânsız olacaktır. Yani mahkûmiyet hâlinde, 53. maddenin 1. fıkrasının a bendinden belediye başkanlığı görevine ilişkin, b bendinden ise seçme ve seçilme ehliyetine yönelik bir yasaklama gelecektir.“
“İmamoğlu görevinden ayrılmak zorunda kalabilir”
Boyunsuz, İmamoğlu’nun görevinden ayrılmak zorunda kalıp kalmayacağı ve cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağı konusundaki sorularımızı ise şöyle yanıtladı:
“Bu durumda cezanın infazı süresinde belediyelerde seçimle gelinen görevler üstlenilemeyeceğinden İmamoğlu, görevinden ayrılmak zorunda kalacaktır. Eğer hapis cezası iki yıl altında ise ceza ertelenebilir ve belirlenen denetim süresi içinde yine Ceza Kanunu’nun 1. maddesinde belirtilen görevler üstlenilemez ve kişi seçme ve seçilme ehliyetinden yoksun bırakılır. Ancak cezanın infazından sonra, tekrar seçimle gelinen bu görevlere aday olunabilir. Ceza ertelenmezse ise haklardan yoksun kalınan süre cezanın infazı süresi kadardır. Ancak tüm bu sonuçların doğabilmesi için cezanın kesinleşmesi gereklidir.”