Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Grammy ödüllü orkestra şefi Tonu Kaljuste ile söyleşi: “Benim için besteleri özel kılan şey müziğinin sessizliği”

Grammy ödüllü Estonyalı şef Tonu Kaljuste yönetimindeki Tallinn Oda Orkestrası, 8 Şubat’ta “İş Sanat”ta dinleyicisiyle buluşacak. Medyascope olarak ünlü orkestra şefiyle söyleşi yaptık.

“Benim için besteleri özel kılan şey müziğinin sessizliği”

  • Arvo Pärt ile nasıl bir araya geldiniz?

Tonu Kaljuste: Bir Bach/Pärt programı planlıyordum ve oraya Pärt’ın “Berliner Messe”sini dahil ettim. Arvo beni aradı ve org-koro versiyonunu değil, yeni bitirdiği yaylı çalgılar-koro versiyonunu kullanmamı önerdi. Estonya Radyosu’nda yaptığımız “Te Deum” kaydımla da ilgilendi. Tüm bunlar, ECM için her iki parçayı da kaydetme önerisiyle sonuçlandı ve iş birliğimiz burada başladı.

  • Arvo Pärt’ın eserlerini çalmanızın özel bir nedeni var mı? Bu bestecinin sizin için önemi nedir?

Tonu Kaljuste: Sevdiğim müzikleri icra ediyorum ve özellikle Estonyalı bestecilerin eserleri konser programlarımın önemli bir parçası. Pärt’ın hem benim hem Tallinn Oda Orkestrası’nın üzerinde büyük etkisi oldu. Müzisyenlerin icra ettikleri müzikten heyecan duydukları kadar dinleyicileri de heyecanlandırdıklarını biliyorum. Eski dualar yüzyıllardır müzikte sergileniyor. Pärt’ın besteleri, insanlar üzerinde dengeleyici ve hareket ettirici bir etkiye sahip. Benim için bestelerini özel kılan şey ise, müziğinin sessizliği ve beraberinde gelen her şeyi onurlandırması.

  • Koro müziği performansınızla Grammy Ödülü kazandınız. Koro müziği besteye nasıl bir katkı sağlıyor ve sizin için ne anlam ifade ediyor?

Tonu Kaljuste: Koro müziği kategorisinde Grammy Ödülü kazanan eser, Arvo Pärt’ın koro ve yaylı çalgılar orkestrası için bestelenen “Adem’in Ağıtı” adlı eseri oldu. İstanbul’da Türk ve Estonyalı müzisyenler tarafından prömiyeri yapıldı. İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olması o yıl özel bir olaydı. “Adem’in Ağıtı”, onu icra eden müzisyenler kadar seyircileri de duygulandırdı. Parçayı daha sonra Estonyalı ve Letonyalı müzisyenlerin iş birliğiyle Tallinn’de kaydettik.

  • Grammy Ödülü almak size nasıl hissettirdi? Müzik kariyerinizi nasıl etkiledi?

Tonu Kaljuste: Kayıtlara verilen ödüllerin hepsi farklı müziklerin yayılma sürecine renk katıyor ve bir kayıt için ön plana çıkmak her zaman keyifli oluyor. Dünyada yaratılmış pek çok ilginç, güzel, sembolik derecelendirme ve sıralama var. Ödüllerin zaten bir sonuç olduğunu düşünüyorum, amacın kendisi değil.

  • Tallinn Oda Orkestrası’nı yönetmenin diğer şeflik deneyimlerinizden farkı nedir?

Tonu Kaljuste: Daha uzun süre iş birliği yapabilmek, müzik yapmak için her zaman fazladan bir değer katar. Tallinn Oda Orkestrası ile 30 yıldır birlikte çalıyoruz ve anlaşılır bir şekilde orkestra, notaların arkasındaki müzik dünyamı yabancı bir orkestradan çok daha farklı algılıyor. Ancak profesyonel müzisyenlerle, günümüzde her şey oldukça düzgün bir şekilde yerine oturuyor. Deneyim de tabii ki yardımcı oluyor.

  • Oda orkestrası yönetmenin ve daha az sayıda müzisyenle çalışmanın ürettiğiniz müziğe olumlu veya olumsuz etkileri nelerdir?

Tonu Kaljuste: Müzik performansı daha küçük salonlarda, dolayısıyla daha küçük topluluklarda başladı. Oda müziğinin temel unsurları samimiyet, ince nüanslar ve dinleyiciyle daha yakın temastır. Bunu göz önünde bulundurarak, bir senfoni orkestrasından daha az müzisyenle çalarak, örneğin barok veya “Viyana klasik müziği” gibi daha küçük topluluklar için yazılmış müzikler icra ediyoruz. Çağdaş oda müziği çok ilginç. Bence bir oda müzisyeni, gereksiz kişisel yanıltıcı hırslar olmadan bu türün derin özünü anladığında, bundan olumsuz deneyimler elde etmesi pek mümkün değildir.

  • 8 Şubat’ta Türkiye seyircisi konserinizden ne beklemeli? Repertuvarınızla ne tür duygular uyandırmayı planlıyorsunuz?

Tonu Kaljuste: Arvo Pärt’ın müziğinin ilginç bir özetini duyacaksınız. Yerleşik eski kalıplara veya beklentilere yenilmemek ve konserden yeni deneyimler elde etmek için zihninizi “tabula rasa” (boş levha) gibi hazırlamanızı öneririm.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.