Adıyaman’da ara sokaklar enkaz dolu… Merkezde başladığımız gün Adıyaman Belediye Başkanlığı önünde son buldu. Şehrin sokakları enkazlar ve moloz yığınlarıyla dolu. İnsanlar ise ya yıkılan evlerini izliyorlar ya da yardım çadırlarının önünde sıra bekliyorlar.
Adıyaman’da ara sokaklar enkaz dolu
Adıyaman’daki ikinci günümüz merkeze yakın ara sokaklarda başlıyor. Ara sokaklarda yıkılan evler ve enkazın üzerinde duran anılar, fotoğraflar ve kitaplarla dolu. İlk girdiğimiz sokakta enkaz arama çalışması halen sürüyor. Bir apartmanın enkazında 11. günün sonunda biri çıkarılmaya çalışılıyor ancak yeri tespit edilemiyor. Enkaz altında kurtarılmayı bekleyen kişinin torunu da enkazın başında. Konuştuğumuz kişi dedesinin enkazda belirlenen yerde olmadığını, muhtemelen depremden kaçarken binanın yıkıldığını söylüyor.
Aynı binada iki yakınını da kaybettiğini söyleyen yurttaş, görüntülü röportaj teklifimizi reddediyor ve “Bizim halimiz kalmadı” diyor.
Sokaktan çıkıp başka bir enkazın başına geçiyoruz. Amcasını ve arkadaşlarını kaybettiğini söyleyen aileyle enkazın kaldırılmasını beklemeye başlıyoruz. Şehrin pek çok noktası benzer görüntülerle dolu. Günlerdir enkaz altında kalanların yaşıyor olabileceklerine duyulan ümit; aileleri, akrabaları gece gündüz enkazların başında tutuyor.
Mezarlıklar
Sorulacak soruyu tahmin edip ani cevaplar verenlerle de karşılaşabiliyoruz. Enkazın yanında konuştuğumuz vatandaş, Adıyaman’da ilk günün sonunda yardım konusunda bir sorun olmadığını söylüyor ve ekliyor: “En azından devletimiz yıkılmadı.”
Ara sokaklardan çıkıp yönümüzü depremde hayatını kaybedenlerin gömüldüğü mezarlığa yani Adıyaman Yeni Mezarlığı’na döndürüyoruz. Mezarlığın yolunu sorduğumuz görevlilerin çoğu şehir dışından geldiğini ve yeni mezarlığın yerini bilmediklerini söylüyorlar.
Mezarlığa gittiğimizde ise çok yoğun bir koku ile karşılaşıyoruz. Depremin ilk günlerinde olan ve şehri saran bu koku şu anda mezarlığı ve onu takip eden yolu kaplamış durumda. Mezarlık alabildiğince büyük ve iş makineleriyle gelen topraklarla yeni mezar yerleri de yapılıyor.
Hayatını kaybedenlerin tam olarak nerelere defnedildiğini anlamak oldukça zor. Bu yüzden gazeteci arkadaşım Murat Türsan ile yürürken dikkat etmeye çalışıyoruz. Yan yana dizilmiş cenazeler, soyadları aynı olan dört kişilik aileler, isimli veya isimsiz mezar taşları… Mezarlığın çıkışında bir grupla karşılaştık ve sohbet ettik. Çok zor zamanlar geçirdiğini söyleyen 80 yaşlarındaki bir amca, yapılan evlere isyan etti ve “Milletimiz yok oldu” dedi.
Yenimahalle Cemevi
Yanında ise gözleri dolan bir yurttaş ile konuştuk. Arabasını gösterdi ve arabanın arkasında cenazesi olduğunu söyledi. Cenazenin yıkanmayı beklediğini söyleyen yurttaş, su sıkıntısından dolayı saatlerdir sırada bekliyordu. Konuştuğumuz kişi arabasının arkasında teyzesini taşıyordu. Teyzesi, depremden değil bir hastalığından dolayı hayatını kaybetmişti. Ancak pek çok yakınını da depremde kaybeden yurttaş, depremden ölen kişilerin yıkanmadığını ve mezarlıkta olan kokunun nedeninin bu olduğunu söyledi.
Adıyaman’daki üçüncü durağımız ise Yenimahalle’deki cemevi oldu. Buradaki cemevi yardım koordinasyon merkezine dönüştürülmüş. İlk girdiğinizde sizi bir kriz masası karşılıyor. Buraya ihtiyaçlarınızı yazdırıyorsunuz. Tam yanında cemevi binası ise bir revire çevrilmiş. İçeride Türk Tabipleri Birliği’nden ve Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası’ndan sağlık çalışanları var. Tam yanında ise bir depo var. Vatandaşlar buradan ihtiyaçları dahilinde kolilerle yardımlarını alıyorlar. Burası sadece cemevine ait bir yardım merkezi değil. Buraya diğer belediyelerden de yardım geliyor ve çalışanlar tamamen gönüllü. Ancak burada da şehrin her yerindeki gerginlik hakim. Vatandaşlar sıraya girmek istemiyor, hemen yardım almak istiyor. Bu yüzden ara ara tartışmalar da çıksa sadece yardımlaşma için değil sosyalleşme açısından da depremden etkilenen vatandaşları bir nebze de olsa dinç tutabiliyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İkinci günü Adıyaman Belediye Başkanlığı önünde tamamlıyoruz. Belediye binası 11 gün önce meydana gelen depremde tamamen yıkılmış durumda.
Ancak burada ilgi çeken durum tam çaprazında duran ve camdan yapılmış bina, Kommagene Kültür Merkezi. Adıyaman Belediye Başkanlığı binasının karşısında yer alan ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Avrupa Birliği fonuyla inşa ettirdiği ve Avrupa Birliği mevzuatına göre yapılan binanın camları dahi hasar görmedi.
İkinci günümüzü Adıyaman merkezde sonlandırıyoruz. Gece kalmak için Şanlıurfa yoluna koyulduğumuzda ise her yerin kapalı olduğunu, Şanlıurfa’da yaşayan kişilerin dahi kenti terk ettiğini fark ediyoruz. Enkaz kaldırıldığında Adıyaman da Şanlıurfa gibi hayalet bir şehre dönüşebilir.
Kentteki üçüncü günümüzde ise köylere gideceğiz…