AKP, dava adıyla siyasette omuzlarında yükseldiği kadınları, ideoloji için kadın haklarından fedakârlık etmeye alıştırdı.
12 Mart gündemini Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’na katılma koşulları belirledi. Fatih Erbakan tarafından kamuoyuna teklifin kabul edildiği açıklamasıyla duyuruldu. Onlarca madde arasında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Kanun’un feshedilmesi talebi de yer alıyor. AKP’li kadınların büyük çoğunluğu kuşkusuz yasanın öneminin farkında. Ancak bu farkındalık ve gönülden bağlılık partide güçlü bir şekilde direnecekleri anlamına gelmiyor. İstanbul Sözleşmesi hakkındaki karara kolayca ikna edilmişlerdi. Şimdi de şiddetle mücadele yasasından vazgeçişe kolayca ikna olacakları tahmin edilebilir. Dava olarak isimlendirdikleri siyasetin kutuplaşma üzerine kurulu olması, Erdoğan’ın son kez oy istediğini açıklaması gibi gerçekler nedeniyle itirazları sessizce parti içerisinde kalır. Etkili olmaz. En çok da ittifak gerçekleşsin, iktidar kaybına karşı önlem alınsın kaygısıyla kadın haklarından, eril şiddetle mücadeleden fedakârlık ederler. AKP özellikle kadınların fedakârlığı üzerinde yükseldiği için Erdoğan son bir fedakârlık istediği takdirde karşı duramazlar. Dava anlayışının siyasette yarattığı ruh haliyle teslim olur, karar mekanizmalarındaki kadınlar. Siyasette fedakârlık edenin ilk feda edilen olduğu gerçeği, söz konusu kadın hakları olduğunda bireysel davranış olmaktan çıkıp toplumsal ve uzun soluklu kayıp anlamına geliyor. Fakat bu gerçeği gördükleri söylenemez.
Berrin Sönmez, Feminist Bakış’ta yorumluyor.
