2020 depreminin merkez üssü Elazığ-Sivrice’de yaşam üç yıldır konteynerlerde sürüyor

Elazığ’da 2020’de meydana gelen depremin merkez üssü Sivrice’de, bazı yurttaşlar üç yıldır konteynerlerde yaşıyor. Hazar Gölü kıyısındaki konteyner kentin büyük kısmı boşalsa da kendilerine konut hakkı tanınmayan, yüksek kiraları karşılayacak geliri de olmayan yurttaşların gidecek bir yerleri yok. 

24 Ocak 2020’de Elazığ’da meydana gelen 6,5 büyüklüğündeki depremde resmi açıklamalara göre 41 yurttaş hayatını kaybetti, bin 466 yurttaş yaralandı. Merkez üssü Elazığ’ın Sivrice ilçesi olan depremde 76 bina yıkıldı, çok sayıda bina hasar aldı. Evleri oturulamaz hale gelen yurttaşlar önce çadırlarda, daha sonra ise konteynerlerde yaşamaya devam etti. 

Sivrice’de Hazar Gölü’nün kıyısına kurulan konteyner kentte üç yıldır yaşayan yurttaşlara ulaştık. Yurttaşlar, Sivrice Kaymakamlığı’nın konteynerleri boşaltmalarını istediğini ancak Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bu karardan şimdilik vazgeçildiğini söyledi. Konteynerlerin bir kısmı boşalmış. Yıkılan evinin sahibi olan kişiler TOKİ’ye borçlanarak ya da başka yollarla tekrar eve çıkabilmiş. Ancak kiracı olan, düzenli geliri olmayan yurttaşların gidecek bir yeri yok. Mevsim etkisiyle zaman zaman kabaran Hazar Gölü’nün taşacağı korkusuyla, rüzgarı ve soğuğuyla birlikte, tek göz odalı, su sızdıran, küflenen konteynerlerde yaşamaya devam edebilecekleri için şükreden yurttaşlar var. 

“Kimse bize sahip çıkmadı”

İki odalı, ufacık banyolu bir konteynere konuk olduk. Odalardan birinde üst üste yığılmış döşekler var, orası “yatak odası”. Diğerinde koltuk gibi kullanılan minderler, mutfak tezgahı ve küçük bir buzdolabı ile ortada tek gözlü bir ocak bulunuyor. Yerdeki sofra bezinin üzerinde domatesler doğranmış, ocakta soğan biber közleyerek karınlarını doyuracaklardı. İleri yaşta ve hasta haliyle konteynerde kalan yurttaş, bir konteynerde emekli kocası, kızı ve torunlarıyla kalıyor. Kızı, “Halimiz ortada, oy yok” diyor ve yaklaşan 14 Mayıs seçimlerinde hiçbir partiyi desteklemediğini söylüyor. Bize durumlarını şu sözlerle anlatıyor: 

Burada sıkıntılar var. Dar, yağmur yağıyor içeri giriyor. Evimiz yıkıldı, konteyner iyidir yine. Allah razı olsun devletimizden, milletimizden. Buradan çıkmamızı istiyorlar, başka yere gidin diyorlar. Dört torunum, iki kızım var. Sekiz kişiyiz şimdi burada, bir yardım almıyoruz. Biz üç senedir buradayız. Kocam emekli, emekli maaşı ile idare ediyoruz. Kimse bize sahip çıkmadı.

81 ilde seçimin nabzını tutuyoruz. Bütün il izlenimi videolarımız için aşağıdaki YouTube oynatma listemizde gezinebilir, şehrinizi bulabilirsiniz:

İki konteynerde kalan üç hanedeki kadınların yaşam mücadelesi

Yandaki konteynerde kalan torunlardan ikisi okula gidiyor, birinin yaşı küçük, çizgi film izleyerek annesini, kardeşlerini bekliyor. Anneleri temizliğe gidiyormuş, ne halde yaşadıklarını görelim, gösterelim istiyorlar. Medyascope’a konuşan yurttaş sözlerine, “Bize ev çıktı ama kızımın yok, o üç çocuğuyla burada, boşanmış gelmiş. Çıkan ev küçük, hepimiz sığmayız. Onu yalnız bırakmamak için, sahip çıkmak için buradayım” diye devam ediyor. 

Evli ve İstanbul’da yaşayan kızı, depremden bir ay önce boşanıp ailesinin yanına, Elazığ’a dönmüş. Depremde evleri yıkılınca küçük çocuklarıyla birlikte konteynerde kalmaya başlamışlar. Bir ev çıkmış ama bütün aile kalamayacağı için konteynerden çıkamıyorlar. Boşanmış, temizliğe giderek para kazanmaya, çocuklarını büyütmeye çalışan bir kadının yaşam mücadelesini dinliyoruz. 

Seçim 2023 | Özgecan Özgenç’in Elazığ izlenimleri: Erdoğan vazgeçilmez “Reis”, Kılıçdaroğlu yarı hemşehri

Konteyner kentte kalan yine yaşça büyük bir kadın yurttaş, çay demledi ve kahvaltı etmem için “Tereyağıyla tulum peynir koyarım” diyerek ikna etmeye çalışıyor. Ne koşullarda yaşadıklarını sorduğumda ise konteynerin çatısının aktığından bahsediyor.

Düzenli gelir yok ama kiralar 10 katına çıkmış

Başka bir konteynere gidiyorum ve kapı açık kalıp çocuklar üşümesin diye içeri davet ediliyorum. Genç bir kadın, sekiz, altı ve iki yaşlarında üç kız çocuğuyla üç yıldır konteynerde yaşıyor. Kendisi oruç tutuyor ama “Bir Türk Kahvesi yapayım, iç aklımda kalır” diyor. Mutfak tezgahıyla ilgili açıklama yapmaya çalışıyor: “Büyük kızı okuldan aldım, buraları hiç toplayamadım, kusura bakmayın.” Çocuklar oyuncak bebekleriyle oynuyor, çoraplardan elbise yapmışlar onlara. Küçük olan uyuyor sonra, annesi alıyor içeri yatakların olduğu odaya götürüyor, dört metrekare etmeyecek bir odaya. Yurttaş, “Depremden sonra iki ay çadırda kaldım. O çok daha beterdi, konteyner yine iyi. Isınabiliyoruz, sıcak su var” diye anlatıyor durumlarını. 

Depremden önce Sivrice’de kiraların 300-350 lira civarında olduğunu söyleyen yurttaş, “Bir eve 110 lira veriyordum ama ev ahırdı. Şimdi TOKİ evlerinin kiraları çok. Eşim senede üç-dört ay çalışıyor, düzenli gelirimiz yok, her ay 3 bin lira nasıl ödeyeyim” diye soruyor. Konteynerlerden zorla çıkarırlarsa gidebilecekleri bir yer yok. Kendisi de eşi gibi mevsimlik işlere gidiyormuş önceden, iki sene önce İzmir’de çalıştığını, hasat zamanı geldiğinde bir-iki ay fındık toplamaya gittiğini anlattı ama şimdi o da gidemiyormuş. 

Sivrice sahipsizdir” diyen yurttaşla ülkenin halini, Kahramanmaraş depremlerini ve yaklaşan seçimleri de konuşuyoruz. Kime oy vereceği sorusuna “Sadece Erdoğan” yanıtını veriyor. “Tamam pahalılık var ama” diyor, biraz susup gülümsüyor: “Başka ne yapalım, tek Erdoğan.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.