Millet İttifakı liderleri bayramı deprem bölgesinde karşıladı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Diyarbakır’daydı. Konuşmasına öldürülen çocukları anarak başlayan Babacan’ın gündeminde, deprem, ekonomik kriz ve 14 Mayıs seçimleri vardı.
“Ceylanlar, Uğurlar ölmesin diye buradayım”
Bayram namazını Ulu Cami’de kılan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, daha sonra Dağkapı Meydanı’nda kurulan Halil İbrahim Sofrası’nda Diyarbakırlılar ile kahvaltı etti. Burada konuşan Babacan çocukların ellerine silahlar verilmesin, minicik bedenleri uykudayken depremde yıkılan duvarların altında kalmasın diye Diyarbakır’da olduğunu söyledi. Babacan, “Gözleri hafızalarımıza kazınan Ceylan’ın (Önkol) şehrinden selamlıyorum sizleri. Çocuklar daracık sokaklarda, dersane önlerinde, köy meralarında özgürce, güven içinde yaşasın diye buradayım. Yedi yaşındaki Muhammed’ler, altı yaşındaki Furkan’lar için buradayım. 12 yaşındaki Ceylan’lar (Önkol), Uğur’lar (Kaymaz) ölmesin diye buradayım. Çocukların ellerine silahlar verilmesin diye buradayım. Murat’ların, Hira’ların, Ayşe’lerin, Baran’ların, Zeynep’lerin, Sema’ların, Fatma’ların, Berfin’lerin, Mustafa’ların minicik bedenleri uykudayken depremde yıkılan duvarların altında kalmasın diye burdayım” diyerek sözlerine başladı.
“Bu seçimi düşüncesi, kimliği, dili, inancı, kıyafeti, yaşam tarzı nedeniyle hor görülenler kazanacak”
Diyarbakır’dan Türkiye’ye seslenen Babacan, “Önümüzdeki 15 Mayıs sabahı, bir bayrama daha uyanacağız. 15 Mayıs sabahı demokrasi bayramına kavuşacağız. Çünkü bu seçim yediden yetmişe, doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Türkiye kazanacak. Bu seçim, evladına bayramlık alamayan analar kazanacak. Bu seçim, bayramda evine bir kutu baklava alamayan gözü yaşlı babalar kazanacak. Bu seçim, ramazan ayında ucuz ekmek kuyruklarında bekleyen emekliler kazanacak. Çocuğunu okutamayan işçi arkadaşlarımız kazanacak. Artan maliyetler altında ezilen, ürettikçe zarar eden çiftçi kazanacak. Sattığı malı yerine koyamayan esnaf kazanacak. En güzel yılları umutsuzlukla, kaygıyla geçen gençler kazanacak. Günde tek öğünle karnını doyurmaya çalışan öğrenci kardeşlerimiz kazanacak. Bu seçim düşüncesi, kimliği, dili, inancı, kıyafeti, yaşam tarzı nedeniyle hor görülenler kazanacak. Bugünkü otoriter ittifakın görmezden geldiği milyonlar kazanacak bu seçimi” diye konuştu.
“Önümüzde iki seçenek var; karakış mı bahar mı?”
Halkın sözünü sandık günü söyleyeceğini vurgulayan Babacan, şöyle devam etti: “Bu millet tüm derdini içinde yaşar ama sandıkta cevabını verir. 14 Mayıs günü, aslında milletimizin önünde iki seçenekli bir referandum olacak. Gerisi teferruat. Seçenekler çok açık ve çok basit. Ya birine evet diyeceğiz ya da ötekine. Otoriterlik mi demokrasi mi? Nasıl? Seçmek çok da zor değil sanırım. Keyfilik mi hukuk mu? Baskı mı özgürlük mü? İki tercihten birini seçeceğiz. Tek akıl mı ortak akıl mı? Fakirlik mi zenginlik mi? Kilosu 30 lira olan soğan mı bereketli, huzurlu sofralar mı? Kendinden olmayan herkese ‘terörist’ diyen nobran bir dil mi herkesi kucaklayan kapsayıcı bir bakış mı? Oylarınızı yok sayan kayyumlar mı oylarınızla göreve gelen seçilmişler mi?Önümüzde iki seçenek var; karakış mı bahar mı? Cevabımız çok net arkadaşlar. İşte o yüzden önümüzde bir bayram daha var. 14 Mayıs, kaybedeni olmayan bir demokrasi zaferi olacak. 14 Mayıs, doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Türkiye’de kutlanacak. Tüm sokaklarda Türkçe, Kürtçe, Arapça, Lazca, Boşnakça şarkılarla türkülerle kutlanacak 14 Mayıs.”