Aydın Selcen: “Fransa’daki protestolar bir yurttaşlık ve devlet krizi”

Fransa’da 27 Haziran’da Cezayir asıllı 17 yaşındaki Nahel isimli gencin polis tarafından öldürülmesinin ardından başlayan protestolar kısmen duruldu. Şu ana dek 3 binden fazla kişi gözaltına alındı. Protestocular çoğunlukla Afrika ve Arap kökenli gençler. Kameralara yansıyan görüntülerde Nahel isimli genç, ehliyetsiz araba kullanırken polis çevirmesine giriyor. Kaçmak isterken polis, Nahel’i silahla vurarak öldürüyor. Medyascope yorumcusu Aydın Selcen, Gökçe Çiçek Kösedağı’nın sorularını yanıtladı. 

Aydın Selcen, Fransa’daki protestoları yurttaşlık ve devlet krizi olarak görüyor: 

“’Yurttaşlık krizi’ dediğim şey protestocuların göçmen değil, Cezayir, Fas gibi eski Fransız sömürgelerinin çocukları ve torunları… Fransa vatandaşı olmalarına rağmen iki arada bir derede kalmışlar. Malum Fransa’da Cezayir ile oynanan milli maçlarda Fransa milli marşı ıslıklanır, Dünya Kupası’nda başarı elde edince ise Fransız bayraklarıyla Şanzelize Caddesi’ne çıkılır.” 

Protestocuların şiddet kullanması sorgulanmalı mı?

Selcen, yurttaşlık krizinin çözümüne dair devletin çabası olduğunu ancak yeterli olmadığını söyledi. Entegrasyon, istihdam, eğitim, altyapı, ulaşım, hatta yeşillendirme gibi sosyal olanakların artırıldığını belirten Selcen, protestocuların zaman zaman şiddete başvurmasının da sorgulanması gerektiğini düşünüyor: 

“Okulları, içindeki kitapları yakmak, halk merkezlerini yakıp yıkmak gibi eylemlerin basit bir öfkeyle açıklanması güç. Bunun karşısında 2005’ten 2023’e yol alınamamış ki, polisin içinde ırkçılık gizlenemez boyutta. Sorunun temeli bir türlü çözülemiyor. Fransa Cumhuriyeti’nin yurttaşlık bunalımı var.”

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

İdari pencereden bakılırsa Fransa’nın, toplum polisini Türkiye’deki gibi zırhlı TOMA’larla donatacak kadar kaynağa sahip olsa da demokrasiyi yaşatmak kaygısıyla bunu tercih etmediğini söyledi. Protestoların, yağmalama ve kendi mahallelerindeki kamusal alanların yakılması boyutuna varmasının tek başına öfke ve kimlik bunalımıyla açıklanamayacağını belirten Selcen, “Bu mahallelere kanunun uğramadığına da hem suç yönüyle, hem de laik cumhuriyet yönüyle bakılmalı” dedi

Protestolar ve Türkiye’deki sığınmacı sorunu 

Selcen, Fransa’daki protestoların ardından Türkiye’de sığınmacı sorununun gündeme gelmesiyle ilgili “Her şeye rağmen Türkiye’deki sığınmacılar ve Türk toplumunun kutlanması gerektiğini düşünüyorum. Koskoca Almanya’ya 100 bin sığınmacı gidecek oldu, neredeyse hükümet devriliyordu. Avrupa müthiş bir dehşet içinde. Ukraynalılar konusunda aynı tutum sergilenmedi. Demek ki düzensiz göçün nereden ve ne nedenle kaynaklandığı da onlar için önemli” dedi.