Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Vatandaşlık alan sığınmacılar Türkiye’deki seçimleri etkileyebilir mi?

Türkiye’ye son yıllarda çoğunlığu Suriye’den olmak üzere, Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden gelen sığınmacı sayısındaki artış, ülkenin demografik yapısını ne yönde etkiliyor? Türkiye’ye kaçak yollardan gelen milyonlarca göçmenin varlığı, beraberinde hangi sorunları getiriyor? Sığınmacıların yoğun olarak tercih ettiği illerin başında gelen İstanbul’da nasıl bir sosyolojik değişim yaşanıyor? İltica ve Göç Araştırma Merkezi (İGAM) Akademi Başkanı Prof. Dr. Murat Erdoğan, Medyascope’a değerlendirdi.

Türkiye’de son yıllarda sığınmacı sayısındaki artış üzerine konuştuğumuz İGAM Akademi Başkanı Prof. Dr. Murat Erdoğan, İstanbul’da yaşayan yabancıları “göçmen” ve “mülteci” olmak üzere ikiye ayırıyor:

“Türkiye’ye gelen yabancıların bir grubu ikamet izniyle geliyor. Yani bunlar bildiğimiz göçmen aslında. Onun dışında bir de mültecilerden söz ediyoruz. Başta Suriyeliler olmak üzere Afganlar var, Pakistanlılar var, başka ülkelerden gelenler var. Bunların da tercih ettiği kent genelde İstanbul oluyor.”

İstanbul’da demografik bir değişimin olduğunu kabul eden Erdoğan, İstanbul’un çok yoğun nüfuslu bir şehir olduğunu da unutmamak gerektiğini belirtiyor ve 18 milyon nüfuslu şehirde 1,5 milyon yabancının yaşadığını söylüyor.

“Yabancı nüfusun gettolaşması uyum sürecini zorlaştırıyor”

Türkiye’de kayıtlı Suriyelilerin nerede yaşadıklarının aşağı yukarı bilindiğini ifade eden Erdoğan, düzensiz göçmenlerin kayıt-dışılığına dikkat çekiyor.

Asıl problem ise kayıtlı ya da kayıt dışı olan göçmenlerin, yaşadıkları topluma entegre olamayışları. Erdoğan’a göre bu sorunun iki nedeni var. Birincisi sığınmacı sayısının fazla olması nedeniyle gelen kitleleri kontrol etmenin güçlüğü. İkincisi de Türkiye’deki sığınmacıların mahalle bazlı gettolaşması. Erdoğan durumu şöyle açıklıyor:

“Mahalle bazlı, sokak bazlı gettolaşma süreçleri yaşanıyor ve bu kötüleşme süreçleri doğal olarak uyum süreçlerinin önündeki en büyük engele dönüşüyor. Yani sizin kendi arkadaş çevreniz, tanıdıklarınız, berberiniz, bakkalınız, lokantanız varsa, içinde yaşadığımız toplumla çok iletişim kurma ihtiyacı da hissetmiyorsunuz. Sizin içinde yaşadığınız o İstanbul toplumu da sizinle pek temas kurmuyor. Ve dolayısıyla böyle paralel toplum yapıları ortaya çıkıyor.”

Prof. Dr. Murat Erdoğan

“Suriyeli kadınların doğurganlık oranı 5,3 “

Türkiye’ye çoğunlukla erkek gruplar halinde gelen Pakistanlı ve Afgan sığınmacıların doğurganlık oranı ile ilgili elde somut bir veriye rastlanmıyor. Ancak Suriyeli sığınmacıların doğurganlık hızı ile ilgili yapılan çalışmalar endişe verici. Prof. Dr. Murat Erdoğan, Suriyeli kadınların doğurganlık oranının 5,3 olduğunu ifade ederken bu oranın Türk kadınlarında 1,8 olduğunu söylüyor.

“Ben bu konu hakkında birtakım simülasyon çalışmaları yaptırdım. Bu simülasyon çalışmalarında, en kötü senaryoda Türkiye’de 2050 yılında mesela Suriyeli sayısının yaklaşık 10 milyona çıkacağını tahmin ediyorlar. Şu an 3.3 milyon biliyorsunuz.”

Murat Erdoğan, önümüzdeki dönemde, Suriyeli kadınlardaki doğurganlık oranının kentleşme sebebiyle düşmesini bekliyor.

Sığınmacılar seçimlerde Türkiye’nin kaderini belirler mi?

Devletin verdiği sayılardan yola çıkarak şu anda 500 bin sığınmacıya vatandaşlık verildiğini ifade eden Erdoğan, “500 bin kişi 60 milyonluk seçmen arasında çok etki etmez, lokal alanda etkili olabilir. Yine de küçümsememek lazım. Birinci turda Erdoğan yüzde 49.52 almıştı. Örneğin siyasetin bu minimal alanlarında bir etkileri bulunabilir” açıklamasını yapıyor.

Sığınmacıların sayısının artmasının İstanbul’un sosyolojik yapısını yakın gelecekte değiştirebileceğini belirten Erdoğan, “Türkiye ekonomisinin çok önemli bir bölümü İstanbul’da ve insanların orayı tercih etmesi de gayet beklenilebilir bir şey. Bir de göç süreçlerinde şöyle bir durum var. Diyelim ki bir Afgan geldi, İstanbul’a yerleşti ve işe başladı. Hemen diğer Afganlar haberdar olurlar ve onun yanına gitmeye başlarlar. Buna zincirleme göç hareketi diyoruz” diyor.

Erdoğan son olarak şunları söylüyor:

“Türkiye şu an dünyada en fazla mülteci barındıran ülke. Bu konuda çabaları ciddiye almak lazım. Türkiye’nin hem sınır güvenliği bakımından hem Türkiye’deki sürecin yönetilmesi bakımından daha kapsamlı planlamalara ihtiyacı var. Aksi halde bu, hem İstanbul hem de Türkiye için olumsuz sonuçlar doğurma potansiyeli taşıyan bir durum.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.