Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

YSP Eş Sözcüsü Uçar: “Türkiye’nin demokratikleşmesinde en önemli aktör Öcalan’dır, devreye girdiğinde iktidar meşruluğunu yitirecektir”

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi, toplumsal barışın tesis edilmesinde en önemli aktör Sayın Abdullah Öcalan’dır. Devreye girdiği andan itibaren bu iktidar, bu savaş meşruluğunu yitirecektir. 2013-2015 yılları arasında deneyimlediğimiz sürecin hepsi aslında bunun açık ifadesi” diye konuştu.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Parti’nin haftalık Meclis grup toplantısında güncel gelişmeleri değerlendirdi. Uçar, “Tecrit kelimesinden korkan bir iktidarla karşı karşıyayız. Fakat yetkililer başta Ortadoğu ve bölgeyi ilgilendiren bu önemli durum karşısında da açıklama yapmıyor. Açık söyleyelim korkuyorlar” diye konuştu.

“22 ülkeden 350 avukat Türkiye’de 29 baroya kayıtlı 775 avukat Adalet Bakanlığı’na başvurdu”

Uçar’ın gündeme ilişkin öne çıkan başlıkları şöyle:

“Son 30 ayda Öcalan’la ve yanında bulunan tutuklularla hiçbir görüşme gerçekleşemedi. Bırakın görüşmeyi tek bir haber bile alınabilmiş değil. Yüzlerce avukat ve aile binlerce defa aslında görüşme başvurusunda bulundu. Sadece aile ve avukatlar değil tecritin hem hukuken hem siyasal hem de politik anlamda ne kadar tehlikeli bir şey olduğunu bilen dünya ülkelerinden de başvurular oldu. Dünya genelinde 22 ülkeden 350 avukat Türkiye’de 29 baroya kayıtlı 775 avukat Adalet Bakanlığı’na başvurdu.”

İZLEYİN: Kürtlere Selahattin Demirtaş’ın sessizliğini ve yerel seçimleri sorduk

“2013-2015 yılları arasında deneyimledik, Öcalan devreye girdiğinde bu iktidar bu savaş meşruluğunu yitirecek

“Bununla ilgili yıllardır yapılan tek bir açıklama yok. Tecrit kelimesinden korkan bir iktidarla karşı karşıyayız. Fakat yetkililer başta Ortadoğu ve bölgeyi ilgilendiren bu önemli durum karşısında açıklama yapmıyorlar. Açık söyleyelim korkuyorlar. Niye korkuyorlar? Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi, toplumsal barışın tesis edilmesinde en önemli aktör Abdullah Öcalan’dır. Devreye girdiği andan itibaren bu iktidar bu savaş meşruluğunu yitirecektir. 2013-2015 yılları arasında deneyimlediğimiz sürecin hepsi aslında bunun açık ifadesi.”

“Diyanet İşleri Başkanlığı, Kobani Davası’nda camilerin eylemlerde zarar görmesi gerekçesiyle ceza talep etti”

“Diyanet İşleri Başkanlığı, Kobani Davası’nda camilerin eylemlerde zarar görmesi gerekçesiyle esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarını sundu. ‘Halk nezdinde devletimizin itibarının güçlendirilmesi gerekir’ diye demokratik siyasete ısrar eden ve demokratik siyaseti en yegane savunucusu olan arkadaşlarımızın cezalandırılmasını talep etti.” 

“AKPlileşen yargı Kobani Kumpas Davası’nda ilerlemek için yeni bir aparata ihtiyaç duyuyor: Diyanet İşleri Başkanlığı”

“Diyanet İşleri Başkanlığı vermiş olduğu dilekçede kendisine çok ulvi değerler biçiyor ve bu ulvi değerler karşısında da arkadaşlarımızın yürüttüğü mücadeleyi, arkadaşlarımızın yaptığı savunmanın kendisini de iftiralarla suçlamalarla boğmaya çalışıyor. ‘Camilerin  terör eylemleri sebebiyle zarar görmesi toplum nezdinde devleti itibarsızlaştırmaya yöneliktir’ diyorlar ama hangi cami, kimler tarafından zarar görmüş tek bir kelam edemiyor çünkü böyle bir gerçeklik yok. Devletin ve AKPlileşen yargının Kobani Kumpas Davası’nda ilerlemek için yeni bir aparata ihtiyaç duyduğunu anlıyoruz. Bu aparatın ismi de bugün Türkiye’nin çoğulcu yapısı karşısında çoğulcu gerçekliği karşısında toplumlar, inançlar ve halklar nezdinde hiçbir gerçekliği olmayan Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kullanıyor.” 

“Gerekirse Meclis bir bütün olarak Akbelen’de de Cudi’de de toplanmayı göze alabilmeli”

“Meclis bugün Akbelen için olağanüstü toplandı. Bu toplantının bir sonuca ulaşması gerekir. Gerekirse Meclis bir bütün olarak Akbelen’de de Cudi’de de toplanmayı göze alabilmeli. Eğer bugün Akbelen ile ilgili, Cudi ile ilgili, Dikmece ile ilgili bir sonuç çıkmayacaksa bu Meclis toplanmasın. Kaz Dağları’nda Cengiz Holding’in kendisi Cudi’de devletin bizatihi kendisi Akbelen’de ise yandaş şirketler aracılığıyla bir kıyım yapılıyor. Ülkenin her yerine çökmüş bir talan var ve bu talanın sahibi de bugün mücadeleyi marjinal kesimlerin mücadelesi olarak tanımlayan iktidarın mevcut cumhurbaşkanı sözünü de açık ifade edelim. Biz hepimiz buradayız. Akbelen’de direniş belli, Dikmece’de direniş belli, Cudi’de direniş belli, Meclis olağanüstü toplanıyor. Bu toplumsal gerçeklikte direnenler değil AKP-MHP iktidarının kendisi marjinaldir.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.