Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ferhat Kentel: “Toplumsal hareketin sonucu olarak ortaya çıkan AKP, artık uluslararası bir davanın yerli temsilcisine dönüştü”

Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) 22. kuruluş yıldönümü. Erdoğan liderliğinde 22 yıldır Türkiye siyasetine damga vurmayı başaran AKP nereden nereye geldi? “Dava” diyerek başlayan, reisçilikle devam eden bu süreç neden ve nasıl gelişti? AKP’nin bundan sonraki yolculuğu nasıl olacak? Prof. Dr. Ferhat Kentel ve eski AKP milletvekili Reha Çamuroğlu değerlendirdi. 

Editör: Aliye Altınışık 

Prof. Dr. Ferhat Kentel AKP’nin kuruluşunun bir toplumsal talebin ve sosyolojik bir hareketin sonucu olduğunu düşünüyor. Kentel’e göre dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir toplumsal hareket başlangıçta o harekete güç verenlerin arzuladığı gibi sonuçlanmıyor. AKP’nin değişimi ve dönüşümü de bunun sonucu: 

“O dönem Anadolu’nun birçok yerinde yükselen bu siyasi kimlik bir toplumsal harekete tekabül ediyordu. Vesayet, serbest piyasa, muhafazakarlığın kapasitesi, Kürtlerin dil talebi gibi bir çok şey AKP’de tezahür buldu. Toplumda demokratikleşme ve sivilleşme diye bir talep vardı. Ama hiçbir toplumsal hareket başlangıçta onu dile getirenlerin, içinde yer alanların istediği gibi sonuçlanmayabiliyor. İran’da olduğu gibi, Almanya’daki Yeşiller Hareketi gibi.” 

“Gezi Hareketi kırılma noktasıydı”

Kentel toplumsal bir hareket olan Gezi Parkı protestolarının bir başka dönüm noktası olduğunu söyledi. Kentel’e göre AKP, bir dönem temsil etmeye çalıştığı demokratikleşme ve özgürleşme gibi talepleri yarıda bırakınca Gezi Parkı protestoları bunun çok ötesine geçmek isteyen bir hareket oldu: 

“Gezi Hareketi Türkiye’yi yeniden düşünmek için bir fırsattı. AKP’nin temsil ettiği bir önceki hareket eskidi ve Gezi’nin temsil ettiği dili üstlenemeyecek durumdaydı. İşte statüko da orada başladı.” 

AKP bir dava partisi miydi? 

Türkiye’ye özgü başkanlık rejiminin tesisi konusunda ise Kentel bunun daha önceden planlanmış bir şey olduğuna dair emareler olduğunun altını çizdi. Kentel, Erdoğan’ın verdiği röportajlarda 1930’lar Almanya’sını örnek gösterdiğini söyledi. Daha çoğulluk anlatan bir partiden “tek vatan, tek millet, tek devlet” söylemine evrilen bu sürecin ise uluslararası yeni bir davanın yerli temsilcisine dönüşme hikayesi olduğunu belirtti ve şöyle devam etti: 

“Eskiden bir toplumsal hareketin hikayesiyken şimdi bir korkunun, paranoyanın ve cemaatleşmenin hikayesi olan bir partiye dönüştü. Şimdi daha uluslararası bir projenin ve hareketin parçası oldu. Toplumsal desteğini ise travmatik bir içerikle ayakta tutuyor.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.