14 ve 28 Mayıs seçimlerinin yenilgisini üzerinden atlatamayan muhalefet partilerini konuşmaya devam ediyoruz. Halkların Demokratik Partisi (HDP), seçimlerin hemen ardından özeleştiri sürecini başlattı ve başarısızlığının nedenlerini anlamak için toplantılar düzenledi. HDP/YSP’nin eylül ayında olağanüstü kongreye gidecek ve düzenlenecek konferanslarda yol haritasını belirleyecek. HDP’de üç dönem milletvekilliği yapan Kürt siyasetçi Altan Tan yerel seçimlere doğru HDP/YSP’nin yol haritasını değerlendirdi. Tan, “PKK’nın şiddetinin bitmediği, partinin ana ideolojik iskeleti değişmediği müddetçe hangi kadro gelirse gelsin HDP, ne Türkiye toplumunu ne de Kürtleri kucaklayabilir” diye konuştu.
Editör: Aliye Altınışık
HDP’nin Türkiye partisi olmak istediğini fakat ne CHP’den ne de Türkiye İşçi Partisi’nden ileri bir adım atamadığını söyleyen Altan Tan, HDP/YSP’nin toplumun çeşitli kesimlerine hitap edemediği görüşünde:
“Kitlelere inemiyor, hitap edemiyor. Türkiye’nin yüzde 70’ine, 80’ine hitap etmiyor. Kürt toplumuna da tam olarak hitap etmiyor.”
- YSP’nin yol haritası: İsim değişecek, HDP uyku moduna geçecek, ittifak genişleyecek
- HDP ve Yeşil Sol Parti çalıştaylarından, demokratik İslam çalışmalarını yaygınlaştırma kararı çıktı
HDP/YSP’nin toplumu kucaklayabilmesinin önünde iki engel olduğunu belirten Tan, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Türkiye’de PKK’nın Türkiye’yle kavgası ve şiddet bitmediği; iki partinin ana ideolojik iskeleti değişmediği müddetçe, ne yapılırsa yapılsın; bu mevcut kadrolar içerisinden hangi kadro gelirse gelsin ne Türkiye toplumunu ne de Kürtleri kucaklayabilir. Bunun yapılması için ciddi radikal adımlar atılmalı. Örneğin PKK’ya denilecek ki, ‘Bu iş bitti, buraya kadar. Bu silahtır, şiddettir, kavgadır. Bu duracak’.”
Tan, diğer engeli ise şöyle açıkladı:
“Türkiye partisi olmak istiyorsak Türkiye toplumunun ana gövdesine göre bir ideolojik format atacağız. Kürtlerin tamamını kucaklayacaksak yine onların gelenek ve göreneklerine uygun, hatta belki ikisi birden yapılacak. Ve bu kadroların yüzde 90’ı değişecek. Şu an genel başkanlık için adı geçen bir sürü insan intihar demek. Ben şahsen çok ciddi bir değişiklik beklemiyorum. Ne bir kadro değişikliği, ne ideolojik değişiklik ne de bu silahla ilgili bir tavır konulacağını beklemiyorum. Böyle giderse de her geçen gün bu kan kaybı ve erime artacak.”