Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e karşı başlattığı eşi benzeri görülmemiş saldırıda yüzlerce kişi öldü, onlarca kişi rehin alındı. Hamas’ın Aksa Tufanı’na karşılık İsrail’in başlattığı Demirden Kılıçlar ile birlikte Ortadoğu’daki bu gerilim savaşa dönüştü. Peki Ortadoğu’yu yeniden gündemimize taşıyan savaşta taraflar kimler? Sorunun tarihçesi ne? Bundan sonra bizi neler bekliyor?
Hamas nedir?
Hamas’ın resmi adı İslami Direniş Hareketi. Hareket, 1987 yılında Müslüman Kardeşler’in Filistinli üyeleri tarafından kuruldu. Gazze Şeridi’ni kontrol eden Hamas’ın hedefi İsrail tarafından işgal edilen topraklarda İslami bir devlet kurmak.
Hamas, Gazze Şeridi’ni kontrol etmeye başladığı 2007’den bu yana pek çok kez İsrail ile savaştı. Bunun üzerine İsrail, Mısır ile birlikte Gazze Şeridi’ne havadan, karadan ve denizden abluka uygulamaya başladı. Ablukanın halen devam ettiği Gazze’de halk, ağır yaşam koşulları altında hayatlarını idame ettiriyor. Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere çok sayıda insani yardım kuruluşu Gazze Şeridi’ndeki durumun giderek kötüleştiği uyarısını yapıyor.
Hamas’ın tamamı ya da silahlı kanadı pek çok ülkenin terör örgütü listesinde yer alıyor: Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Avrupa Birliği (AB), İngiltere ve İsrail.
Örgütün en önemli destekçisi ise İran. İran, Hamas’a maddi kaynak sağlıyor ve askeri ekipman gönderiyor.
Gazze Şeridi neresidir?
Gazze Şeridi, İsrail, Mısır ve Akdeniz arasında 41 kilometre uzunluğundaki topraklara verilen isim. Bölgede 2,3 milyon Filistinli yaşıyor. Bu bölge, dünyadaki en yüksek nüfus yoğunluğunun olduğu yerlerden biri.
İsrail, Gazze hava sahasını ve kıyılarını kontrol ediyor; bölgeye malların girişini sınırlandırıyor. Öte yandan Gazze sınırından kimin geçip geçmeyeceğine ise Mısır karar veriyor.
BM’ye göre Gazze nüfusunun yüzde 80’i uluslararası yardıma muhtaç. Her gün 1 milyon kadar insanın da gıda yardımına ihtiyacı var.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İsrail-Filistin çatışmasının geçmişine dair neler biliniyor?
Batı Şeria ve Gazze, Filistin toprakları olarak biliniyor. Geçmişte Filistin, Doğu Kudüs ve İsrail’i de kapsıyordu. Bu bölgeler İncil’de Yahudi toprakları olarak tasvir edildiği için Yahudiler bu bölgeleri “vadedilen topraklar” olarak görmekte.
İsrail Devleti ise 1948’de kuruldu. Resmî olarak Tel Aviv’i tanımayanlar, bu bölgeyi Filistin Devleti olarak adlandırmakta. Filistinliler de Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’ü kapsayan bölgelere Filistin diyor.
Hamas neden şimdi saldırdı?
Hamas’ın 7 Ekim Cumartesi günü başlattığı “Aksa Tufanı” operasyonu İsrail ile Filistin arasındaki gerilimin tırmandığı bir dönemde gerçekleşti. Bu yıl, işgal altındaki Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler için çok zor bir yıl oldu; çok sayıda Filistinli öldürüldü.
Hamas bütün yıl yaşananları göz önünde bulundurarak İsrail’e saldırmış olabilir. Öte yandan Hamas, Filistinliler arasındaki popülaritesini artırmak için İsrail’e karşı büyük bir propaganda zaferi de elde etmeyi planlıyor olabilir.
Hamas militanları, sınırı geçtiği günden itibaren çok sayıda İsrailliyi esir aldı. Bu hamle ile İsrail’deki farklı cezaevlerinde tutulan 4 bin 500 Filistinlinin bir kısmını serbest bırakması için Tel Aviv’e baskı yaratmayı amaçlıyor olabilir.
Öte yandan ilk günden itibaren konuşulan konular arasında Hamas’ın saldırısının arkasında İran faktörü olup olmadığı. İran’ın BM Büyükelçisi bu iddiaları yalanladı. Fakat Ortadoğu’da son dönemlerde yaşananlar, özellikle İsrail ile Suudi Arabistan arasında yaşanan yumuşamaya, başta İran ve Hamas karşı çıkıyor. Uzmanlar bu yüzden saldırının arkasında İran’ın olabileceği ihtimalini göz ardı etmiyor.
Saldırı ne kadar ciddi?
Hamas’ın operasyonu, son yılların en büyük saldırısı olarak kayıtlara geçti. BBC’nin Ortadoğu konusunda uzman editörü Jeremy Bowen, Aksa Tufanı operasyonunu “bir neslin gördüğü en iddialı operasyon” olarak tanımlıyor.
Bu operasyonun sembolik bir anlamı da var. Hamas militanlarının Gazze Şeridi’ni geçerek başlattığı bu operasyon, 1973 yılında Mısır ve Suriye liderliğindeki Arap devletlerinin İsrail’e karşı başlattığı Yom Kippur Savaşı’nın 50. yıldönümünden bir gün sonra gerçekleşti.
İsrail istihbaratı Hamas’ın saldırısını nasıl önleyemedi?
BBC’den Frank Gardner, İsrail istihbaratının Hamas saldırısında çok büyük hatası olduğunu yazdı, İsrail’in iç istihbarat kurumu Shin Bet, dış istihbarattan sorumlu MOSSAD ve İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) ortak çabası ve çalışmaları da göz önünde bulundurulduğunda kimsenin bunu görememesi hayret verici olarak değerlendirdi.
İsrail’in Ortadoğu’nun en kapsamlı ve en iyi finanse edilen istihbarat servisine sahip ülkesi olduğu şüphesiz. Hatta sadece Filistin’de değil, Lübnan, Suriye ve diğer yerlerde de muhbirleri ve ajanları var.
İsrail ile Gazze sınırında çitlerin yanı sıra kameralar, hareket sensörleri var; hatta düzenli olarak askerler devriye geziyor. Fakat Hamas militanları, buldozerlerle telleri aştı ya da paramotor ile İsrail’e girdiler.
Bölgede bundan sonra neler yaşanabilir?
Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugayları’nın lideri Muhammed Deif, tüm Filistinlilere ve Araplara seslenerek, “İsrail işgalini silip süpürmek için bize katılın” dedi. Pek çok uzmana göre İsrail ile Hamas arasında yaşananların akıbetini, Filistinlilerin bu çağrıya vereceği yanıt belirleyecek.
Öte yandan bu savaş birden fazla cepheye yayılabilir. İsraillilere göre en kötü senaryo Lübnan Hizbullah’ının savaşa dahil olması. 8 Ekim Pazar günü Hizbullah, İsrail’in kuzeyine bir dizi füze ve top mermisi attı. Saldırılarda can kaybı olmadı.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), asker takviyesi yapılması için emir verdi. Ordu, Hamas’a karşı başlatılan Demirden Kılıçlar operasyonunun yanı sıra kara operasyonu da planlıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas’a saldırıların devam edeceğini belirterek, ülkesinin “uzun ve zorlu” bir savaşa girdiğini söyledi ve ekledi: “Hamas’a vereceğimiz yanıt Ortadoğu’yu değiştirecek.”
Şüphesiz, İsrail ile Hamas arasında yaşananlardan en çok siviller etkileniyor. Savaşın dördüncü gününde iki tarafta da bin 600’e yakın sivil hayatını kaybetti. İsrail, Gazze’deki elektrik, gıda, akaryakıt ve su tedariklerini kesti. Bu da Filistinlilerin zaten zor olan yaşama koşullarını iyice zorlaştırıyor.
Kaynak: BBC