Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a Tayfun Kahraman için soru önergesi verildi

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Gezi davası tutuklularından Tayfun Kahraman’ı meclis gündemine taşıdı. Kahraman hakkında, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi. Günaydın önergesinde, 2009 – 2023 arasında devlet memuru olarak çalışan Kahraman’ın defalarca güvenlik soruşturmasından geçtiğini hatırlattı. Günaydın, hiçbir yeni eklenmemiş olmasına karşın aynı dosyaya bakan heyetin verdiği kararlar arasındaki uçuruma dikkat çekti.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, 2019-2022 yılları arasında İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı görevinde bulunan gezi hükümlüsü Tayfun Kahraman hakkında, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi.

Günaydın, 2009 – 2023 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘devlet memuru’ olarak görev yapan Kahraman’ın defalarca güvenlik soruşturmasından geçtiğini hatırlatarak, hiçbir yeni unsur eklenmemiş olmasına karşın aynı dosyaya bakan 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18 Şubat 2020’de “Oy Birliğiyle” verdiği “Beraat” ve 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Oy Çokluğuyla” verdiği “18 yıl mahkumiyet” kararları arasındaki uçuruma vurgu yaptı.

“Tek delil yok”

Tayfun Kahraman’a isnat edilen suça ilişkin daha önce iki kez İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen “Soruşturmaya yer yoktur” ve İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin “Beraat” kararlarını hatırlatan Günaydın, yazılı soru önergesinde özetle şu ifadeleri kullandı:

Dava dosyasında suç olarak belirtilen faaliyetlerinin tamamı Tayfun Kahraman’ın anayasal kamu görevi kapsamındaki çalışmalarından ibarettir, aleyhinde cebir ve şiddet ile bağlantı kuran tek bir delil olmadığı gibi, aksine diyalog ve sükunete çağıran konuşmaları vardır.

“Başbakanla görüşen heyetteydi”

Günaydın, “Tayfun Kahraman Gezi Olayları yaşandığında hükümet ile görüşen, bizzat dönemin Başbakanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlenen heyetin içinde Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı olarak bulunmuş, ancak olayların yatışması ve protestoların barışçıl kalması için çaba harcadığı mahkeme kararlarına dahi girmemiştir” dedi.

“Kahraman devlet memuruydu”

Soru önergesinde Kahraman’ın 2009 yılından beri devlet memuru olduğu hatırlatıldı ve “15 Temmuz sonrası OHAL döneminde bütün memurların sicilleri didik didik edilirken dahi Tayfun Kahraman hakkında herhangi bir yasadışı örgüt ile en ufak irtibat/iltisak iddiası dile getirilmemiştir” denildi.

9 soru soruldu

Adalet Bakanı Tunç’a Tayfun Kahraman’a ilişkin sorulan 9 soru şöyle sıralandı:

1 – 2009 – 2023 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin “devlet memuru” olarak görev yapan, defalarca güvenlik soruşturmalarından geçen Tayfun Kahraman nasıl TCK 312. Madde ile ilgili bir suç ile ilişkilendirilebilir

2 – Tayfun Kahraman’ın Gezi protestoları esnasındaki faaliyetlerine dair daha önce iki kez İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen 30 Ocak 2014 tarih ve 2013/96961 sayılı; 27 Şubat 2014 tarih ve 2014/25504 sayılı “Soruşturmaya yer yoktur” kararları mevcutken, 10 yıl sonra aynı faaliyetleri nasıl TCK 312. Madde kapsamında suç olarak değerlendirilebilir?

 3 – 13 Haziran 2013’te dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlenerek Gezi Parkı’na ilişkin sorunun çözümü için görüştüğü heyetin içinde TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı olarak yer alan Tayfun Kahraman nasıl görüştüğü hükümeti devirmeye çalışmış olabilir?

4 – Tayfun Kahraman’ın bu heyet içerisinde yer alan uzman, aydın ve sanatçıların tanıklıklarının dinlenilmesi talebi mahkeme heyetleri tarafından hangi gerekçe ile reddedilmiştir?

 5 – FETÖcü polis ve savcıların hukuksuz dinlemeleri ile oluşturulan ve aleyhte tek bir somut delil içermeyen dosyaya hiçbir yeni unsur eklenmemiş olmasına karşın aynı dosyaya bakan 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18 Şubat 2020’de “Oy Birliğiyle” verdiği 2019/74 E. ve 2020/34 K. Sayılı “Beraat” kararı ile 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Oy Çokluğuyla” verdiği 2023/6359 sayılı “18 yıl mahkumiyet” kararı arasındaki uçurum nasıl açıklanabilir?

6 – Tayfun Kahraman’ın 13 Haziran 2013’te Hükümet ile arabulucu heyet arasındaki görüşme sonrasında Başbakanlık konutu önünde kamuoyuna yaptığı ve Gezi sakinlerini itidal ve diyaloğa çağıran açıklamaları İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve  Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin mahkumiyet kararı metinlerinde neden yer almamaktadır?

7 – Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın 20 Kasım 2023 tarihli komisyon toplantısında belirttiği gibi AİHM kararları siyasi saiklerle alınıyor, uluslararası ilişkilerde kullanılıyor ve bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti siyaseten tavır almak zorunda kalıyor ise; Tayfun Kahraman neden AİHM’ye başvurmak, adil yargılanma hakkını vatanı dışında aramak zorunda bırakılıyor?

8 – Bu hukuksuzluğu kim, ne için yapıyor, ne kazanıyor ve ülkemiz ne kaybediyor?

9 – Yargı organları bir insanın masumiyetine, hürriyetine ve adil yargılanma hakkına saygı duymuyorsa Devletin temeli olan adaletten söz edilebilir mi?

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.