“Organize işler bunlar” | Türkiye’nin 2023’te dolandırıcılar, çeteler ve suç örgütleriyle sınavı

Türkiye, 2023 Genel Seçimleri’ni de arkasında bıraktı. Seçimlerden önce İçişleri Bakanlığı’nın başında Süleyman Soylu vardı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimlerden galip çıktıktan sonra İçişleri Bakanlığı’nda değişikliğe gitti ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’yı bakan olarak göreve başlattı. Ali Yerlikaya’nın hedefinde ise suç örgütleri, uyuşturucu tacirleri, dolandırıcılar, çeteler ve mafyalar vardı.

İşte öne çıkan operasyonlar:

Ayhan Bora Kaplan tutuklandı

Suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan’ın eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yakın olduğu iddia ediliyordu. Hatta bu o kadar çok konuşuldu ki Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Soylu’ya sahip çıktı.

Kaplan ve ekibi 7 Eylül’de Ankara Esenboğa Havalimanı’nda yurtdışına kaçmak üzereyken gözaltına alındı. Kaplan, hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “kasten yaralama” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından yakalama kararı bulunuyordu.

Gözaltına alınan Kaplan, 12 Eylül’de çıkarıldığı Ankara Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı. Operasyon kapsamında gözaltına alınan diğer 28 kişiden 13’ü tutuklanırken, 15 şüpheli hakkında ise adli kontrol kararı verildi. Genişletilen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 2. sınıf Emniyet Müdürü N.A.Ç de adli kontrol ile serbest bırakıldı.

Bir de tabii Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman’ın da adı çok konuşuldu. Kaplan’ın, Kocaman’a lüks bir villa ile otomobil hediye ettiği öne sürüldü. Kocaman, Kaplan ile görüştüğünü doğruladı ama hediyeleri yalanladı. Bu arada AKP’li bir siyasetçinin Ankara Adliyesi’ndeki problemlerini sonuçlandıran “hatırlı” bir avukatın, Ayhan Bora Kaplan’ın da vekili olduğu ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın soruşturmayla ilgili MİT’ten özel rapor istediği de kulislere yansıdı. Erdoğan’ın, Kaplan ile görüştüğü ortaya çıkan Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman’a da randevu vermediği belirtildi.

Sarallar çetesi çökertildi

“Sarallar” olarak bilinen organize suç örgütü, kökeni Trabzon’un Of ilçesi olan Saral ailesinin mensupları ve örgütün sempatizanlarından oluşuyor. “Ülkücü” bir siyasi çizgide olduğu bilinen örgütün kurucusu 2005’te öldürülen Hüseyin Saral.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 14 Kasım’da Sarallar çetesinin çökertildiğini duyurdu. Operasyon kapsamında örgüt lideri olduğu söylenen Özgür Saral’ın da aralarında bulunduğu 24 kişi gözaltına alındı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Sarallar çetesinin suçlarını sıraladı: 

“İstanbul Esenyurt ilçesinde sitelerdeki ev sahibi ve kiracıları silah ile tehdit ederek yağmaladıkları, kendilerinden şikayetçi olan site sakinleri ve özel güvenlik görevlilerini şikayetlerinden vazgeçirmek için darp ettikleri, yabancı uyruklu şahsılara yönelik yağma eylemi gerçekleştirdikleri, sitelerdeki mülk sahiplerinin rızası ve bilgisi dışında sahte evrak düzenleyerek daireleri başka şahıslara kiraladıkları, site içerisinde evden hırsızlık suçunu işledikleri, eğlence mekanlarına silahlı saldırı düzenleyerek kasten öldürmeye teşebbüs etmek ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, site sakinlerini tehdit ederek fuhuş faaliyetleri yürüttükleri, Sarıyer ve Beyoğlu’nda silahla yaralamaya teşebbüs suçlarını işledikleri tespit edildi.”

Yerlikaya, 24 kişinin “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından gözaltına alındığını duyurarak, “‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurarak’ ve tespit edilen suçları işleyerek, kamu güvenliğine ve barışına tehdit oluşturan İstanbul genelinde korkutma baskı ve şiddet eylemlerine karışan bu şahıslardan 24’ü yakalanarak gözaltına alındı” diye yazdı.

İhtişamlı hayatlardan hapse

Dilan Polat ve Engin Polat çifti, sosyal medyada lüks yaşamı ile kendilerinden söz ettiriyordu. Bütün bu gösterişli yaşamın ardından Dilan Polat ve Engin Polat çiftinin kara para akladığı iddiaları gündeme geldi.

İlk başta bu iddiaları Erk Acarer, Seher Yaşayacak, Feyza Altun ile Türkiye tarafından aranan Muhammet Yakut gündeme getirdi. Muhammet Yakut Polat çiftini “mail order” yöntemiyle para aklamakla suçladı. Malî Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) da iddialar üzerine sosyal medya kullanıcılarının dilinden düşmeyen Polat çifti hakkında inceleme başlattı.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

MASAK raporunda, tasfiye halindeki beş firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenirken, paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat’ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığı tespit edildi.

Raporun ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri çalışma başlatırken Polat çifti ve yakınlarının işlettiği 27 şirket ve sahiplerinin tüm mal varlıklarına tedbir konuldu. Çifte yurtdışı yasağı da getirildi. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı da Engin Polat ve Dilan Polat hakkında “suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi, vergi usul kanunu ile futbol ve diğer spor müsabakalarında bahis ve şans oyunları düzenlenmesi kanunlarına muhalefet” suçlarından soruşturma başlattı.

Soruşturma dosyasına giren MASAK raporunda Dilan Polat’ın internetten yaptığı satışlardan elde ettiği kurum gelirlerinin vergi matrahını azaltmak amacıyla sahte belge kullanmış olabileceği değerlendirildi. Dilan Polat’ın sahibi olduğu Rise and Shine Kozmetik şirketinin de sahte belge düzenleyicisi olduğuna yer verildi. Sahte belge düzenleyicisi olan üç tedarikçi şirketten toplam 225 milyon 743 bin liralık mal alışının gerçek olmadığı da belirlendi. Bunun üzerine Polat çifti hakkında soruşturma başlatıldı.

Polat çifti “Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet” suçlarından tutuklandı. Bu arada çiftin şirketlerine kayyum atandı.

Futbolda dolandırıcılık vurgunu

Eski Denizbank Şube Müdürü Seçil Erzan’ın futbol dünyasındaki tanınmış isimleri milyonlarca dolar dolandırdığı iddiası gündemi çalkaladı. Seçil Erzan’ın bu dolandırıcılığı yaparken ünlü teknik direktör Fatih Terim’in adını kullandığı iddia ediliyor. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Erzan’ın, Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kâr vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini söylediği kaydedildi. İddianamede, müşteki Bülent Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker’in Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı belirtildi. Çeviker’in durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı ve Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade edildi.

Sanık Erzan’ın “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 66 yıldan 216 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün ise aynı suçlardan 3 yıl ve 65 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.

Seçil Erzan’ın Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera, Volkan Bahçekapılı, Semih Kaya ve Selçuk İnan gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 18 kişiyi dolandırdığı iddia ediliyor. Seçil Erzan’ın bu dolandırıcılığı yaparken ünlü teknik direktör Fatih Terim’in adını kullandığı iddialar arasında.

Terim, soruşturma kapsamında ifade verdi. Kendisinin banka şubelerine gitmediğini, belgelere imza atmak gerektiğinde Seçil Erzan’ın yanına gelip imzasını aldığını söyleyen Terim, “Fon için kimse benden bu zamana kadar herhangi bir para istemedi” dedi. Terim, “Bu fon ile alakalı Seçil Erzan’a hiç para vermedim” diye konuştu. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Fatih Terim’in banka hesabından “gizli fon” için para kullanılıp kullanılmadığı, Terim’in bu fona para yatırıp yatırmadığı ya da fondan para alıp almadığının incelenmesi için teknik inceleme başlattı.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iddianameyi kabul etmesi üzerine dördü tutuklu yedi sanık 20 Kasım’da hakim karşısına çıktı. Mahkeme heyeti, tutuklu iki sanığın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 12 Ocak 2024’e erteledi.