Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Temel amacı hilafeti geri getirmek: Hizb-ut Tahrir’in Türkiye’deki yöneticileri anlatıyor

Hizb-ut Tahrir, 71 yıldır hilafetin geri gelmesi için yürüttüğü çalışmalarını İslam coğrafyasının neredeyse tamamına yaydı. Türkiye’den Mısır’a, Suudi Arabistan’dan Rusya’ya 31 ülkede faaliyet gösteren hareket, kimi ülkelerce terör örgütleri listesine konuldu. Örgütün Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, hedeflerini ve yöntemlerini, karşılaştıkları engellemeleri ve gördükleri desteği Medyascope’a anlattı.

Hizb-ut Tahrir (Kurtuluş Partisi) 1953’te dünyadaki tüm Müslümanları kapsayacak hilafeti kurmak iddiasıyla, Filistin asıllı Muhammed Takiyyuddin en-Nebhani tarafından Doğu Kudüs’te kuruldu. Kısa süre içerisinde Türkiye’nin de bulunduğu çok sayıda ülkeye yayıldı ve “uluslarötesi” bir örgüt haline geldi.

Örgüt, 2024 yılı itibarıyla 31 ülkede varlığını sürdürüyor. Bunlardan Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, Pakistan, Bangladeş, Rusya, Çin, Kırgızistan ve Özbekistan gibi ülkelerin yönetimleri zaman zaman Hizb-ut Tahrir’e yönelik soruşturmalar açıyor.

Yaklaşık 60 yıldır faaliyette olmalarına rağmen Hizb-ut Tahrir ülkemizde pek bilinmiyor. Sokağa çıktıklarında, hilafet talep ettikleri için gündeme geliyorlar fakat kısa süre sonra unutuluyorlar. Ta ki yeniden kendilerini hatırlatana kadar.

Medyascope, Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar ile konuştu. İlk soru, yasaklı oldukları ülkelerde nasıl örgütlendikleriydi:

“Mısır’da, Hizb-ut Tahrir’in faaliyetlerini yasaklayan özel bir kanun yok. Faaliyetlerine, çalışmalarına devletin, kolluk kuvvetlerinin baskısı altında devam ediyor. Türkiye gibi. Türkiye’de de Hizb-ut Tahrir’in faaliyetlerini yasaklayan özel bir kanun yok.”

“Silahlı mücadele İslami esaslara aykırı”

Hizb-ut Tahrir ile ilgili en çok tartışılan konulardan biri de terör örgütü olup olmadığı. Mahmut Kar, faaliyet gösterdikleri hiçbir ülkede terör örgütü listesinde bulunmadıklarını söyledi:

“Hizb-ut Tahrir’in kurulduğu 1953 yılından bugüne böyle bir eylemi yok ve bu eylemi yani terör eylemini, şiddet ve silahlı mücadele yöntemini İslami esaslara, yani İslami hayatı başlatmak için hilafet devletini kurma metoduna aykırı kabul ediyor.”

Kendilerini “parti” olarak tanımlasalar da laik sistemle yönetilen ülkelerdeki siyasi partiler yasası onlar için aşılmaz bir duvar. Çünkü demokrasiyi reddediyorlar. Türkiye’de de karşılarındaki en büyük engel laik demokratik cumhuriyet anayasası:

“Biz Türkiye’deki Siyasi Partiler Yasası’na göre bir parti kuramıyoruz. Böyle bir partiyi kurduğumuz zaman demokratik laik esasları benimseyerek o partinin programını, o partinin tüzüğünü hazırlamanız gerekir. Dolayısıyla Türkiye’de partileşme konusunda önümüzde anayasal bir engel olduğu için ve bizim İslami esaslarımızla Siyasi Partiler Yasası çeliştiği için partileşmiyoruz.”

Türkiye’de binlerce Müslüman faaliyetlerimize iştirak ediyor

Tunus, Hizb-ut Tahrir’in resmen siyasi parti kurduğu tek ülke. Kar, Tunus’ta siyasi parti kurmanın İslami esaslarla çelişmediğini belirterek, orada partileşebildiklerini söyledi. Kar, legal olarak parti kurmalarına rağmen Hizb-ut Tahrir’in seçimlere katılmayı reddetme gerekçesini şöyle anlattı:

“Fakat Tunus’ta da seçimlere katılmak ve iktidarı ele geçirmek için demokratik süreç işletiliyor. Dolayısıyla Hizb-ut Tahrir siyasi parti olmasına rağmen seçimlere katılmıyor.”

Hizb-ut Tahrir’in Türkiye ağı 40 şehre dağılmış durumda. Bu ağda binlerce üyenin bulunduğunu söyleyen Kar, “Ankara’da, Bursa’da, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da, Ege’de, Marmara Bölgesi’nde, Akdeniz’de birçok şehirde faaliyetlerimiz var ve yaptığımız faaliyetlere binlerce Müslüman iştirak ediyor” dedi.

“İslam’a algı operasyonu”

Türkiye’de cemaatlerle de dirsek temasında olduklarını anlatan Kar, şöyle devam etti:

“Bütün cemaatler bizim Müslüman kardeşlerimiz ve biz onlarla devamlı iletişim halindeyiz. Cemaatlerin kanaat önderleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle, başkanlarıyla, vakıf ve derneklerin yöneticileriyle devamlı görüşüyoruz.”

Örgüt, cemaatlerle ilgili ortaya çıkan ve toplumda tepki toplayan olayları “İslam’a fatura etme ve algı operasyonu” olarak görüyor.

Mahmut Kar konuya ilişkin, “Fevri hadiseler olsa da o cemaatlerin bunun iç muhasebesini, eleştirilerini yapmaları gerek en nihayetinde” dedi.

“AKP üzerinden İslam’a yönelik algı yapılıyor”

Siyasetçilerle görüştüklerini söyleyen Kar, AKP üzerinden İslam’a yönelik “algı operasyonu” yapıldığını öne sürdü:

“Sonuçta AK Parti demokratik laik seküler bir parti. AK Parti iktidarı içerisindeki yöneticilerin İslami kimlikleri, İslam’a fatura ediliyor. Tabii ki bütün siyasi partilerin yöneticileriyle, teşkilat başkanlarıyla, il ve ilçe teşkilat başkanlarıyla, milletvekilleriyle görüşmelerimiz var. Yani CHP ile de evet, Milliyetçi Hareket Partisi ile de.”

Mahkumiyet kararları AYM’den dönüyor

Türkiye’de siyasetçilerle görüşecek kadar legal görülen, terör örgütü olarak nitelendirilmeyen Hizb-ut Tahrir, her gündeme gelişinde tartışmaların odağı haline geliyor. Örgütün hilafet çağrısıyla yaptığı her etkinliğin sonunda tansiyon yükseliyor.

Hizb-ut Tahrir üyelerine yönelik operasyonlar sonrası tutuklananlar mahkemeye çıkıyor. Ancak Yargıtay içtihatlarına dayandırılarak ağır ceza mahkemelerinin verdiği mahkûmiyet kararları Anayasa Mahkemesi’nden dönüyor. Nedeni ise terör eylemi gerçekleştiğine dair somut delil eksikliği.

Hareketin terör eylemine başvurduğuna dair somut kanıtın ortaya konulmadığını söyleyen Mahmut Kar, “Bir şiddet eylemi gerçekleştirdiğine dair suçlama yok. O zaman ağır ceza mahkemeleri ve Yargıtay hangi gerekçeyle, siz bunu terör örgütü kapsamına sokup terör örgütü üyesi diyerek cezalandırma yapıyorsunuz? AYM Önce somut gerekçe tespit edin’ diyor” dedi.

Hizb-ut Tahrir’in hedefi, Türkiye’de 1924’te sona eren hilafet devletini yeniden başlatmak.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.