Üç Amerikan askerinin öldüğü Kule 22 saldırısından sonra gözler Biden’da: ABD, İran’a saldırır mı?

Ürdün’ün kuzeydoğusunda Suriye sınırı yakınlarındaki bir Tower 22 (Kule 22) adlı Amerikan üssüne insansız hava araçları ile düzenlenen saldırıda üç Amerikan askeri hayatını kaybetti, 34 asker yaralandı.

Hamas-İsrail savaşından bu yana bölgede ilk kez bir Amerikan askerinin ölmesi dikkatleri yeniden Ortadoğu’ya çevirdi. 7 Ekim’den bu yana İran merkezli milislerin Irak ve Suriye’deki Amerikan üslerine en az 150 saldırı düzenlediği tahmin ediliyor. 

Saldırının ardından açıklama yayımlayan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, Irak’ta faaliyet gösteren İran destekli grupları hedef göstererek “Hiç şüpheniz olmasın; tüm sorumlulardan kendi seçeceğimiz şekilde ve zamanda hesap soracağız” dedi. 

Saldırıda ölen askerlerin kimlikleri de açıklandı: William J. Rivers (46), Kennedy L. Sanders (24) ve Breonna A. Moffett (23).

İran saldırılarla herhangi bir ilgisi olduğunu reddetti ancak Irak’taki İslami Direniş saldırıyı üstlendi. 

Irak’ta İran destekli Şii milis yapıların yer aldığı İslami Direniş Hareketi, Kule 22’ye yapılan saldırıyı üstlendi. Hareketten yapılan açıklamada, “Irak ve bölgedeki Amerikan işgal güçlerine direnme ve Gazze’de halkımıza karşı Siyonist oluşumu cezalandırma planının devamı olarak, Irak’taki İslami direniş mücahitleri 28 Ocak Pazar günü şafak vaktinde drone’lar aracılığıyla saldırdı” denildi.

Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü’ne göre İran Devrim Muhafızları, İslami Direniş Hareketi’nin koordinasyonu için kritik rol oynuyor. 

  • Kule 22 neresi?

Ürdün’ün Suriye ve Irak sınırlarının kesiştiği en kuzeydoğu noktasında stratejik açıdan önemli bir konumda yer alan Kule 22, Suriye’deki ABD askeri birlikleri için önemli bir lojistik merkezi.

Kule 22’nin Irak ve Suriye’deki üslere kıyasla daha güvenilir olduğu, bu yüzden de daha az korunduğu belirtiliyor. Şu an tesiste 350 Amerikan askeri var. Kule 22, Suriye sınırında az sayıda Amerikan askerine ev sahipliği yapan El-Tanf Üssü’ne de yakın. El Tanf, IŞİD ile mücadelede kilit rol oynamıştı. El Tanf Üssü’nden Suriye’de terör örgütü PKK/YPG işgalindeki alanlarda bulunan diğer ABD üslerine Ürdün üzerinden hava yoluyla lojistik destek malzemeleri ulaştırılıyor.

Ürdün’de tahminen 4 bin Amerikan askeri bulunuyor. Ürdün, ABD birlikleri ile yıl boyunca kapsamlı tatbikatlar düzenleyen az sayıda bölgesel müttefikten biri.

  • Ürdün’deki saldırının sonuçları ne olacak?

Irak ve Suriye’deki İran destekli milislerin ekim ayından itibaren Irak’taki Amerikan üslerine en az 150 saldırı düzenlenmişti. Uzmanlara göre Kule 22’ye düzenlenen İHA saldırısının boyutu dikkate alındığında, ABD üslerine yönelik saldırıların devam etmesi muhtemel. 

Yukarıda da belirttiğimiz üzere artık gözler ABD Başkanı Joe Biden’da. Biden’ın emri ile Amerikan ordusu nasıl karşılık verecek? Bu karşılığın düzeyi ne olacak? Ve en önemlisi verilen karşılık, caydırıcı olacak mı?

Tüm bu yaşananlar göz önünde bulundurulduğunda ABD gerilimin tırmanmasını istemiyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby, “İran ile bir savaş arayışında değiliz. Bizim istediğimiz istikrarlı, güvenli ve müreffef bir Ortadoğu ve bölgedeki saldırıların durmasını istiyoruz” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yaptığı basın toplantısında, “Her türlü saldırganlığa kararlılıkla yanıt vereceğiz ve askerlerimize saldıranları sorumlu tutacağız. Bunu bizim seçtiğimiz zamanda ve yerde yapacağız. Yanıtımız kademeli olacak” dedi.

  • Biden’ın önündeki seçenekler neler?

Uzmanlara göre Biden’ın önünde üç seçenek var.

Birincisi, İran’ın üslerini ve komutanlarını hedef almak: Irak ve Suriye’de İran destekli milislere ait çok sayıda üs, silah ve eğitim deposu var. Söz konusu milisler, İran Devrim Muhafızları tarafından eğitiliyor ve finanse ediliyor. Ancak İran tarafından yönlendirilmeleri şart değil. 

Washington bu milislerin nerede konuşlandığını biliyor. Bu üslere kolaylıkla hassas güdümlü füzelerle saldırabilir. 

Biden’ın önündeki ikinci seçenek, doğrudan İran’a saldırmak. Washington’un doğrudan Tahran’ı hedef alması, çok düşük bir ihtimal. Zaten her iki taraf da büyük ölçekli bir savaşa girmek istemiyor. Olası bir saldırı durumunda İran, dünya petrol ve doğalgaz akışının yüzde 20’sinin geçtiği, ekonomik açıdan hayati bir önem taşıyan Hürmüz Boğazı’nı kapatabilir. Bu da petrol piyasalarını olumsuz etkileyebilir, ki bu Biden’ın seçime gittiği dönemde hiç de olumlu karşılanmaz. 

Kasım 2024 seçimleri yaklaşırken hali hazırda bir baskı hisseden Biden, şimdi de Cumhuriyetçilerden gelen “İran’ı vur” baskısı altında. Senatörler Lindsey Graham, John Cornyn ve Tom Cotton, Biden’ın Tahran’ı hedef almasını istiyor. 

İran’ı doğrudan hedef almak yerine ABD, Irak ve Suriye’deki üst düzey Devrim Muhafızları liderlerini öldürebilir. Dört yıl önce Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, ABD’nin düzenlediği suikast sonucu öldürülmüştü. 

Üçüncü seçenek ise hiçbir şey yapmamak. Ortadoğu’daki mevcut gerilimler söz konusu olduğunda Washington’un seçim yılında İran’a saldırması büyük bir sorumsuzluk olarak okunabilir. 

Kaynak: Guardian, BBC

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.