Cumartesi Anneleri 987. haftada Murat Yıldız’ın akıbetini sordu

Gözaltında kaybedilen yakınlarını arayan Cumartesi Anneleri 987. haftada Galatasaray Meydanı’nda Murat Yıldız’ın akıbetini sordu.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini soran ve faillerin yargılanması talebiyle İstanbul-Beyoğlu’nda 1995’ten bu yana eylem yapan Cumartesi Anneleri, bu hafta da (24 Şubat 2024) Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakarak açıklamalarını okudu.

Cumartesi Anneleri bu hafta Murat Yıldız’ın akıbetini sordu.

Cumartesi Annelerinin açıklaması şöyle:

“29 yıldır soruyoruz Murat Yıldız’a ne oldu?

987. haftamızda bir kez daha, bizi kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray Meydanı’ndan ayıran demir bariyerlerin önündeyiz.  

Güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan sevdiklerimizin akıbetinin açığa kavuşturulması ve adaletin sağlanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirmek istediğimiz barışçıl bulaşmalarımızın 950. haftasında polis şiddetiyle engellenmiş ve gözaltına alınmıştık.

Aralarında kayıp yakınları, İnsan Hakları Derneği yönetici ve üyelerinin de olduğu gözaltına alınan 20 kişi hakkında “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” ten ceza davası açıldı.

Davanın ilk duruşması 27 Şubat 2024’te İstanbul 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Bariyerlerin önünden devleti yönetenlere sesleniyoruz: Hiçbir anayasal, yasal zemini olmayan Galatasaray yasağına, kısıtlamalara ve yargı baskısına son verin. Bireysel başvuru yolunun etkili olabilmesi ancak ihlalin giderilmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. AYM kararlarına koşulsuz uyun; bariyerleri kaldırın, sınırlamalara son verin.

987. haftamızda gözaltında kaybedilişinin 29 yılında Murat Yıldız’ın akıbetini sormak, devlete “yaşam hakkı” karşısında sorumluluklarını hatırlatmak için Galatasaray’dayız.

19 yaşındaki Murat Yıldız İzmir’de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir kafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştığı için polis tarafından aranmaya başladı.

Annesi Hanife Yıldız’ı karakola götüren polisler ‘Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak’ dedi. Bunun üzerine 23 Şubat 1995 tarihinde Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi’ye teslim oldu.

Aradan üç gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı.

Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce yetkililer, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini, yolda Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler.

Anne Hanife Yıldız’ın ‘Oğlum kendi isteğiyle teslim oldu. Hapis cezasını bile gerektirmeyen bir suç isnadı karşısında neden kaçsın?’ itirazı boşlukta kaldı. Murat’tan bir daha haber alınamadı.

Hanife Yıldız, Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurdu. Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi, beş yıl süren yargılama sonucunda Murat Yıldız’ın feribottan atladığını gören tanık olmamasına rağmen sanık polislerin beyanını esas aldı ve onlara yalnızca ‘görevi ihmal’den günümüz parasıyla 1 lira 18 kuruş para cezası verdi.

İHD avukatı Gülseren Yoleri 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak Murat Yıldız için yeniden soruşturma açılmasını talep etti. Açılan soruşturma iki yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı.

Takipsizlik kararına yapılan itiraz da reddedildi. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldı. Kamu görevlilerinin sorumlulukları altında meydana gelen ölümler veya kaybetmelerde suça karışanların hesap vermelerini sağlamak devletin görevidir.

Murat Yıldız’ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili yürütülen adli süreç maddi gerçeği açığa çıkarmadı, faillerin cezalandırılmasını sağlamadı. Mahkemenin verdiği karar yaşam hakkını koruyan ulusal ve uluslararası hukukun ihlali suretiyle verildi. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi dosyada devam eden ihlali ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunu açmalıdır.

Kaç yıl geçerse geçsin Murat Yıldız için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.