Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Paris-Nice ve Tirreno-Adriatico haftasından çıkardığımız 11 madde

Bisiklet takviminin en prestijli tek haftalık turları Paris-Nice ve Tirreno-Adriatico’nun 2024 edisyonları geride kaldı. Fransa ve İtalya semalarında basılan pedallardan neler çıkardık? Medyascope Spor’dan Ceyda Akbulut, haftanın özetini 11 maddeye sığdırdı.

Paris-Nice ve Tirreno-Adriatico haftasından çıkardığımız 11 madde

1

Fransa Turu’nun peş peşe galibi Jonas Vingegaard’ın sezonun erken döneminde formunun zirvesine çıkmaması gerek. Kendisi de çıkmadı zaten. Genel klasmanı çok rahat kazandı ancak sebebi mükemmel formu değil maalesef rakipsiz oluşuydu.

Geçtiğimiz iki yaz bireysel zamana karşı yarışlarında uçtuğunu gördüğümüz Danimarkalı, bu sene serin bir bahar ayındaki Tirreno-Adriatico’da çok olağan şekilde bireysel deneme koştu. Kendini yıprattığı, yüzünün renksiz kaldığı ve göz altlarının çöktüğü zirve finişlerinde gördüğümüz, performansının fiziksel doruklarının yakınından bile geçmedi. Yedi etaplı turda gerçekten zorlu bir profil olduğu da söylenemezdi. Bunlara rağmen hiçbir rakibi, bu sene Fransa Turu’nda üçleme hedefleyen Danimarkalı’nın yanına bile yaklaşamadı. Doğrudan rakipleri için bile göz korkutucu bir dayanıklılık meziyeti olduğunu söyleyip öteki maddeye geçebiliriz.

2

UAE Team Emirates’in kadroları her iki turda da kusursuza yakındı. Meziyetli sürücü sayısı o kadar çok ki Tadej Pogacar olmadığında çoğu kez takım oyunundan çok sessiz bir iç savaş izlerken buluyoruz kendimizi. Bisiklet sporunun böyle hikâyelerle dolu olduğunun farkındayız, iki tekere en çok bu sebeple gönül verdik. Ancak zaten meseleye çözüm bulması gerekenler biz değil, bu denli yeteneği saflarında tutan takım Emirates.

Pogacar olmadığında takım içi rekabette ve liderin asfaltta koşulan uzun sürelerin ardından belirlendiği ekipte yine de her şey görece yolunda gidiyor. Podyuma her zaman yakınlar. Sadece hiyerarşiyi belirlemede ve meziyetleri kullanmada sorun yaşıyorlar. Profesör X tarafından dizginlenmeyi bekleyen X-Men gibi…

3

Beklenen Roglic – Remco rekabeti için biraz daha vakit var gibi duruyor. Primoz Roglic sezonu yeni açtı. Sloven yıldız bu hafta Paris-Nice’te zirve için mücadele etmekten çok yeni takımıyla oryantasyon turları atmayı amaçlamış gibiydi. Bora-hansgrohe’de genel klasman için bisiklet süren kişi Aleksandr Vlasov’du. Çoğunlukla sadece kendi için koşmayı seven bisikletçinin Fransa’da Primoz Roglic’e yardım edip etmeyeceği hâlâ merak konusu.

4

Remco Evenepoel’un ayak bastığı neredeyse her yarışa kazanmak için çıktığını biliyoruz. Öyleyse Belçikalı yıldız, Primoz Roglic, Jonas Vingegaard ve Tadej Pogacar gibi isimlerin önünde genel klasman zaferi almak için ne yapmalı? Tez konusu… Açıklamak güç ancak işlere delidolu yüreğine söz geçirmekle başlamak isteyebilir. 

Sabır, zamanında hareketlenmek… Bunların önemini kendi de biliyor tabii ki. Ancak son dönemde sık karşılaştığımız durumu da inkâr edemeyiz. Remco kaybettiğini kabullendikten sonra daha olgun bir sürücü oluyor. Belki de yapması gereken bu mantaliteyi mücadelesinin ilk adımlarına yansıtmanın bir yolunu bulmaktır…

5

Paris-Nice’te beklenen Roglic – Remco rekabetini izleyemedik ama önümüzde mükemmele yakın bir üçlü çekişme vardı. Turun belki de en yorucu etabında izlediğimiz Skjelmose – Jorgenson – McNulty mücadelesi, bu edisyonu harika anılarla hatırlamak için yeterliydi. 

Mattias Skjelmose’nin her geçen yıl meziyetlerini katlaması, Matteo Jorgenson’un yeni takımıyla çıktığı ilk çok etaplı turda aldığı genel klasman galibiyeti (sonraki maddede bunu biraz daha uzatacağım) ve Brandon McNulty’nin etap kovalayacak yetenekli bir atletten daha fazlası olabileceğini kanıtlaması onlar için de biz rekabet tutkunu bisiklet izleyicileri için de umut vericiydi.

6

Visma için “Limit gökyüzü” demekten hiç vazgeçmeyeceğiz galiba…

Matteo Jorgenson, Bal Arıları adına yarıştığı ilk turda genel klasman galibiyeti aldı. Hem de sıradan bir tur da değil, Paris-Nice! Amerikalı genç yıldız Movistar yıllarında kazandığı tüm parayı gelişimine harcadığını söylüyordu. Movistar’ın sunduğu imkânların, çoğu profesyonel atlet için yeterli olacağına eminim ama herkes kabul eder ki Visma’nın yaptığı farklı bir şeyler var… İşte bu sebeple genel klasmancılarla dolu gladyatör arenasına girmekten çekinmedi Jorgenson. Gelişebileceğine inandığı bir ortam diğer her şeyden önemliydi onun için. Aynı durum transfer döneminde Bora’dan olaylı ayrılışıyla çalkantılı günler geçiren ve şimdi Tirreno-Adriatico’da yeni takımıyla yedincilik alan genç Belçikalı Cian Uijtdebroeks için de geçerli.

7

Postmodern bisiklet döneminin postmodern bireysel zamana karşı kaskları… 

Çirkin olduklarını sanırım kabul edebiliriz. Yaratıcı ve keyifli benzetmeler de yapılmadı değil ancak bu yenilikçi tasarımların gerekliliğini henüz bilemiyoruz. Aerodinami, bireysel denemeler için elbette önemli ancak bisikletçiler saliselerle oynayan Formula 1 araçları değil… Başarı için yoğun kaynak akıtan takımların elbet bir bildiği vardır ancak tutucu bisiklet sevdalılarını bu tip girişimlere alıştırmak hiçbir zaman kolay olmayacak.

8

Zamana karşıdan bahsetmişken haftanın en etkileyici performanslarından birine kapıyı açabiliriz. Emirates’in 21 yaşındaki İspanyol tırmanışçısı Juan Ayuso, Tirreno-Adriatico’nun dümdüz ve kısacık bireysel denemesinde zafer yakalamayı başardı. Hem de pist üzerinde bu mesafelerin ustası İtalyan yıldızlar Pippo Ganna ve Jonathan Milan’ın önünde! 

Bu tip kısa mesafe yarışlarının kuvvet, dolayısıyla da yüklü bir kilo gerektirmesi, incecik dağcı Ayuso için hiçbir sorun çıkarmadı. İzlettiği şov çoğu bisiklet tutkunu adına hayret verici ve takdir edilesiydi. 

9

Jonathan Milan yeni takımıyla sprintler ve puan mayoları kazanmaya bu hafta Tirreno-Adriatico’da devam etti.

Hedefinde Giro d’Italia ve 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda zirveye oturmak olan İtalyan bisikletçi büyük cüssesiyle bisikleti var gücüyle savurmaya ve galibiyetler almaya devam edecekmiş gibi duruyor.

10

Ineos Grenadiers nasıl bir hafta amaçlıyordu bilmiyorum ama umut vadeden günler geçirdikleri kesin. Egan Bernal’in Paris-Nice’teki hareketliliği ve genel klasmanda aldığı yedinciliğin tüm bisikletseverlerin yüzünü güldürdüğüne eminim. Koştuğu her yarış eskiye bir adım daha yaklaştığını hissettiriyor.

İtalya’da koşan Thymen Arensman ve Tom Pidcock da bu hafta iyi provalar geçirdi. Giro d’Italia yolcusu Arensman tüm sıralamayı altıncı, genel klasman denemesi yapıp yapmayacağı merak edilen Pidcock da haftayı dokuzuncu sırada bitirdi. Britanyalı yıldız uzun mesafeli bahar klasiklerinin ardından tüm yazını Fransa’daki hedeflerine odaklayacak. Sezonu sakin ve istikrarlı açtığını söyleyebiliriz.

11

Gözü pek, yaman, yürekli, acar, bıçkın… Isaac del Toro’dan bahsediyorum. Emirates’in 20 yaşındaki sürücüsü 2024’ün yükselen yıldız adaylarının en büyüğü olacakmış gibi duruyor. Geçtiğimiz seneyi yıldız avı Tour de l’Avenir galibiyetiyle kapatan Meksikalı genç yetenek herkesin dikkatini çekmişti zaten. Onu kaçıranlar içinse 2024’ün ilk günlerinde Tour Down Under’da aldığı görkemli zafer ilgi toplamak için yeterliydi. Bu hafta Tirreno-Adriatico’da aldığı genel klasman dördüncülüğü de herkesi heyecanlandırdı. Bıçkın del Toro’nun kariyer adımlarına canlı canlı tanık olabileceğimiz için çok şanslıyız.

Yazan: Ceyda Akbulut

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.