Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yeni müfredat taslağına yönelik Eğitim Reformu Girişimi tarafından değerlendirme raporu açıklandı. Rapora göre, taslak programlarda toplumsal cinsiyet eşitliğine yer verilmemesi çok önemli bir eksiklik. Taslakta, insan hakları, vatandaşlık ve demokrasi alanında ifade, din ve vicdan özgürlüğü gibi konulara yer verilmeden, görev ve sorumluluklara odaklanan bir yaklaşım görülüyor. Dersler soyut ve açık olarak tanımlanmayan birçok kavramı içeriyor. İnsan haklarına ve hukukun bağlayıcılığına yönelik vurgular özel amaç olarak yer almıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 26 Nisan’da duyurulan tüm öğretim kademelerindeki derslere ait “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yeni müfredat taslağı yayınlandı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yeni programda sadeleşmeye gidildiğini vurgulayarak “yerli ve milli” müfredat hazırlandığını dile getirdi. Geribildirimler için 10 gün süre tanınan öğretim programlarına yönelik sert eleştiriler yapıldı. Görüş ve öneriler için sürenin yetersiz olduğunu savunan eğitim uzmanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki talepleri istenildiği düzeyde karşılanmadı.
Tartışmalar devam ederken Eğitim Reformu Girişimi (ERG) tarafından ‘”Eğitim Askıda Eğitim Reformu Girişimi’nin Milli Eğitim Bakanlığı Taslak Öğretim Programları İnceleme ve Değerlendirmesi’ başlıklı raporu yayınlandı. Programların güncellenmesi sırasında kamuoyunun görüşüne başvurulduğu ancak, görüşlerden nasıl ve ne ölçüde istifade edildiğinin belirsiz olduğu belirtilen raporda öne çıkan bulgular özetle şöyle:
“Program, ‘esasicilik ve ilerlemecilik’ gibi eğitim felsefelerine değiniyor. Ancak anlaşılır bir dil kullanılmadığı, bütünlük olmadığı, kaynak belirtilmediği ve argümanlar arasındaki ilişki net bir şekilde ortaya konulmadığı için modeldeki eğitim felsefesinin ne olduğuna dair net bir çıkarım yapılamıyor.”
“Müfredat ahlaki ve milli değerler üzerine kurulurken toplumsal katkı ve bütüncül gelişim gibi alanları hedefliyor. Ancak öne çıkan değerler, somut, bilimsel bilgiye dayalı bir etik algısıyla sorgulanabilir ögelerden çok öğrencilerin pasif bir şekilde edinecekleri ögeler olarak kurgulanıyor.”
“İfade, din ve vicdan özgürlüğü yerine görev ve sorumluluk anlatılıyor“
“Taslak programlarda toplumsal cinsiyet eşitliğine yer verilmemesi çok önemli bir eksiklik olarak görülüyor. Program geliştirme sürecinde öğretmen katılımının nasıl ve ne düzeyde gerçekleştiği bilgisi yer almıyor. Müfredat için pilot uygulama yapılmamış olması önemli eksiklerden biri.”
“İnsan hakları, vatandaşlık ve demokrasi alanında hak ve özgürlüklerden çok görev ve sorumluluk vurgusu yapılıyor. Özgürlük konusu işlenirken demokratik toplumlardaki temel özgürlüklerin neler olduğuna yer verilmiyor. Özgürlüklerin öneminden çok özgürlüğün neden sınırlanması gerektiği anlatılıyor. İfade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü gibi konulara yer verilmeyip, ağırlıkla görev ve sorumluluklara odaklanan bu yaklaşım görülüyor. Bu durum öğrencilerin hak ve özgürlükleriyle ilgili bilgi edinme hakkının önüne geçiyor.”
“Öğrenci merkezli yaklaşımlarda öğrencinin hak ve özgürlüklerine yapılan vurgu dikkat çekerken ‘yetkin ve erdemli insan’ hedefinde bahsedilen özelliklerin öğrenci merkezli yaklaşımdan daha çok görev ve sorumlulukları ön plana çıkardığı görülüyor.
“Öğretim programları soyut ve açık olarak tanımlanmayan birçok kavramı içeriyor.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Daha önceki programlarda yer alan insan haklarına ve hukukun bağlayıcılığına ilişkin vurgular, taslak programın özel amaçlarında yer almıyor.”
“‘Manevi yönden huzurlu, yetkin ve erdemli insan yetiştirme’ amacı program yaklaşımının merkezine yerleştirildi. Çalışmada kalp ve ruh gibi kavramlara sıklıkla yer verilirken rehberlik ve psikolojik danışmanların rolü ve sınıf rehberlik dersinin içeriği belirlenmedi.”
“Kısıtlı katılımcılarla yapılan çatıştay dışındakiler belirsiz”
Raporda, “MEB tarafından paylaşılan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin geliştirilmesinde, kısıtlı katılımcının yer aldığı çalıştaylar dışında, bilimsel saha çalışmalarının nasıl kullanıldığı konusu belirsizdir. Örneğin bin öğretmene uygulandığı söylenen anket soruları ve sonuçlarının taslak programa nasıl aktarıldığı, aktif çalışan öğretmen sayısını yansıtan bir örneklem olup olmadığı gibi konularda kamuoyuna bilgi sağlanmalıdır” ifadeleri kullanıldı.
Öğretim programlarının kimler tarafından hazırlandığı, bu kişilerin yetkinlikleri, her bir dersin programı için uzmanlık alanları, uygulama takvimi, bütçe planı ve kaynakçası kamuoyuna açıklanması gerektiği belirtildi.