Merkez Bankası enflasyon tahminlerini değiştirmedi | Başkan Karahan banknot sorusunu “Geçmiş dönemde açıklamalarım oldu” diyerek yanıtlamadı

Merkez Bankası, 2024 yılı sonunda enflasyonun yüzde 38’e gerileceği yönündeki tahminlerini değiştirmedi. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Medyascope’un banknot sorusunu “Geçmiş dönemde açıklamalarım oldu” diyerek yanıtlamadı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, 2024’ün üçüncü enflasyon raporu bilgilendirme toplantısında sunum yaptı ve Başkan Yardımcıları Cevdet Akçay ve Hatice Karahan ile gazetecilerin sorularını cevapladı.

Tahminler değişmedi

Bir önceki raporda yer alan enflasyon tahminlerini değiştirmediklerini açıklayan Karahan, orta vadeli tahminler oluşturulurken, enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir iyileşme sağlanana kadar, para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği ve ekonomi politikalarındaki eşgüdümün korunacağı bir görünümün esas alındığını söyledi. Karahan şöyle devam etti:

“Enflasyonun, 2024 yıl sonunda yüzde 38’e gerileyeceğini öngörüyoruz. 2025 ve 2026 tahminlerini ise sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz. Para politikasındaki kararlı duruşumuz, yurtiçi talepte dengelenme, Türk Lirası’nda reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmeye devam edecektir. Para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesiyle, enflasyonun yılın kalanında da istikrarlı olarak gerileyeceğini öngörüyoruz.”

Karahan, “Aylık enflasyonun ana eğiliminde, belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri, öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz” diyerek faiz indiriminin gündemde olmadığına yönelik mesajlar da verdi.

500 ve 1000 liralık banknot sorusuna cevap yok

Karahan, Medyascope Haber Müdür Yardımcısı Özgecan Özgenç’in “500 ve bin liralık banknotların basılıp basılmayacağı merak ediliyor, dezenflasyon hedefiyle çeliştiğini mi düşünüyorsunuz?” sorusunu, “Geçmiş dönemde açıklamalarım oldu, şu anda söyleyecek bir şeyim yok” diyerek yanıtlamadı.

“Yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları gibi unsurların aylık enflasyona etkisi 1,4 puan”

Enflasyon raporu sunumunda enflasyonun ana eğilimindeki zayıflamanın, öngörüleriyle uyumlu seyrettiğini ifade eden Karahan, “Tüketici enflasyonu temmuzda yüzde 61,8 ile önceki enflasyon raporunda öngördüğümüz tahmin aralığının içinde gerçekleşti. Enflasyonun ana eğilimindeki zayıflama, öngörülerimizle uyumlu seyretti. Temmuz ayında tüketici enflasyonu, para politikasının görece etki alanı dışında kalan, yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları gibi unsurlar neticesinde geçici olarak arttı. Bu unsurların, aylık tüketici enflasyonu üzerindeki etkisinin 1,4 puan olduğunu hesaplıyoruz” diye konuştu

Yeni ve yenilenen sözleşmelerdeki kira artış oranlarının, TÜFE’deki mevcut kira enflasyonunun altında değer aldığını söyleyen Karahan, “Bu durum, önümüzdeki dönemde yıllık kira enflasyonunun azalacağını ima ediyor. Bildiğiniz gibi, dezenflasyon dönemlerinde, temel mal enflasyonu daha hızlı ve belirgin şekilde yavaşlar” dedi.

“Tüm sektörlerin beklentilerinin gerileyeceğini öngörüyoruz”

Karahan şöyle devam etti:

“Enflasyon beklentilerini incelediğimizde, firmaların ve özellikle tüketicilerin beklentilerinin piyasa katılımcılarına göre yüksek seyri göze çarpıyor. Bu durum enflasyonun düşük olduğu dönemlerde dahi gözleniyor. Enflasyon beklentilerini şekillendiren dinamikleri incelediğimizde, manşet enflasyon üç grup için de etkili bir unsur olmakla birlikte, buna en hassas birim olarak firmalar öne çıkıyor. Tüketicilerin beklentilerinin, sıklıkla tüketilen gıda ve akaryakıt ürünlerine hassasiyeti yüksek. Manşet enflasyondaki düşüşle birlikte, tüm sektörlerin beklentilerinin gerileyeceğini öngörüyoruz.”

Son aylarda enflasyon ve kur beklentilerinde önemli iyileşmeler yaşandığını söyleyen Karahan, “Bu iyileşmenin de mevduat faizlerinin son dönemdeki hareketinde belirleyici olduğunu düşünüyoruz. Para politikası duruşumuz ve makroihtiyati çerçevemiz, mevduat faizlerinin, Türk Lirası’na geçişi sürdürecek ve tasarrufları artıracak seviyelerde kalmasını sağlayacak” dedi, tüketici kredilerinin, iç talepteki dengelenmeyi tesis edecek bir hızda seyretmesinin kritik önemde olduğunu vurguladı.

Kredi kartı borçları

Karahan, 2024 yılının ilk çeyreğinde kredi talebinin hızlandığını hatırlatarak, “Tüketici kredi büyümesinin kredi kartı ve ihtiyaç kredisi kaynaklı artmasına neden olmuştu. Bu doğrultuda devreye aldığımız makroihtiyati önlemler ve sıkı para politikası duruşumuz ile ikinci çeyrekten itibaren tüketici kredilerinde büyüme zayıfladı. Türk Lirası ticari kredi büyümesinde mart ayında daha bağlayıcı hale getirdiğimiz aylık büyüme sınırları oldukça etkili olmuştu” diye konuştu.

Swap işlemleri

Mart ayında yapılan ilave parasal sıkılaştırmanın, yurtiçi ve yurtdışı yerleşiklerin Türk Lirası’na güvenini artırdığını ve rezervlere olumlu yansıdığını söyleyen Karahan, “31 Temmuz itibarıyla TCMB taraflı swap bakiyesini sıfıra indirdik. Sonrasında, sterilizasyon amaçlı olarak ters yönde swap işlemlerine başladık. 22 Mart ile 2 Ağustos tarihleri arasında, brüt rezervler 26,5 milyar dolar artış gösterirken, net döviz pozisyonumuz 93,1 milyar dolar iyileşti. 2 Ağustos itibarıyla brüt rezerv düzeyimiz 150 milyar doların üzerine çıktı. Swap hariç net rezervlerimiz, yurtiçinde yaptığımız TL karşılığı döviz swapları da dahil ettiğimizde 28,6 milyar dolara yükseldi” dedi.

“Tahminleri değiştirmek için bir neden göremedik”

Karahan’a yılın kalanında yüzde 38 hedefinin tutması için aylık enflasyonun yüzde 1,4 seviyesinde olması gerektiği hesaplaması hatılatılarak, bu hedefin tutması için ilave adım atıp atmayacakları soruldu. Karahan “Bu konuda atılacak adımlarda her zaman, her şeyi yapmaya hazırız. Aksiyonla da gösterdiğimizi düşünüyorum. Enflasyon hedefi için ne gerekiyorsa bunu yapmaya hazırız. Tahminlere noktasal olarak yaklaşmak çok sağlıklı olmayabiliyor. Tahminleri değiştirmek için bir neden göremedik” diye yanıt verdi.  

“Dezenflasyon sürecinde büyümede bir miktar azalma yaşanabilir

“Arzuladığınız patikaya ne kadar yakınız? Resesyon öngörüyor musunuz” sorusuna Karahan, şöyle yanıt verdi:

“Kartlı harcamalar, ithalat gibi talep görünümünde beklenen gelişmeler ile fiyatlama gelişmeleri öngörülerimizle uyumlu. Temel iki kaynak reel değerlenme ve talepte soğuma. Arzuladığımız dengelenme gerçekleşiyor. Ülke olarak büyüme sorunumuz yok. Potansiyel büyümemiz oldukça yüksek. Büyümenin kompozisyonunun iyileşmesi gerekiyor ki sürdürülebilir olsun. Buna ulaşmak da ancak fiyat istikrarıyla mümkün. Dezenflasyon sürecinde büyümede bir miktar azalma yaşanabilir. Kısa vadede bir miktar yavaşlayabilir, bunun belirtileri gerçekleşiyor. Fiyat istikrarına ulaştığımızda büyümenin daha kalıcı paylaşıldığını göreceğiz.”

“Fiyatların yatay ve düşük seyrettiği dönemlerde de hane halkı beklentileri yüksek oluyor

Karahan, piyasa katılımcılarının enflasyon beklentisi ile reel sektör ve hane halkı beklentilerinin ayrışmasına yönelik sorusuna karşılık şunları söyledi:

“Enflasyon beklentilerinin tahmin aralığımıza uyumlu olması önemli. Beklentilerde olumlu seyretse de farklılık gösteriyor. Piyasa katılımcıları bize yakınsıyor. Hane halkı ve reel sektör yüksek seyrediyor. Fiyatların yatay ve düşük seyrettiği dönemlerde de hane halkı beklentileri yüksek oluyor. Beklentiden ziyade seyre bakıyoruz. Özellikle hane halkı tarafından görünürlüğü yüksek kalemlerin enflasyonu öne çıkıyor. Enflasyon düştükçe beklentiler düşecek. Akaryakıt ve gıda özelinde düşüş, beklentileri düşürüyor. Veride çok net olmasa da TL’ye olan ilgiden iyileşmeyi görüyoruz. Güvenin artmasıyla birlikte beklentilerin daha olumlu seyredeceğini ve dezenflasyon sürecine katkı vermeye başlayacağını değerlendiriyoruz.”

Karahan’a “Ocak 2025’e kadar zam almayacak asgari ücretlileri enflasyonun düşeceğine nasıl inandıracaksınız” sorusu

Karahan’a TCMB’nin enflasyonist etkisini vurgulayarak asgari ücrete zam yapılmaması konusunda hükümete açık mektubu hatırlatılarak “Asgari ücrete ara zam yapılmamasına rağmen temmuz ayında enflasyonun yine arttığını gördük. Merkez Bankası hala ‘ücretlere yapılan zamların enflasyonu artırdığı ve etkilediği’ görüşünde mi? Siz maaşına Ocak 2025’e kadar zam almayacak asgari ücretlileri enflasyonun düşeceğine nasıl inandıracaksınız” diye soruldu.

Banka’ya kanunla verilen görevin fiyat istikrarını sağlamak olduğunu söyleyen Karahan, “Toplumsal refaha yapabileceğimiz en büyük katkı bu görevi başarıyla yerine getirmek olacak. Enflasyonun kalıcı olarak tek haneye düşmesi büyümenin getireceği refah artışının toplumun her kesimine daha sağlıklı bir şekilde yansımasına sebep olacak. Enflasyonun düşmesi en çok düşük gelirliyi etkileyecek. Zorunlu harcamaları fazla olan düşük gelir grupları, yüksek enflasyondan daha olumsuz etkileniyor. Bu grubun refah artışının olabilmesi için öncelikle fiyat istikrarının sağlanması gerekiyor. Bu konuda kararlıyız. Attığımız adımlarda da bunu gösteriyoruz” diye konuştu.

“Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde karlılıklar tarihsel ortalamanın üzerine çıkabiliyor

Karahan, enflasyonist dönemde sermayenin fahiş kârlara ulaştığını belirterek “Neden sadece düşük ücretliler sabretmek zorundayken, sermaye kârından fedakarlık etmiyor” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Kâr meselesi, dünyada birçok ülkede konuşulan ve tartışılan bir konu. Özellikle pandemi sonrası arz-talep dengesi oldukça bozuldu. Küresel ölçekte karlılıklarda bir artış oldu. Enflasyonun arttığı dönemlerde göreli fiyat algısı bozulabilir. Firmalar bu dönemde, maliyetleri üzerinde ya da birebir fiyatlarına yansıtabiliyorlar. Bu hem enflasyona hem de karlılığa yansıyor. Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde karlılıklar tarihsel ortalamanın üzerine çıkabiliyor. Önemli olan arz-talep dengesinin yerine gelmesi. Fiyatlama davranışlarının normale dönmesi lazım.”

“Enflasyon tahminlerimizi belli varsayımlarla yapıyoruz, bizim için sürpriz olan bir durum yok “

Temmuz ayında yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar ile vergi artışlarının etkisinin geçici olduğunu söyleyen Karahan’a yüzde 25 zam sınırı uygulaması sona eren kira artışlarının, doğalgaz-elektrik zamlarının, eylülde eğitim harcamalarının artacak olmasının etkilerinin de geçici olacağını öngördükleri soruldu. Karahan, “Enflasyon tahminlerimizi oluştururken belli varsayımlar yapıyoruz. Bunun içinde 6 ayda bir yapılan otomatik ayarlamalar da var. Mevsimsellik de var. Bizim için sürpriz olan bir durum yok”. Bu koşullar çerçevesinde, 38 hedefini üst ve alt bandı olduğu gibi korumaya karar verdik” diye yanıtladı.

Başkan Yardımcısı Hatice Karahan da kirayla ilgili takip ettikleri üç öncü göstergeyi “kiralık ilanların takip edildiği online platformlar, konut kredisi derleme raporları, perakende ödeme sisteminden elde ettiğimiz kira ödemeleri verileri” olarak paylaştı. Bu göstergelerin düşüş sinyalleri verdiğini ancak TÜFE’ye yansımasının gecikmeli olduğunu belirten Karahan, “O nedenle öncü göstergelere dayanarak önümüzdeki dönemde kira enflasyonundaki bir düşüşü öngörüyoruz. Takip ettiğimiz göstergeler, yüzde 25 sınırının kalkması kaynaklı ek bir enflasyonist baskıya işaret etmiyor. Arz tarafında fiyat sınırlamalarının kalkmasıyla birlikte kiralık ev arzının arttığı görülebilir. Bu da enflasyonist etkiyi azaltabilir. Genel gidişat olumlu yönde” diye konuştu.

“Enerji Bakanlığımızın, Merkez Bankası’nın hedefini ne kadar ciddiye aldığını görebilirsiniz”

Elektriğe ve doğalgaza, TCMB’nin yıl sonu enflasyon tahmini oranında, yüzde 38 zam gelmesinin başka ‘geçici sıçramalara’ neden olup olmayacağı sorusuna Karahan, “enerji fiyatlarına doğru düzgün zam yapılmadığını” belirterek şöyle cevap verdi:

“Son iki yıldır enerji fiyatları çeşitli sübvansiyonlar nedeniyle büyük ölçüde sabit kaldı. Son iki yıldır yapılan zamlara baktığımızda yüzde iki civarı çıkıyor. Enflasyonist ortamda, enerjiye dair harcamaların, hane halkı bütçesi içindeki payı oldukça düştü. Beklenti üzerindeki etkisi daha sınırlı olacak. Enerji Bakanlığımızın, Merkez Bankası’nın hedefini ne kadar ciddiye aldığını, içselleştirdiğini görebilirsiniz. Tabii ki bunun geçici olduğunu değerlendiriyoruz.”

TÜİK’in inandırıcılığı önemli

TÜİK’in enflasyon ölçümlerine ilişkin tartışmaların para politikasına olan inancı zedelediğini düşünüp düşünmedikleri konusunda Karahan, “TÜİK’in inandırıcılığı önemli. Uluslararası metodolojiye uygun bir şekilde veri açıklıyor, EUROSTAT’ın normlarına göre hareket ediyor. TÜİK’in gerçekleşmeyle kendi tahminlerimizi karşılaştırdığımızda ciddi bir fark görmüyoruz. Ortalamalar oldukça yakın. İTO ile sık sık karşılaştırma yapılıyor. Zaman zaman görülen bir ayrışma var ama metodoloji, endeksler farklı. Bu iki endeks her zaman birbiriyle aynı olmayabilir” diye konuştu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.