Orman yangınları dosyası (1): İnsan hatası mı, iklim krizi mi?

Türkiye’de orman yangınları geçen yılın haziran ayına göre beş kat arttı. Peki bu artışın sebebi ne? Doğal afet mi, iklim krizi mi? Demokrat Gündem‘den Erdem Aslan araştırdı.

Her sene ülkemizde özellikle yaz aylarına girişle birlikte orman yangını sayılarında artış görülüyor. Fakat son birkaç senenin istatistiklerine bakıldığında bu durum 2024’te bir rekora imza atıyor. Gelişen iklim krizi ve artan hava sıcaklıkları beraberinde nem düşüklüğünü getirmesiyle orman yangınlarını kolaylaştırmaya altyapı hazırlıyor.

İklim değişikliğinin orman yangınlarına direkt sebep olmadığı söylenmesine rağmen yangınlara ortam hazırladığı da bilinen bir gerçek. Hava sıcaklıklarının düşmesiyle otların daha da kuruması, en ufak bir kıvılcımda alevlenmesine sebep oluyor. Bu konuyu körükleyen ve yangın çıkmasına sebep olan en büyük etmen ise “insan bilinçsizliği.”

Doğadan her şekilde faydalanan insan, doğaya ne denli fayda sağlıyor?

Sıcak havalarda insanların doğaya karışma isteği oldukça normal. Peki doğadan her şekilde faydalanan insan, doğaya ne denli fayda sağlar? Bunun cevabı maalesef üzücü boyutta. Piknik, mangal gibi aktivitelerle yeşil alanları dolduran insanların; izmarit, cam şişe ve benzeri kolayca yangın çıkmasına sebep olacak atıklarını doğada bırakmaları insan kaynaklı yangınların önünü açıyor. 

Bu durum özellikle Ege, Akdeniz gibi turistik bölgelerde daha da fazla görülüyor. Sadece 2023-2024 haziran ayı yangın istatistiklerini karşılaştırdığımızda bile durumun ne derece ciddi boyutlara ulaştığını söyleyebilmek mümkün.

Yangınlar geçen yılın haziran ayına göre 5 kat arttı

İstatistiklere göre orman yangınları geçen yılın haziran ayına göre beş kat arttı.

İzmir’de de yaz aylarının ilk günlerinden itibaren birçok orman yangını meydana geldi ve gelmeye de devam ediyor..

İzmir İtfaiyesi, 30 ilçedeki 62 istasyonda, 300 araç ve bin 95 yangın söndürme personeli ile 24 saat çalışıyor. Yetkililer, aşırı sıcaklarla birlikte artan yangınlara karşı alınacak basit önlemlerle bu felaketlerin önlenebileceğine dikkat çekiyor.

İzmir ve Manisa’da şimdiden 85’i aşkın yangın çıktı

İstatistiklere göre 2023 Haziran ayında İzmir ve Manisa’da toplam 24 orman yangını çıkmışken, bu sayı 2024 Haziran’ında 85’e çıktı. Geçtiğimiz yıl haziran ayında 37,923, bu yıl haziran ayında ise 859,941 hektarlık alan yandı.

Veriler Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilcisi Ahmet Kenan Öztan’tan alınmıştır.

Peki bu yangınlar neden çıkıyor, alınacak önlemlerle bu sayıların azaltılması mümkün mü, son zamanlardaki artışın sebebi sadece iklim krizi mi? Bu soruların yanıtlarını uzmanlardan aldık. Prof. Dr. Doğanay Tolunay ile orman yangınlarıyla mücadelede Türkiye’nin son durumu, iklim değişikliği ve orman yangınları ilişkisi, Türkiye-İzmir ve Ege Bölgesi’ndeki orman yangınlarının çıkış nedenleri, mücadele yöntemlerini konuştuk.

  • Türkiye orman yangınlarıyla mücadelede ne durumda?

DOĞANAY TOLUNAY: Türkiye’de maalesef “orman yangınlarıyla” mücadele deyince yangın başladıktan veya çıktıktan sonra helikopterlerin uçup yangını söndürmesi olarak algılanıyor. Orman yangınlarıyla mücadele bu değildir. Mücadele yangın öncesinde başlar. Orman yangınları bir afettir. Her afette olduğu gibi deprem riskini azaltmaya yönelik önlemler olduğu gibi, orman yangınlarını azaltmaya yönelik önlemler de vardır. Türkiye’de maalesef bu riski azaltacak çalışmaların yetersiz olduğunu söyleyebilirim. Ancak onun haricinde uçak ve helikopter sayısı açısından bakacak olursanız, geçen yıl ve bu yıl uçak ve helikopter sayısı çok ciddi olarak arttı.

Bu sene Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) elinde 106 helikopter, 25 uçak var. Önemli bir kısmı kiralık ama OGM geçen yıldan itibaren kendi uçak ve helikopterini satın alarak kendi araç filosunu da oluşturuyor. Bu geçen seneden başladı.

“Uçak helikopterler ilk ve erken müdahalede etkili olur”

  • Türkiye gibi bir ülkede bu sayılar yeterli mi? Bu olması gereken rakam mı yoksa fazlası mı olmalı?

DOĞANAY TOLUNAY: Fazla bile diyebiliriz. Orman yangını deyince yanlış düşünürüz. Bu depremden sonra hemen gidip enkaz altındaki insanları kurtaralım mantığıyla aynı şeydir. Önemli olan yangın çıkmasını azaltmaktır. Geçen yıl ve bu yıl 2020-2021 yılında 35 helikopter ve üç uçak varken, bu sayı üç-dört katına yakın arttı. Ancak geçen yıl ve bu yılki yangınlara bakarsak, bir yangına 50 helikopter müdahale etmesine rağmen sönmüyor. Bunun nedenleri, uçak-helikopter yangın çıktıktan sonraki ilk anda 15-30 dakika içinde etkilidir. Ama yangın geniş alanlara yayıldıktan sonra bunlar yangın söndürmede etkili olmaz. Alevler ağaçların tepesine çıktından sonra sıcaklıklar 700 derecelere ulaşıyor. O alevlerin içinde helikopter ve uçağın attığı su alevlere değmeden buharlaşıyor.

Bu nedenle uçak helikopter ilk ve erken müdahalede yangın söndürmede, yangın büyüdükten sonra ise diğer ekiplerin yangın alanına ulaşmasında kullanılır. Yangının ilerleme yönünün önünü ıslatmada kullanılır ki diğer yerlere yangın geç yayılsın. Burada uzak ekiplerdeki işçi sayısında eksiklikler olduğunu söyleyebilirim.

“İtfaiye daha çok bina yangınlarında uzman”

  • Yer ekibinde neler olmalı? İşçi sayısı, itfaiye ekipleri…

DOĞANAY TOLUNAY: Orman yangınlarında itfaiyenin hiçbir görevi yoktur. Sadece orman yangınlarıyla mücadelede OGM sorumludur. OGM kontrolünde yardıma ihtiyaç olması durumunda itfaiye koordine edilir. İtfaiye de orman yangınına gittiği zaman oradaki OGM’nin yönlendirmesiyle hareket eder. İtfaiye ve OGM arasındaki koordinasyonda bazı yerlerde eksiklikler olduğunu söyleyebilirim. Her iki kurumun altyapıları farklı. Örneğin yangınlarda araçların yönlendirilme sistemi gerekir. Haberleşme sistemlerinin uygun olması vs.. Bunlarda eksiklikler var. Yangın öncesi zamanda itfaiye daha çok bina yangınlarında uzmanlaşmıştır. Orman yangını ve bina yangını oldukça farklıdır. Bu konuda OGM ile birlikte ortak eğitimler yapmaları gerekir.

  • Kurumlar arası işbirliği önemli mi? Nasıl bir koordinasyon gerekli?

DOĞANAY TOLUNAY: Yangın çıkmadan çok daha önce, yangın mevsiminden önce bu koordinasyonların, organizasyonların yapılması yangın esnasında haberleşme, araç takip sistemlerinin ortaklaştırılması, sorunlar varsa çözümüne yönelik eylemlerin yapılması önemlidir.

  • Hiç yapıldı mı? Bu zamana kadar böyle bir koordinasyon yok mu?

DOĞANAY TOLUNAY: Var ama eksiklikler var. Örneğin itfaiye bir yangına gittiğinde kendi kafasına göre hareket edemez. Çok risklidir. Bilhassa bu yangının içinde kalınabilir.

  • Can kayıpları bundan çıkabiliyor mu?

DOĞANAY TOLUNAY: Çıkabilir, evet. O nedenle yasal olarak orman yangının OGM sorumluluğunda olduğu için itfaiye bir yangına müdahale ettiğinde, oradaki OGM’de çalışan yangın amirine bilgi verilir. Amir, kaç araç gelmiş vs. bakarak itfaiyeyi yönlendirir. Görev paylaşımı yapılır. Anız ve orman dışındaki yangınlardan itfaiye sorumludur.

  • İzmir’de de son zamanlarda onlarca farklı ayrı noktada yangın çıktı. Ege Akdeniz ve turizm bölgeleri, yazın özellikle çok büyük bir risk altında. Burada hükümete veya OGM’ye düşen görevler nelerdir? Ne yapılmalı? Bu yangınlar devam edecek mi? Devam edecek yangınlarla alakalı hangi tedbirler alınmalı?

“Turistik tesislerde eğitim-tatbikat yapılmalı”

DOĞANAY TOLUNAY: Maalesef devam edecek. Çünkü Türkiye genelinde ne fazla yangınının oranı temmuz-ağustos aylarında çıktığını görüyoruz. Hazirana göre temmuz-ağustos çok daha sıcaktır. Hatta mevsimler kaydığı için eylül ekimde de olabilir. Özellikle temmuz-ağustos aylarında çok dikkatli olmamız gerekiyor. Burada kamu, devlet, OGM ve belediyelere düşen görevler var. Özellikle bu turizm bölgelerinde turistik tesislere orman yangınları konusunda birkaç çalışma yapıldı fakat bunlar yetersiz.

Bütün turistik tesisler hatırlatma tarzında tekrar bilinçlendirilmeli. Örneğin nisan-mayıs aylarında çıkan faaliyetlerin yangına sebep olmaması için nasıl önlemler alınmalı, yangına nasıl müdahale edilmeli… Hakikaten orman yangınlarına müdahale edilmemesi gerekir. Yangının içinde kalabilirsiniz. Hatta yangın bölgesini tahliye ederken bile dikkat etmemiz gereken şeyler vardır.

“Yangınların ortalama yüzde 90’ı insan hatası kaynaklı”

  • Yangınların çıkmasını önlemek demişken, hem önlemek hem de çıkan yangın sayısını azaltmak için ne yapılmalı?

DOĞANAY TOLUNAY: Öncelikle yangınların neden çıktığının iyi analiz edilmesi lazım. Türkiye’de yılda ortalama 2 bin 600-2 bin 700 yangın çıkıyor. Bu yangınların yaklaşık yarısının neden çıktığı belirlenemiyor. Bu yangınların yüzde 90’ı insan kaynaklı, kalan yüzde 10’u ise yıldırım kaynaklıdır. Ama bir yangının neden çıktığını belirleyemiyorsanız çözüm üretemezsiniz.

Bütün yangınların çıkış nedenini bilmemiz gerekiyor ki ona göre önlem alalım. Örneğin Türkiye’de yangınlarda anız yangınları orman yangınlarının başlamasında çok önemlidir. Sayı olarak yüzde 7 kadar.

“Nasıl müdahale edileceği öğretilse yangınlar azabilir”

  • Peki ne yapılması gerekir?

DOĞANAY TOLUNAY: Yangın anızdan çıkıyorsa (Kuzey Ege’de genellikle) bunu anlamaya yönelik çalışmalar yapılmalı. Vatandaşı uyarmak, bilinçlendirmek. Örneğin hasat zamanı geldiğinde köylülerin anız yakmaması için denetimler yapmak gerekir. Bakımsız araç gereçler de yangına sebep oluyor, bunların bakımını yapmak gerekir.

  • Anız yakma oranı yüzde 7’lerde ama etkisi çok büyük oluyor. Büyüyen yangınların çoğu buradan çıkıyor. Peki insan kaynaklı yangınlar da önemli değil mi?

DOĞANAY TOLUNAY: Tabii ki. Sadece yangın söndürücülerle yangın başladığında müdahale etmek öğretilse, yangınlar büyük oranda azaltılabilir. Örneğin anız ile tarla arasındaki toprak mesafesi artsa, anız yansa bile ormana sıçramaz. Bu kadar basit önlemler uçak ve helikopterden çok daha etkili ve ucuz yöntemler. Piknik mesela, mangal yasak olan ormanlar denetlenmiyor. Valilik yıllardır denetim emri çıkarır fakat denetim yapılmıyor. Böylece herkes istediği gibi davranabiliyor.

  • Hem denetim, hem yaptırım ciddi olmalı değil mi?

DOĞANAY TOLUNAY: Aslında orman yangınlarının yaptırımı çok ciddidir. Anız cezası vardır, yanan orman alanının hepsinin hem yanmış ağaçların hem de yeniden ağaçlandırmanın bedeli alınır. Ama bu da yangınların neden çıktığını belirleyemediğinizde bu cezaların bir önemi olmuyor. Yapanın yanına kar kalıyor.

“İklim değişikliği yangınların büyümesine neden oluyor”

  • Peki iklim değişikliği ve orman yangınları arasındaki sebep sonuç ilişkisi hakkındaki tespitleriniz nedir?

DOĞANAY TOLUNAY: Elbette sıcaklıklar yaz aylarında 40 derecelere yükseliyor. Hatta Türkiye’de maksimum sıcaklık rekoru 49,7 derece. Önümüzdeki yıllarda 50 dereceler aşılabilir. Ama bu sıcaklıklar kuru otların kendi kendine tutuşması için yeterli sıcaklıklar değil. İklim değişikliği dolaylı olarak yangınların büyümesine neden oluyor. Birinci sorun insan. Dünya genelinde yangınların ana çıkış sebebi insanın dikkatsizliği, ihmali, kaza veya kasıtlı eylemleridir.

Değişen şey daha sıcak olması. Daha kurak yazlar geçirdiğimiz için kuru otlar daha fazla kuruyup tutuşmaya hazır hale geliyor. 10 yıl önce bir izmarit kıvılcımıyla tutuşmayacak otlar, günümüzde aşırı kuru olduğundan dolayı tutuşabiliyor.

O yüzden günümüzde iklim değişikliği yangınların çıkmasına değil fakat kısa sürede geniş alanlara yayılmasına neden oluyor. Yangınların çıkış ve söndürülmesini uçak sayısına indirgememeliyiz derken kastettiğim buydu.

İklim değişikliği değil insanın çok fazla ormanın içine girmesi yangın sayısını arttırıyor. Elektrik nakil hatları ciddi sorun. Bunlar yangınların sayısal olarak yüzde 4’üne sebebiyet verse de yanan alanların yüzde 20’si elektrik nakil hatlarından kaynaklı.

  • Peki bunun için ne yapılmalı?

DOĞANAY TOLUNAY: Elektrik nakil hatlarının birçoğu ormandan geçiyor. Bu talepler geldiğinde Bakanlığın izin vermemesi, yangın risk değerlendirmesi yapılması gerekiyor. Gerekirse güzergahının değiştirilmesi veya yeraltından geçirilmesi yönünde talep bulunmalı.

  • Mevcut oranların yer altına alınması durumu söz konusu olabilir mi? Bu maliyetli mi?

DOĞANAY TOLUNAY: Ormanın maliyeti olmaz. Hep bu maliyet sorunu gündeme geliyor. Zaten bu önlemlerin alınmama sebebi de maliyet olarak gösteriliyor. Ülkemizde elektrik dağıtımı özelleştirildi. Bu hatların çoğu özel şirketlerin elinde. Bu hatların bakımında sorunlar olduğunu biliyoruz. Elektrik şirketleri zorunluluğundaki bakımlar düzgün yapılmıyor. Valilikler nisan aylarında şirketleri uyarırlar. Bu önlemler alınacak derler.

  • Peki şirketler bu önlemleri alıyor mu?

DOĞANAY TOLUNAY: Maalesef hayır. Bu önlemlerin alınmasında eksiğiz. İklim değişikliğiyle birlikte bu önlemler daha önemli hale geliyor. Son beş yılda elektrik nakil hattı kaynaklı yangınlarda ciddi bir artış var. OGM ve şirketler bir araya gelip önlem üretmeli. Bakıldığında burada ciddi tazminat ve para cezası vardır

  • Ne kadar mesela?

DOĞANAY TOLUNAY: Tam net söylenemez. Hesabı şu şekildedir yanan orman alanı, oradaki ağaçların ebatı ne kadar odun var bunlar hesaplanır ve buna yönelik piyasa değeri belirlenir. Aynı zamanda yanan alan tekrar ormanlaştırılacağı için hektar başına o yılki ağaçlandırma bedeli eklenir.

  • Öneri ve uyarılarınız var mı?

DOĞANAY TOLUNAY: Var tabii. Özellikle temmuz-ağustos gibi kritik aylardayız. Haziranda önceki yıllara kıyasla yangın sayısı ve yanan alan oranı ciddi anlamda arttı. Bu beni endişelendiriyor. Önümüzdeki aylarda çok daha büyük yangınlarla mücadele edebiliriz. Toplumun her kesimine sorumluluk düşüyor. Belediyesinden OGM’ye, vatandaşa, emniyet genel müdürlüğüne, jandarmaya, toplumun her kesimine büyük sorumluluk düşüyor. Herkes dikkatli davranmalı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.