Balık ölümleri ve İzmir Körfezi’ndeki kirlilik sorunu nasıl çözülecek?

İzmir Körfezi’ndeki kirlilik sorunu son günlerde yeniden gündemde. Çevre uzmanları, İzmir’in Bayraklı ilçesindeki kötü koku ve kıyıya vuran ölü balıklar nedeniyle halkı ve yetkilileri uyardı.

İzmir’in kronikleşen “koku sorunu” ve son günlerde yeniden yaşanan balık ölümleri havaların ısınmasıyla yeniden gündeme geldi. İzmir’in Bayraklı ilçesi sahilindeki kirlilik ve kıyıya vuran ölü balıklar nedeniyle oluşan koku ilişkin Demokrat Gündem’e konuşan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, “2023, kokusuyla deniz marulu ve denizanası patlamalarıyla ve toplu balık ölümleriyle son yılların en kötü yılıydı. 2024 daha beter olacak” diye konuştu.

Yıllardır çözülmeyen koku sorununa tepki gösteren Yaşar, “Derelere beton atılırken belediye başkanlarına ‘Yapmayın, katliam yapıyorsunuz, kılcal damarlarınızı betonluyorsunuz, körfezin yaşam şansı bitiyor’ dedik ama dinletemedik. Yeşildere’de 1968’li yıllarda yüzülürdü, balık tutulurdu ama şimdi gidin beton. Bilimden bu kadar da uzak bir yerel yönetim olmaması gerekiyor” dedi.

Yaşar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Körfezdeki durumun düzelmesi için ilk olarak derelerin altındaki betonların kırılması gerekiyor. İkinci olarak fabrikalardan çıkan arıtma sularının temizlenmesi şart. Bu iki şey yapılmadan körfez temizlenmez. Bunlar yapılırsa körfez kendini birkaç senede temizler. Körfezin akıntı sisteminde hiçbir sıkıntı yok, akıntı hızlıdır. Bütün sorun insanlarda. İzmir’deki bütün büyük dereler Bayraklı sahiline akıyor. Bu nedenle balık ölümleri en fazla Bayraklı bölgesinde görülüyor.”

“Kötü koku, 2004’ten sonra başladı”

Yaşar, sorunun 2004’ten sonra patlak verdiğini söyledi, “Ahmet Piriştina, ciddi politikalar uygulayarak tüm fabrikaların arıtma tesislerinin çalıştırılmasını sağladı, arıtılmayan fabrika suyu kalmadı. Mavileşen körfezde, Güzelyalı ve Göztepe’ye kadar olan kısımda birkaç yıla yüzmeye başlarız derken 2005’te hiç de öyle olmadı. Sayın Aziz Kocaoğlu (İzBB önceki dönem belediye başkanlarından) geldikten sonra fabrika arıtmalarını önce geceleri sonra gündüzleri kapattılar ve bir yılda tekrar geriye dönüş başladı. 2007’de Kocaoğlu, İzmir Körfezi’ne en büyük kötülüğü yaptı, derelerin altını betonladı. Suyun, toprakla ilişkisini kestiler. Bu bir çevre katliamıydı” dedi.

“Kirlilikten beslenen deniz marulları da İzmir Körfezi’nde yayılmaya devam ediyor. 2012’den bu yana deniz marullarının artışı hızlandı” diyen Prof. Dr. Yaşar, “Yıllardır değişen hiçbir şey yok. Havaların ısınmasıyla deniz marulları da hareketlenmeye başladı, yakın zamanda yeniden patlayacaktır. Kötü koku da arttı” diye konuştu.

“Bakanlıklar duyarlı olmalı”

Yaşar, Gediz Nehri başta olmak üzere, kirli akan nehirlerin İzmir Körfezi’ni “berbat ettiğini” savundu, “Bu nehirlerin kirli olma sebebi, hiç arıtma yapmadan insanların kirlerini foseptik olarak basması” dedi.

Yaşar şöyle devam etti:

“Nehirlerdeki kirliliğin hakkından gelebilmek için önce Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın Tarım ve Orman Bakanlığı’yla birlikte konuya çok duyarlı olması lazım. Tüm enerjileri, arıtma tesislerini sübvanse ediyorsunuz; ama yetmez. Fabrikalar, belediyeler dahil herkes, arıtma tesislerini çalıştırmalı. Çalıştırmayan fabrikalar kapatılsın, belediyelere de yaptırım uygulansın.”

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cemil Tugay, konuyla ilgili basın toplantısı yaptı

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cemil Tugay dün (26 Ağustos) düzenlediği basın toplantısında İzmir Körfezi’ndeki kirlilik ve toplu balık ölümleriyle ilgili son durumu, neler yapılması gerektiğini anlatan ayrıntılı bir sunum yaptı.

Tugay, körfezdeki mevcut kirliliğin temizlenmesinde en önemli ayağın sirkülasyon ve navigasyon kanalı yapmak olduğunu vurguladı:

“Bu çalışmayı yapmakla yükümlü olan kurum İzmir Büyükşehir Belediyesi değil, ancak iç ve orta Körfez’e gelen bir damla suyun bütün Körfez’i akıntıyla gezmesinin aylar sürdüğünü herkesin bilmesi lazım. İç Körfez’imiz ve orta Körfez’imiz maalesef suyun hareketsiz olduğu, akımın neredeyse olmadığı yerler. O yüzden kendini temizleyemiyor. Bunu yapabilmesi için sirkülasyon kanalına ve navigasyon kanalına ihtiyacımız olduğu kesin. Bu iki kanalın yapımı yüksek maliyetli ve teknik olarak zor işler. Büyükşehir olarak burada alabildiğimiz kadar sorumluğu üzerimize almaya hazırız. Aynı Kocaeli’de dip taramasında yaptığı gibi bakanlığımızın bu konuda sorumluluk almasını bekliyoruz. Her türlü işbirliğine hazırız.”

İzmir’in nüfus artışının Körfez çevresinde yoğunlaştığını söyleyen Tugay, “2000 yılından bugüne baktığınızda 1 milyonluk ilave nüfus Körfez’in çevresinde yaşamaya başladı. Ancak bu yoğun yapılaşmayı kaldıracak altyapının olmadığını hepimiz görmek zorundayız. Bu durumun vahametinin farkına varmak zorundayız” diye konuştu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.