İliç Çöpler Altın Madeni’ni işleten Anagold Madencilik, çalışanlarına önce e-posta yollayarak toplu işçi çıkarma işleminin başlayacağını duyurdu. Daha sonra 187 işçiye yine e-posta ile pazarlık seçeneği de sunarak fesih bildirimi yapıldı. İmza atmak istemeyen işçiler, aileleriyle birlikte şirketin servislerinin kullandığı yolu araçlarla kapatarak iş akitlerinin feshedilmesini protesto etti.
Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat’ta 10 milyon metreküp siyanürlü toprak kaydı ve dokuz işçi hayatını kaybetti. Faciadan altı ay sonra Anagold Madencilik tarafından çalışanlara 18 Ağustos Pazar günü “İş sözleşmesinin feshi ve ücretsiz izin süreci” konulu e-posta iletildi. E-postada üretim faaliyetlerinin durdurulması ve belirsizliğin devam etmesi nedeniyle zor kararların alınmasına mecbur kalındığı belirtildi ve işten çıkarmaların olacağı duyuruldu.
Personele gönderilen yazıda, “Altı aydır tüm çalışanlarımızı ve taşeronlarımızla birlikte 3 bin kişiyi bordromuzda tutma mücadelemize rağmen maalesef bazı çalışma arkadaşlarımızın iş akitlerini artık maliyetleri taşıyamadığımız için üzülerek sonlandırmak zorundayız” denildi. Daha sonra 187 işçiye yine e-posta yoluyla iş akitlerinin sona erdirildiği tebliğ edildi.
Pazarlık seçeneği de bulunan ve işveren tarafından tek taraflı feshedilen sözleşmeye imza atmak istemeyen işçiler, şirket servislerinin kullandığı araç yolunu ulaşıma kapattı. Direniş başlatıp nizamiye kapısına yürümek isteyen işçiler ve aileleri, “Önce topraklarımızı, sonra canlarımızı, en sonunda hayallerimizi çaldınız”, “Siyanürsüz topraklarımızı geri verin”, “Maden toprakları terk et”, “İnsanca yaşamak istiyoruz” yazılı dövizler taşıyarak slogan attı.
“Ekmeğimizin peşindeyiz”
Bir işçi yakını, yerel halkın işten çıkarıldığını savunarak, “Esnafımız nerede? Belediye başkanımız nerede? Devlet büyüklerimizi, bakanlarımızı buraya bekliyoruz. Ekmeğimizin peşindeyiz. Ne devlet yanımızda, ne siyasi güç yanımızda” sözleriyle kendilerine destek vermeyenlere sitem etti.
“Tehdit edildik”
Eyleme katılmayanların tehdit altında olduğunu dile getiren bir işçi yakını, “Maden şirketi tehdit ediyor. ‘Tazminatlarınızı vermeyeceğiz’ diyor. ‘Konuşursanız işten çıkarırız’ diye şimdiye kadar tehdit edildik ve işten çıkardılar” sözlerini kullandı.
Başka bir eylemci ise facianın hemen ardından oğlunun işten çıkarıldığını dile getirdi, başka bir ilçede çalışan çocuğunu göremediğini söyledi.
“Çıksınlar gitsinler bizim topraklardan” diyen bir kadın, eşinin toprak altındakileri bulanlar arasında olduğu halde işten atıldığını belirtti. Çocuğu olduğunu, kirada kaldığını dile getiren başka bir kadın, “İliç’te hayat bitecek. Bir çıkarma varsa hepsini birden çıkaracaksın” dedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Ya işe al, ya toprağımızı terk et”
İşten atılan bir işçi ise “Burada bir facia var. Haklarımızı arıyoruz. Ekmeğimle oynamışlar, ben nasıl durabilirim? Çocuğum sabahın altısından beri ayakta ve burada” diye konuştu.
Kimseye bir haksızlık yapmadığını anlatan işçi, tehdit aldıklarını dile getirdi. İşçi, “Daha önce işten atılırız diye konuşmadık. Çekindik, korktuk. Dokuz candan sonra canımıza tak etti. Mücadelemizi veriyoruz. Ya bizi işe alacak, ya topraklarımızı terk edecek” dedi.
“Göç olacak, varoşlara gidip yerleşeceğiz”
İşinden kovulan bir başka madenci ise çalışanların kaderine terk edildiğini savundu. Madene gerekli onayları veren kamu görevlilerinin sorumluluk almadığını belirten işçi şöyle dedi:
“Kimse bizimle muhatap olmuyor, kimse bizimle ilgilenmiyor. Kaymakamın, valinin, belediye başkanının kapısına gidiyoruz, ‘Sorun beni aştı’ diyor. Nerede bu milletvekilleri? Nerede bu bakan? Burada başka iş olanakları yok.”
“Uygun çözüm bulunmalı”
Madendeki gelişmeleri yakından takip eden hukukçu Mert Batur, işçi ve ailelerinin muhatap bulmak için birkaç gündür mücadele ettiğini ama sonuç alamadığını söyledi. Şirketin işçilerle görüşmeyi kabul etmediğini dile getiren Batur, “Bu işten çıkarmalar geri döndürülemezse ya da uygun çözüm geliştirilemezse ne kadar tazminat verilirse verilsin, burada başka bir iş olanağı kalmadığı için burada yaşama imkânı kalmayacak” dedi.
Şirketin madeni kapatma gibi bir yaklaşımı olmadığını savunan Batur, Anagold’un ruhsat iptalinin geçici bir karar olduğunu anlattı. Batur, gelecekte şirketin tekrar faaliyete geçebileceğine değindi, bu süreçte işçilerin haklarını vererek işten çıkarılmamaları gerektiğini söyledi. Madende taşeron şirketler bünyesinde çalışanlara değinen Batur, önümüzdeki dönemde başka işçiler için de benzer süreçlerin işletilebileceğini vurguladı.