İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 8 yaşındaki Narin Güran’ın kaybolmasının ardından Beşiktaş’ta bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Türkiye’de her yıl ortalama 10 bin çocuğun kaybolduğu vurgulanarak, cezasızlık politikasının çocuklara yönelik suçları artırdığı belirtildi. “Failler gücünü yasalardan, cezasızlıktan ve siyasal iktidarın söylemlerinden alıyor” denildi.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla Beşiktaş İskele Meydanı’nda, kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bir derede bulunan 8 yaşındaki Narin Güran için bir araya gelenler “Narin’in hesabı sorulacak” ve “Katilleri değil çocukları koru”, “Katil Hizbullah işbirlikçi AKP” sloganları atıldı.
Toplanan kalabalık, “Narin’in hesabı sorulacak” ve “Katilleri değil, çocukları koruyun” sloganları atarken, açıklamayı KESK Dönem Sözcüsü Eren Ertin okudu. Ertin, Narin Güran’ın ailesi tarafından gönderildiği Kuran kursundan dönerken kaybolduğunu ve 19 gün boyunca bulunamadığını belirterek, cesedinin köyden yalnızca 3 kilometre uzaklıktaki bir derede bulunduğunu hatırlattı.
“Kaybolan çocukların sayısı giderek artıyor”
Açıklamada, kayıp çocuk sayısının giderek arttığı ve bu konuda resmi verilerin açıklanmadığı eleştirildi. Günde yaklaşık 40 çocuğun kaybolduğu, ancak yetkililerin bu çocukların akıbetine ilişkin açıklama yapmadığı vurgulandı. TÜİK verilerine göre Türkiye’de her yıl ortalama 10 bin çocuğun kaybolduğunu ve son yıllarda bu sayının üç katına çıktığını söyleyen Ertin, “Cezasızlık politikasının çocuklara yönelik suçları artırdığı” iddiasında bulundu.
“Narin’in katillerini biliyoruz”
Açıklamada, HÜDA-PAR yöneticisi Vedat Turgut’un Narin Güran ile ilgili açıklamalarına atıfta bulunularak, “Narin’in katili Hizbullah ve işbirlikçisi AKP’den hesap soracağız” denildi. Ayrıca, geçmişte tarikat ve cemaat bağlantılı suçların da örtbas edildiğine dikkat çekildi.
Topluluk, cezasızlık politikasına derhal son verilmesi ve çocuklara karşı işlenen suçlarda faillerin cezalandırılması çağrısında bulundu. İstanbul Sözleşmesi’ne ve uluslararası çocuk hakları sözleşmelerine uyulması talepleri de dile getirildi.