Ahmet Özer tutuklandı, Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı: Kararlar hukuka uygun mu?

Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, dün gözaltına alındı, ardından tutuklandı. Belediyeye ise İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy kayyum olarak atandı. Peki yargılama devam ederken kayyum atamasının yapılması anayasaya uygun mu? Özer’in tutuklu yargılanması hukuki mi? Kayyum atama sürecindeki hukuksuzluklar neler? Anayasa Hukuku Profesörü Şule Özsoy Boyunsuz ve avukat Kemal Aytaç Medyascope’a değerlendirdi.

Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, dün gözaltına alındı, ardından tutuklandı. Belediyeye ise İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy kayyum olarak atandı.
Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, dün gözaltına alındı, ardından tutuklandı. Belediyeye ise İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy kayyum olarak atandı

Dün sabah saatlerinde gözaltına alınan CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, terör soruşturması kapsamında çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Özer’e “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlaması yöneltildi. Özer’in savcılık ifadesi devam ederken iktidara yakın medya organları belediyeye kayyum atandığını yazdı. Günün ilerleyen saatlerinde ise İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy kayyum olarak atandı.

“Ortada somut bir suçlama yok”

Dün gece sorgu ve mahkeme sürecini adliyede takip eden avukat Kemal Aytaç, Ahmet Özer’in yargılandığı Sulh Ceza Mahkemeleri’nin Cumhur İttifakı döneminde kurulduğunu hatırlattı. Bu mahkemelerde iktidara yakın isimlerin çalıştığına dikkat çeken Aytaç, “Bu mahkemelerin yaptığı tek iş tutuklama. Gerçek anlamda bir yargılama söz konusu değil. Ahmet Özer de İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği’nde yargılandı. Her şey ortada, suç da delil de belge de yok. Sulh Ceza Mahkemeleri bu tip olaylarda her zaman tutuklama kararı verdi” dedi. 

Aytaç, Özer’in yargılanmasının iktidar tarafından hazırlanmış siyasi bir operasyon olduğunu belirtti. Öne sürülen suçlamaları “akıl ötesi” olarak değerlendirdi. Özer’in, “Birine başsağlığı dilemek, akrabaları arasında KCK’lı unsurların olması, İmralı’da birinin Abdullah Öcalan ile görüşürken kendisinden ‘iyi bir akademisyen’ olarak söz etmesi” gibi konularda suçlandığını belirten Aytaç, ortada somut hiçbir suçlama olmadığının altını çizdi. 

“Tamamen siyasi bir operasyon, bir tuzak”

Bu belirsiz suçlamalarla tutuklama yapılamayacağını dile getiren Aytaç, asıl amacın Özer’in adını karalamak ve belediyeye kayyum atamak olduğunu belirtti. Bu soruşturmanın da Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atamak için açıldığını aktaran Aytaç, “Hukuka aykırı bir şekilde makamı basıldı, kapıları kırıldı. Akıl alır şey değil. Bir milyonu aşkın nüfusu olan Esenyurt’un belediye başkanı kendisi. Bu muamele akıl alır gibi değil. Amaç tutuklamak. Amaç CHP’nin belediyesini ele geçirmek. Gerçek anlamda bir yargılama yapılmadı. Gerçek anlamda bir suç ya da ciddi bir iddia yok ortada. Tamamen siyasi bir operasyon, bir tuzak” diye devam etti.

Yaşanan hukuksuzluğu kabul etmelerinin mümkün olmadığını ifade eden Aytaç, “Bu iddianameyi hazırlayan savcılar emir eri, bu tutuklamayı yapan yargıçlar da infaz memuru vazifesi görüyor. Ortada adil bir yargılama, kanun, anayasaya uygunluk yok. Sürecin takipçisi olacağız” dedi.

“Kayyum, anayasanın hem açık hükmüne hem de ilkelerine aykırı”

Yargı süreci devam ederken belediyeye kayyum atanmasının anayasaya aykırı olduğunu dünden beri pek çok hukukçu dile getiriyor. Anayasa Hukuku Profesörü Şule Özsoy Boyunsuz, atamanın neden anayasaya aykırı olduğunu ve izlenilmesi gereken yolun hukuken ne olması gerektiğini değerlendirdi. 

Anayasada yerel yönetimlerin “ancak yargı kararı ile görevden alınabileceklerinin” açık bir şekilde ifade edildiğini söyleyen Özsoy Boyunsuz, OHAL döneminde Belediyeler Kanunu’na getirilen eklere dayanarak bu hukuksuz işlemin yapıldığını anlattı. 

Kayyum atamasının anayasanın hem açık hükümlerine hem de ilkelerine aykırı olduğunun altını çizen Özsoy Boyunsuz, “Demokratik bir devlette ben seçilmiş insanı görevden aldım ve bu insan henüz mahkum olmuş bir insan da değil. Bir iddia söz konusu olan. Bu kişiyi görevden alıp yerine atanmış birini yolluyorum. Böyle bir şey demokratik bir ülkede mümkün olabilir mi? Bu, demokratik devlet ilkesine de hukuk devleti ilkesine de aykırı” dedi. 

“Bu karar seçmen iradesine darbe”

Anayasada belediye başkanlarının ancak yargı kararıyla görevden alınabileceğini hatırlatan Özsoy Boyunsuz, bu durumda da yerine gelecek kişinin seçimle belirlenmesi gerektiğini ekledi. Normalde izlenmesi gereken yolun ve usulün görevden alınan başkanın yerine belediye meclisi tarafından seçilen bir belediye meclis üyesinin göreve getirilmesi olduğunu anlatan Özsoy Boyunsuz, şu cümleleri ekledi: 

“Bu bile bence bence eksik. Doğru olan seçimin yenilenmesi. Ama tüm bunlar hiç yokmuş gibi oradan vali yardımcısını atıyorlar. Böyle bir şeyin demokratik olma ihtimali var mı? Ne anayasaya ne hukuka uygun. Görüyorsunuz, anayasanın en açık hükümlerini uygulamayan insanlar ‘Anayasa yapıyoruz’ diyorlar. Bu işin nereye gittiği belli. Bu seçmen iradesini hiçe saymak, manipüle etmek, ortadan kaldırmaktır. Yargıyı siyasallaştırmaktır.”

“Geçici bir tedbir olarak görevden alma bile burada anayasaya uymaz”

Tutuklama kararı henüz verilmeden önce iktidara yakın medya organlarının kayyum atandığı haberleri yapmalarını da değerlendiren Özsoy Boyunsuz, “Biliyorlar tabii kayyum atanacağını. Çünkü kumpası kurmuşlar. Aynı FETÖ taktikleri. Tiyatro gibi oynuyorlar. Bu yaşta bir felsefe profesörünün PKK teröristi olduğuna kim inanır? Anayasada geçici tedbir olarak yerel yönetimlerin görevden uzaklaştırılabilecekleri ancak yargı kararı ile görevden alınabilecekleri çok açık. Suç şüphesi çok ciddi bir boyuta ulaştıysa delillerin karartılmasını engellemek için geçici tedbir olarak kesin hükme kadar uzaklaştırılabiliyor. Ama yerine merkezden atanan birinin gelmesi Anayasa’nın 127. Maddesi’ne göre mümkün değil. Burada Özer, hangi delili karartacak? Suçlama belediyeyle ilgili bir şey değil. Yargılaması devam ediyor. Geçici bir tedbir olarak görevden alma bile burada anayasaya uymaz” dedi. 

Ortada bir suç ve mahkumiyet kararı olsa bile atamanın yapılamayacağının altını çizen Boyunsuz, seçimle gelinen makamda, koltuk boşaldıysa seçimin yenilenmesi gerektiğini dile getirdi. 

Yapılan bu hukuksuzluğun Türkiye’de rejimin gittiği yeri gösterdiğine dikkat çeken Özsoy Boyunsuz, son olarak şu cümleleri söyledi:

“Türkiye çok uzun zamandır bir tür rekabetçi otoriter rejim. Seçimin her türlü koşulu ayarlıyorsunuz ve bu seçim ancak kazanabilecekseniz seçim olarak varlığını sürdürebiliyor. Baktınız onu kazanamıyorsunuz, bu sefer seçim ortadan kaldırılıyor. Burada iktidarın görevi ve yetkiyi kötüye kullanması var. Asıl suç işleyenler bu kararı alan kişiler. O suçu işleye siyasal bir amaca hizmet etmek için uygulanmış kumpası hayata geçiren savcıdır.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.