Cübbesini çıkardı, takım elbisesini giydi: HTŞ lideri Golani, imaj çalışmasıyla cihatçı kimliğinden kurtulabilir mi?

HTŞ lideri Ebu Muhammed el Golani.

Suriye’de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki muhalif ittifak, başkent Şam’ı ele geçirdi. HTŞ’nin 27 Kasım’dan beri ilerleyişi, uluslararası gündeme damgasını vurdu. HTŞ lideri Ebu Muhammed el Golani, cihatçı geçmişi ile ilişkilendirilen takma adını bıraktı ve günlerdir yayımladığı resmî bildirilerde gerçek adı Ahmed el-Şara’yı kullanmaya başladı. HTŞ ve Golani imaj çalışmasıyla, terör örgütü kimliğinden sıyrılabilir mi ve siyasî meşruiyet kazanabilir mi?

Suriye doğumlu olduğu bilinen Ebu Muhammed el Golani 2017 yılından bu yana HTŞ’nin lideri. Golani, IŞİD ve El Kaide geçmişini gizleyerek kontrol ettikleri İdlib’de yeni bir imaj çiziyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) başına 10 milyon dolar ödül koyduğu Golani, cihatçı geçmişini de reddediyor.

Golani son yıllarda İdlib’de altyapı projeleri açılışları ve bölge ileri gelenleri ile buluşma etkinliklerinde boy gösteriyordu. Uzmanlara göre Golani, “uluslararası terörizmle” arasına mesafe koymak için bu tarz etkinliklere katılıyor. Golani’nin bir süredir yayımladığı resmî bildirilerde gerçek adı Ahmed el-Şara’yı kullanması, meşruiyetini yeni bir bağlamda güçlendirme çabasının bir parçası.

HTŞ lideri Golani’nin dönüşümü yeni değil, yıllar içerisinde dikkatlice gerçekleştirilen bir projenin parçası. Golani’nin yaşadığı dönüşüm sadece yaptığı açıklamalar ya da uluslararası basına verdiği röportajlarla değil, fiziksel görünümüyle de açıkça görülüyor. Bir zamanlar askeri üniforma giyen Golani, son yıllarda Batı tarzı bir gardırop benimsedi. Suriye’de düzenlenen “Saldırganlığı Caydırma Operasyonu”na liderlik ederken de askeri üniformalar giydi.

Önceden askeri üniforma giyiyordu.
Önceden askeri üniforma giyiyordu.

Peki Golani ya da Ahmed el-Şara neden ve nasıl değişti?

Golani’nin Batı medyasına ilk röportajı geçtiğimiz günlerde CNN’e verdiği röportaj değildi. Golani, 2 Nisan 2021’de PBS’ten Priyanka Boghani‘ye konuşmuştu. Hakkındaki detaylar da bu röportajda ortaya çıktı. 1982’de Suudi Arabistan’da doğan Golani, 1989’a kadar petrol mühendisi olarak Suudi Arabistan’da çalıştı.

1989’da Golani ailesi Suriye’ye döndü. Golani, Şam’ın zengin semti Mezze’de büyüdü ve bakkal dükkanında çalıştı. 2000’de Filistin intifadasından etkilenerek radikalleşti. Şam’daki bir camide gizli dini eğitim aldı. Golani kod adını, ailesinin göç ettiği Golan Tepeleri’nden aldı.

HTŞ lideri Golani’nin hikâyesi Irak’ta başladı. 2003’te ABD’nin işgalinin ardından Irak’a geçen Golani, Musul’da El Kaide lideri Zerkavi’nin örgütüne katıldı. ABD, 2005’te Golani’yi tutukladı. Bucca, Ebu Gureyb ve Cropper hapishanelerinde 5 yıl kaldı. Burada IŞİD’in gelecekteki dokuz üst düzey komutanıyla tanıştı. Tanıştığı isimler arasında daha sonra IŞİD’in liderliğini yapacak olan Ebubekir el-Bağdadi de vardı.

Bağdadi, 2011’de Golani’yi Suriye’ye gönderdi ve Nusra Cephesi’ni kurmasını istedi. 2012’ye gelindiğinde Nusra Cephesi, Suriye’deki en önemli savaş gücü olmuştu. Nusra Cephesi, IŞİD ve El Kaide ile bağlarını gizlemiş ve kısa sürede 5 bin cihatçıya ulaşmıştı.

Ebubekir el Bağdadi, Nusra Cephesi'ni kurmak için Golani'yi Suriye'ye gönderdi.
Ebubekir el Bağdadi, Nusra Cephesi’ni kurmak için Golani’yi Suriye’ye gönderdi.

Kurulduğu dönemde Nusra, Esad yönetimine karşı intihar saldırıları düzenledi. Örgütün Şam’da istihbarat binalarını ve Alevi ve Kürt köylerini hedef aldığı iddia ediliyor. Ancak Golani, sivil hedeflere saldırmadıklarını savunuyor.

IŞİD ile Nusra arasındaki gerilim, 2013’te su üstüne çıktı. IŞİD, aynı yıl Nusra’yı kendine bağlamak istedi ancak Golani bu talebi reddetti. Golani, IŞİD yerine El Kaide lideri Zevahiri’ye bağlılık yemini etti. Daha sonra IŞİD ve Nusra arasında kanlı çatışmalar yaşandı. Nusra, IŞİD’i Suriye’nin kuzeybatısından çıkardı.

Nisan 2013’te Nusra Hareketi, El Kaide’nin Suriye kolu haline geldi. Nusra, 2014’te askeri ve siyasi ağırlığını İdlib-Halep-Hama üçgenine verdi; El Kaide ve IŞİD’den kaçan yabancı cihatçıları bünyesine kattı.

Nusra, 2015’te Ceysül Fetih çatısı altında İdlib şehir merkezine ilk kez girdi.

Golani, 2016'da Nusra Cephesi'nin adını "Şam Fethi Cephesi" olarak değiştirdi.
Golani, 2016’da Nusra Cephesi’nin adını “Şam Fethi Cephesi” olarak değiştirdi.

Golani, 2016’da El Kaide ile bağlarını kopardı ve Nusra Cephesi’nin adını “Şam Fethi Cephesi” olarak değiştirdi. Örgüt, bir sene sonra da Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) adını aldı.

El Kaide ile Golani arasındaki gerilim ilk yıllarda yüzeysel olarak görülse de ilerleyen yıllarda bölünme daha çarpıcı bir şekilde ortaya çıktı. El Kaide, Golani’yi ihanetle suçladı. El Kaide yanlısı gruplar o dönemde Suriye’nin Doğu Guta bölgesinde Hurras el Din (Dinin Muhafızları) adlı örgütü kurdu. Hurras el Din (HD) El Kaide’nin Suriye’deki yeni şubesiydi.

Bu dönemde HTŞ, İdlib’deki IŞİD militanlarını ve yabancı savaşçıları hedef almaya devam etti.

El Kaide’den ayrılmasına ve isim değişikliklerine rağmen HTŞ, Birleşmiş Milletler (BM), Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere ve diğer ülkeler tarafından terör örgütü olarak nitelendirildi. ABD, Golani’nin başına 10 milyon dolar ödül koydu.

Kimlik değişikliği İdlib’de mi başladı?

Golani yönetiminde HTŞ, Suriye hükümetine ait güçlerin kontrolü yeniden ele geçirmeye çalıştığı İdlib’de baskın güç haline geldi.

HTŞ, Kasım 2017’de İdlib vilayetinde Suriye muhalefetinin fiili alternatif hükümeti olarak bilinen Suriye Kurtuluş Hükümeti’nin kurdu. Bu hükümetin başbakanı, bakanları ve yerel birçok birimi vardı. İdlib’de bir devlet gibi işlev görüyordu. Hükümetin şeriat veya İslam hukuku tarafından yönlendirilen bir dini konseyi de vardı.

Golani, Emevi Camii'nin fotoğrafına bakarken. (2012)
Golani, Emevi Camii’nin fotoğrafına bakarken (2012).

Golani imajını yeniden şekillendirmek için İdlib’deki halkın arasında dolaştı, mülteci kamplarını ziyaret etti, bazı açılışlara katıldı; özellikle Türkiye’yi ve Suriye’yi etkileyen 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından yardım çalışmalarını denetledi. HTŞ, yönetimi meşrulaştırmak, istikrar ve hizmet sağlama yeteneğini göstermek için yönetişim ve altyapı alanlarındaki başarılarını vurguladı.

Golani’nin İdlib’deki çabaları, HTŞ’nin “etkili bir şekilde yönetme kabiliyetini” de gösterme yönündeki imaj çalışmasının bir parçasıydı. İstikrarı, kamu hizmetlerini ve yeniden yapılanmayı ön planda tutarak Golani, İdlib’in HTŞ yönetimi altında bir başarı modeli olarak göstermeyi amaçlıyordu.

Hedef belliydi: Hem HTŞ’nin meşruiyetini hem de kendi siyasî hedeflerini güçlendirmek.

Unutmayalım. Golani kendisini ve örgütüne meşruiyet kazandırırken, diğer militan grupları tuzla buz etti. Ahrar El Şam ve Özgür Suriye Ordusu’nu birer birer sindirdi, El Kaide’ye bağlı Hurras el Din’i de etkisizleştirdi ve Suriye’deki en büyük cihatçı örgüte dönüştü.

İdlib’de hayat nasıldı?

Peki İdlib’de herkes HTŞ’ye “tamam” mı diyordu? Kısa cevap, hayır.

Golani, bir süredir İdlib’de hem radikal İslamcıların hem de Suriyeli aktivistlerin protestolarıyla karşı karşıyaydı. İnsan hakları örgütleri, Golani’nin cezaevlerinde sistematik işkence yapıldığını belgeledi. Gazeteciler ve aktivistler keyfi olarak tutuklandı. Samer El Sallum gibi muhalifler cezaevlerinde öldürüldü.

Bu yılın başında İdlib'deki Golani karşıtı protestolardan.
Bu yılın başında İdlib’deki Golani karşıtı protestolardan.

Golani, bu iddiaları reddetti ve cezaevlerini denetime açabileceğini söylüyor. Ancak bugüne kadar hiçbir insan hakları örgütü İdlib’deki cezaevlerini ziyaret edemedi.

Kendisine yöneltilen bu eleştirilere yanıt olarak HTŞ, geçtiğimi yıl birkaç reform başlattı. İdlib’deki Suriyelilerin şikâyetlerini kendilerine iletmesi için “Şikayet Departmanı” kurdu.

HTŞ ve sivil kolu olan SG, hem yerel halkı hem de uluslararası toplumu kazanmak için modern ve ılımlı bir imaj çizmeye çalıştı. Bunu yaparken HTŞ içindeki şahinleri memnun etmek için İslamcı kimliklerini de korudu. Yani Golani ve ekibi, uzunca bir süre ip üzerinde yürümeye çalıştı.

İmaj çalışması Batı ile birlikte mi yapıldı?

Golani, 2021’de ABD’li gazeteci Martin Smith’e konuştu ve El Kaide/IŞİD’i geçmişte bıraktığını iddia etti. “Biz Batı için tehdit değiliz” dedi.

Golani, eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde de ABD yönetimiyle temas kurmaya çalıştı. Golani’nin hedefi ABD’nin terör listesinden çıkmayı ve İdlib’deki kontrolünü meşrulaştırmak.

Cihat iddiasından vaz mı geçti?

HTŞ’nin Şam’ı ele geçirmesinin ardından birçok uzman, Golani’nin cihatçı geçmişine odaklandı. Hatta bazıları, Golani’nin örgüt içerisinde “bir yük” olduğunu ve geri çekilmesi gerektiğini savundu.

Kuruluşundan sonra HTŞ, “küresel halifelik” iddiasından vazgeçtiğini açıkladı. Ancak pek çok uzman ihtiyatlı olunması gerektiğini düşünüyor.

Alman Bilim ve Politika Vakfı’ndan analist Guido Steinberg, HTŞ saflarında çok sayıda  cihatçının bulunduğuna dikkat çekti. Steinberg, “Bu nedenle örgütün, dini ve etnik azınlıklara karşı şiddet eylemi gerçekleştiren bir cihatçı grup gibi hareket edeceğinden yola çıkabiliriz” dedi.

Fakat son 2 haftada yaşananlar, Golani’nin konumunu güçlendirdi.

Golani, azınlıklar da dahil olmak üzere Suriye’de yaşayan herkese güvenli bir ülke sözü verdi. Suriye’nin komşularına ve Rusya gibi büyük güçlerle barışçıl ilişki kurma sözü verdi. Hatta Golani, Rusya’nın Suriye’deki üslerine – Tartus ve Lazkiye – zarar gelmeyeceğinin teminatını verdi.

Golani’nin bu imaj değişikliği, pragmatizmi öne çıkaran “ılımlı cihat” stratejisinin bir parçası.

Peki Golani’nin bu imaj değişimi, IŞİD ve El Kaide gibi cihatçı hareketlerin gerilemesinin sinyali olacak mı?

İzleyip göreceğiz.

Kaynak: BBC

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.