Trump Panama Kanalı, Grönland ve Kanada’yı neden istiyor?

51 Kanada, 52 Grönland ve 53 Panama… Trump’ın seçim sonrası açıklamaları bir şaka gibi başladı. Söylemler ciddileşince üç ülkenin de sert tepkisini çekti. Kanadalı yetkililer “kalbimize saplanan bıçak” derken, Grönland “satılık değiliz” diye haykırdı. Panama ise “her metrekaremiz bizimdir” açıklamasını yaptı. Peki Trump’ın toprak genişletme arzusunda arkasında ne olabilir?

Trump'ın genişleme söylemleri: Panama, Grönland ve Kanada hedefte
Trump’ın genişleme söylemleri: Panama, Grönland ve Kanada hedefte

Panama Kanalı: Stratejik Bir su yolu için mücadele

ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, seçim zaferinden hemen sonra Panama Kanalı’nı ABD kontrolüne yeniden alma fikrini ortaya attı. Trump, 23 Aralık’ta Panama’yı “saçma derecede yüksek geçiş ücretleri” almakla suçladı ve kanalın ABD’ye “iade edilmesini” talep etti. Daha sonra Noel kutlama mesajında bu düşüncesini tekrarladı.

Panama Kanalı
Panama Kanalı

Panama Kanalı, dünya deniz ticaretinin yaklaşık yüzde 6’sını oluşturan stratejik bir su yolu. Kanal, gemilerin güney Amerika’yı dolaşmadan Atlantik ve Pasifik okyanusları arasında geçiş yapmasına olanak sağlıyor. Bu rota, deniz taşımacılığında yaklaşık 8 bin deniz mili tasarruf sağlıyor. Gemiler, Güney Amerika’nın en güneyindeki Cape Horn’u dolaşmak yerine kanalı kullanarak 2-3 haftalık yolculuktan kaçınıyor.

Panama Kanalı Atlantik Okyanusu ile Pasifik Okyanusu'nu birbirine bağlıyor.
Panama Kanalı Atlantik Okyanusu ile Pasifik Okyanusu’nu birbirine bağlıyor.

Panama Kanalı aynı zamanda önemli bir askeri geçiş noktası olarak öne çıkıyor. ABD Donanması’nın savaş gemileri ve denizaltıları kanaldan öncelikli geçiş hakkına sahip. Kanal, ABD’nin Atlantik ve Pasifik filolarını hızla bir okyanustan diğerine kaydırmasına olanak tanıyor. Bu özellik özellikle İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş döneminde kritik önem taşıdı. Günümüzde de ABD, olası bir Çin-Tayvan krizi veya Pasifik’teki diğer gerginliklerde filolarını hızla konuşlandırabilmek için kanalı stratejik bir varlık olarak görüyor. Panama Kanal İdaresi, askeri gemilerin geçişinde özel bir protokol uyguluyor ve her savaş gemisi ile denizaltıya Panama’lı bir kılavuz kaptan tahsis ediyor. NATO üyesi ülkelerin savaş gemileri de benzer ayrıcalıklara sahip.

ABD'nin öncülüğünde inşa edilen Panama Kanalı'nda bir çok ulustan binlerce kişi hayatını kaybetti.
ABD’nin öncülüğünde inşa edilen Panama Kanalı’nda bir çok ulustan binlerce kişi hayatını kaybetti.

ABD kanalı 1904-1914 yılları arasında inşa etti ve 1999 yılına kadar kontrolünü elinde tuttu. Jimmy Carter başkanlığındaki ABD yönetimi, 1977’de imzaladığı anlaşmayla kanalın kontrolünü Panama’ya devretmeyi kabul etti.

Trump’ın Panama’ya dair gerekçeleri neler?

Trump’ın kanal üzerindeki taleplerinin iki temel gerekçesi var. İlki, Panama’nın ABD gemilerinden “haksız ve mantıksız” ücretler talep etmesi. İkincisi ise Çin’in kanal üzerinde artan etkisi. Trump, kanalın “yanlış ellere düşmemesi” gerektiğini vurguluyor ve Çin’in bölgedeki varlığına dikkat çekiyor.

Donald Trump'ın Panama Kanalı ısrarı devam ediyor.
Donald Trump’ın Panama Kanalı ısrarı devam ediyor.

Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino, Trump’ın açıklamalarına sert yanıt verdi. Mulino, “Kanalın her metrekaresi Panama’ya aittir ve öyle kalacak” dedi. Trump bu açıklamaya “Bunu göreceğiz!” karşılığını verdi ve sosyal medya hesabından ABD bayrağının kanal üzerinde dalgalandığı bir görsel paylaştı.

Kanal her yıl yaklaşık 14 bin gemi geçişine hizmet veriyor. 2016’daki genişletme çalışmalarından sonra kanal, New Panamax sınıfı büyük gemilerin geçişine de imkan tanıdı. Bu gemiler 427 metre uzunluğa ve 55 metre genişliğe kadar ulaşabiliyor. Kanaldan geçen yıllık kargo hacmi 300 milyon tonu aşıyor.

Kanalın etrafındaki limanları Hong Konglular işletiyor

ABD’nin kanal trafiğindeki payı yüzde 74, Çin’in payı ise yüzde 21 düzeyinde bulunuyor. Çin, son yıllarda bölgede önemli yatırımlar yaptı. Hong Kong merkezli CK Hutchison Holdings şirketi, kanalın Atlantik ve Pasifik çıkışlarındaki iki önemli limanı işletiyor. Bu durum Washington’da endişe yaratıyor.

1977 anlaşması ABD’ye kanalın tarafsızlığını koruma hakkı veriyor. Bu madde, herhangi bir tehdit durumunda ABD’ye askeri müdahale hakkı tanıyor.

Panama Kanalı'ndaki problemlerden biri Çin'in dünya genelinde de etkisini arttırdığı liman işletmeciliği.
Panama Kanalı’ndaki problemlerden biri Çin’in dünya genelinde de etkisini arttırdığı liman işletmeciliği.

Ancak uzmanlar, Trump’ın taleplerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtiyor.

Kanalın Panama’ya devri, geri dönüşü olmayan uluslararası bir anlaşmayla gerçekleşti.

Kanal son dönemde ciddi kuraklık sorunlarıyla da karşı karşıya. İklim değişikliğinin etkisiyle düşen su seviyeleri, geçiş kapasitesini sınırlıyor. Her gemi geçişi için yaklaşık 200 milyon litre tatlı su gerekiyor. Panama Kanal İdaresi, bu nedenle geçiş sayılarını azaltmak ve ücretleri artırmak zorunda kaldı.

Grönland küresel ısınma ile birlikte jeopolitik önemi artan bölgelerden biri.
Grönland, küresel ısınma ile birlikte jeopolitik önemi artan bölgelerden biri.

Grönland: Arktik’e açılan kapı

Donald Trump, başkanlık seçimini kazandıktan sonra Grönland’ı satın alma teklifini yeniden gündeme getirdi. Trump, 24 Aralık’ta yaptığı açıklamada “Dünya güvenliği ve özgürlüğü için Grönland’ın sahipliği ve kontrolü ABD için mutlak bir gerekliliktir” dedi. Bu açıklama, ilk kez 2019’da gündeme getirdiği ve Danimarka’nın sert şekilde reddettiği teklifin devamı niteliğinde.

Grönland, dünya haritasında benzersiz bir stratejik konuma sahip. Dünyanın en büyük adası, Kuzey Amerika ile Avrupa arasında bir köprü görevi görüyor. Ada aynı zamanda Arktik Okyanusu’na açılan bir kapı. Küresel ısınmanın etkisiyle eriyen buzullar, yeni deniz yollarının açılmasına ve doğal kaynakların erişilebilir hale gelmesine olanak sağlıyor.

Grönland adası Danimarka'ya bağlı. Adada sadece 56 bin kişi yaşıyor.
Grönland adası Danimarka’ya bağlı. Adada sadece 56 bin kişi yaşıyor.

Adanın yeraltı zenginlikleri dikkat çekici boyutta. Grönland, nadir toprak elementleri başta olmak üzere altın, gümüş, bakır, çinko ve uranyum gibi değerli madenlere ev sahipliği yapıyor. Bu madenler, elektrikli araçlardan akıllı telefonlara, rüzgar türbinlerinden askeri teçhizata kadar pek çok modern teknolojinin üretiminde kullanılıyor.

ABD’nin adada üssü var

ABD’nin Grönland’daki en önemli varlığı Thule Hava Üssü. 1951’de kurulan üs, balistik füze erken uyarı sistemi ve meteorolojik radar istasyonu olarak hizmet veriyor. Üs, Rusya’dan gelebilecek tehditlere karşı ABD’nin ilk savunma hattını oluşturuyor. Ancak son yıllarda Çin’in adaya artan ilgisi, Washington’u endişelendiriyor.

Trump Grönland'ı satın alarak Kuzey Kutbu'ndaki Rusya dominasyonunu dengelemeye çalışıyor.
Trump Grönland’ı satın alarak Kuzey Kutbu’ndaki Rusya dominasyonunu dengelemeye çalışıyor.

Çin, 2018’de ilan ettiği “Kutup İpek Yolu” projesi kapsamında Grönland’a yatırım yapmaya çalışıyor. Pekin yönetimi özellikle madencilik sektörüne ilgi gösteriyor. ABD, Çin’in bu girişimlerini Arktik bölgesindeki stratejik dengeleri değiştirme çabası olarak görüyor.

Rusya da bölgede aktif bir oyuncu. Moskova, Arktik’te 50’den fazla eski Sovyet askeri üssünü yeniden açtı ve Soğuk Savaş döneminde kullanılan 475 askeri tesisi modernize etti. Bu üsler uzun menzilli savaş uçakları ve füze bataryalarıyla donatıldı.

Grönland Başbakanı Múte Egede, Trump’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi. “Grönland bizimdir. Satılık değiliz ve asla satılık olmayacağız” diyen Egede, adanın özgürlük mücadelesine vurgu yaptı. Danimarka hükümeti ise daha diplomatik bir yanıt vermeyi tercih etti ve “yeni ABD yönetimiyle çalışmayı dört gözle bekliyoruz” dedi.

Grönland Kuzey Kutbu’nda ve bölgenin yeraltı zenginliklerinde söz sahibi. Ayrıca küresel ısınma ile beraber yeni ticaret yollarının üstünde olabilir.

Grönland’ın 56 bin kişilik nüfusu, büyük ölçüde Danimarka’dan gelen bütçeye bağımlı. Ancak ada halkı arasında bağımsızlık yanlısı görüşler güç kazanıyor. İklim değişikliği ve buzulların erimesi, adanın ekonomik potansiyelini artırıyor. Bu durum, Grönland’ın geleceğini küresel güç mücadelesinin merkezine taşıyor.

Trump’ın elde etmek istediği bir diğer ülke Kanada.

Kanada: “51. Eyalet”

Donald Trump, seçim zaferinin ardından Kanada’ya da yönelik sert açıklamalar yaptı. Trump, Kanada’yı “51. eyalet” olarak nitelendirdi ve Başbakan Justin Trudeau’ya “Kanada Valisi” diye hitap etti. Bu söylemler, başlangıçta şaka gibi görünse de, Trump’ın Kanada’ya yönelik ekonomik tehditleriyle birleşince ciddi bir diplomatik krize dönüştü.

Trump’ın temel tehdidi, göreve geldiği ilk gün Kanada mallarına yüzde 25 gümrük tarifesi uygulamak. Bu tehdit, Trudeau’yu Kasım ayında Florida’daki Mar-a-Lago’ya sürpriz bir ziyaret yapmaya zorladı. Ziyaret sırasında Trump, Kanadalı yetkililere “51. eyalet” şakasını doğrudan yaptı. Ancak sonraki açıklamaları, bu söylemin sadece bir şaka olmadığını gösterdi.

Donald Trump, Kanada Başbakanı Justin Trudeau'ya "Kanada Valisi" olarak hitap ediyor.
Donald Trump, Kanada Başbakanı Justin Trudeau’ya “Kanada Valisi” olarak hitap ediyor.

Trump’ın Kanada’ya yönelik eleştirilerinin merkezinde sınır güvenliği ve yasadışı göç yer alıyor. Trump, Kanada’yı ABD’ye yönelik yasadışı göç ve uyuşturucu akışını kontrol edememekle suçluyor. Bu suçlamalar, Kanada’da iç siyasi çalkantılara yol açtı. Maliye Bakanı Chrystia Freeland, Trump’ın tehditlerine karşı yeterli önlem almadığı gerekçesiyle Trudeau’yu eleştirerek istifa etti.

Ontario Eyalet Başbakanı Doug Ford, Trump’ın yüzde 25’lik gümrük tarife planını “felakete” benzetti ve “aileden birinin kalbinize bıçak sokması gibi” olacağını söyledi.

ABD ithal ettiği enerjinin çoğunu Kanada’dan alıyor

Kanada-ABD ilişkileri, dünya’nın en büyük ikili ticaret ortaklığını temsil ediyor. İki ülke arasındaki günlük ticaret hacmi 2 milyar doları aşıyor. Alberta eyaleti tek başına ABD’ye günde 4.3 milyon varil petrol ve gaz ihraç ediyor. ABD’nin ham petrol ithalatının yüzde 60’ı ve elektrik ithalatının yüzde 85’i Kanada’dan geliyor.

Kanada dünya petrol üretiminde önemli bir paya sahip.
Kanada dünya petrol üretiminde önemli bir paya sahip.

Trump’ın tehditlerine karşı Kanada hükümeti somut adımlar attı. Yeni Maliye Bakanı Dominic LeBlanc, 900 milyon dolarlık bir sınır güvenliği paketi açıkladı. Bu paket, ortak vurucu güç oluşturulması, yüksek riskli giriş noktalarında yeni tespit araçları geliştirilmesi ve köpek dedektör timlerinin artırılmasını içeriyor.

Kanada kamuoyu Trump’ın önerilerine karşı çıkıyor. Leger araştırma şirketinin anketine göre, Kanadalıların sadece yüzde 13’ü ABD’ye katılmayı desteklerken, yüzde 82’si bu fikre karşı çıkıyor.

Kanada Rusya'dan sonra Kuzey Kutbu'nda en fazla söz hakkı olan devlet.
Kanada Rusya’dan sonra Kuzey Kutbu’nda en fazla söz hakkı olan devlet.

Kanada’nın eyaletleri de Trump’ın tehditlerine tepki gösterdi. Alberta Eyalet Başbakanı Danielle Smith, Kanada’nın ABD ile olan ticaret açığının nedeninin ABD’ye gönderilen hammaddeler olduğunu belirtti. Smith, bu hammaddelerin ABD’de muazzam bir servet yarattığını ve milyonlarca Amerikalıya iş sağladığını vurguladı.

Trump’ın Kanada’ya yönelik söylemleri, ABD’nin geleneksel müttefikleriyle ilişkilerinde yeni bir dönemin habercisi olarak görülüyor. Trump’ın bu yaklaşımının sadece ekonomik değil, jeopolitik sonuçları da olabilir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.