Tuncer Bakırhan Öcalan’ın birkaç gün içinde tarihi bir çağrı yapacağını söyledi. DEM Parti Grup Başkanvekili Bakırhan, Siirt Belediyesi’ne atanan kayyum, Suriye’deki gelişmeler ve çözüm süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Hızır ayı mesajları
Bakırhan konuşmasına, Anadolu ve Mezopotamya’nın kadim inançlarından Hızır ayına değinerek başladı. Hızır inancının toplumsal önemine vurgu yapan Bakırhan, bu inancın darda ve zorda olanlara yardım etme, mazlumların yanında olma geleneğini temsil ettiğini belirtti. Alevi toplumunun Hızır niyetine tuttuğu oruçların ve dağıtılan lokmaların toplumsal barışa katkı sağlaması dileğini iletti.
Depremin ikinci yılı: “Yurttaşlar 3-4 metrekarelik konteynerlerde yaşam mücadelesinde”
6 Şubat depremlerinin ikinci yılına ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulunan Bakırhan, hayatını kaybeden yurttaşları anarak başladığı konuşmasında, mevcut duruma dair çarpıcı tespitlerde bulundu. İktidarın deprem bölgesindeki yatırımlara ilişkin açıklamalarını eleştiren Bakırhan, “Her gün kameralar önünde yatırım açıklamaları yapılıyor, ancak gerçek durum farklı. Kentler hala yıkıntı ve moloz içinde, vaat edilen konutların çoğu teslim edilemedi” değerlendirmesinde bulundu.
Depremzedelerin günlük yaşamlarına dair detaylar veren Bakırhan, “Yurttaşlar 3-4 metrekarelik konteynerlerde yaşam mücadelesi veriyor. Bu dar alanlarda iş üretmeye çalışıyor, çocuklarını okula göndermeye çabalıyorlar. Kış şartları ve yağmurla mücadele eden depremzedeler, hala kalıcı bir yuvanın özlemini çekiyor” ifadelerini kullandı.
Siirt Belediyesi’ne kayyum atanması: “Modern sömürgeciliğin yansıması”
Bakırhan, Siirt’e kayyum atanmasını “demokrasiye darbe” olarak nitelendirdi. “31 Mart seçimlerinde bölgeye 7 bin kaçak seçmen taşındı. Buna rağmen 10 bin oy farkıyla seçimi kazandık. Halkın iradesini bir gece yarısı kararıyla yok saydılar” diyen Bakırhan, belediyenin 10 aylık icraatlarını sıraladı. JINKART, kent lokantası ve sosyal tesis projelerinin hayata geçirildiğini, üç dilde hizmet verildiğini aktardı.
Siirt’in tarihsel sürecine de değinen Bakırhan, kentin 1927’den bu yana Birinci Umumi Müfettişlik, 1978 sonrası sıkıyönetim, 1987’de OHAL ve 2016’dan bu yana kayyum uygulamalarıyla yönetildiğini belirtti. “Yüz yıllık cumhuriyetin onlarca yılını olağanüstü hal usulleriyle geçiren bir kentten bahsediyoruz” diyen Bakırhan, kayyum uygulamasını “modern sömürgeciliğin en karanlık yüzü” olarak nitelendirdi.
Hukuk devleti eleştirisi ve basına yönelik operasyonlar
Bakırhan, AKP iktidarının demokratikleşme iddiasıyla iktidara geldiğini ancak demokrasiden geriye çok az şey bıraktığını söyledi. “Meclis’in yetkilerini budadılar, yargıda kadrolaştılar. Akraba, eş, dost, yandaş düzenine dayanan bir bürokrasi yarattılar” diyen Bakırhan, milyonlarca üniversite mezununun umutsuzluğa sürüklendiğini belirtti.
Medya özgürlüğüne de değinen Bakırhan, “Yandaş olana hukuk lastik gibi esniyor. Bu düzeni eleştirene karşı ise yargı kükrüyor. Hakkını isteyen işçi tutuklanıyor, barış diyen akademisyen işinden ediliyor, gerçekleri yazan gazeteci cezaevine atılıyor” ifadelerini kullandı.
Bakırhan, “Mezopotamya ve JİNHA ajansları ile Yeni Yaşam gazetesinin her gün maruz kaldığı baskıyı ve muhalefet medyasına dönük susturma operasyonlarını kabul etmiyoruz. Eleştiri, demokratik yaşamın kutsal hakkıdır” değerlendirmesinde bulundu.
“Hakkari’deki acı da bizim Kartalkaya’daki acı da bizim”
Bakırhan, “Ülkenin doğusunda Kürt haksızlığa uğrarken batı ses çıkarmasın istiyor. Batı’da eleştirenler susturulurken Kürtler sus pus olsun istiyor. Ama bizler haksızlığa karşı susmayacağız. Hakkari’deki haksızlığa da ses çıkaracağız, Edirne’deki hukuksuzluğa da ses çıkaracağız. Şırnak’taki yaşanan acı da bizim, Bolu Kartalkaya’daki acı da bizim” dedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Toplumsal barış buluşmaları
DEM Parti’nin 1-10 Şubat tarihleri arasında 51 merkezde düzenleyeceği Toplumsal Barış ve Özgürlük buluşmalarına ilişkin detayları paylaşan Bakırhan, “Barışı toplumla konuşacağız. Birlikte düşünecek, barış için birlikte mücadele edeceğiz” dedi.
Suriye’de son durum ve Tişrin Barajı krizi
Bakırhan, Suriye’deki son gelişmelere ilişkin detaylı bir değerlendirme yaptı. “8 Ocak’tan bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarda 41 kişi hayatını kaybetti, 245 kişi yaralandı. Özellikle Tişrin Barajı bölgesindeki ölümlerin çoğu, barış için eylem yapan 24 sivil vatandaşın üzerlerine atılan bombalar sonucu gerçekleşti” açıklamasında bulundu.
Tişrin Barajı’nın tarihsel ve güncel önemine değinen Bakırhan, “1999’da hizmete başlayan baraj, tarıma geçiş ve yerleşik hayatın izlerinin görüldüğü tarihi bir bölgede yer alıyor. Bugün ise dünya tarihine geçebilecek önemli bir sivil toplum eylemine tanıklık ediyor” dedi. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün de SMO saldırılarını savaş suçu olarak nitelendirdiğini hatırlatan Bakırhan, saldırıların derhal durdurulması çağrısında bulundu.
Çözüm süreci: “Öcalan tarihi bir çağrı yapacak”
Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sürecin siyasi taşıyıcılığını yaptığını belirterek, buna değer verdiklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek, “Sizin için tarihe geçme fırsatı kapıda duruyor. Günü kurtarmak için oyalanmak yerine, geleceği kazanmak için cesaret gösterin” çağrısında bulundu.
Bununla birlikte Bakırhan, “barış şiddetin, şantajın, tehdidin gölgesinde değil, demokrasi ve özgürlüğün ışığında kurulur” diyerek devlete çağrıda bulundu. “Yüz yıldır irade gaspı yaptınız. Faili meçhuller, gözaltı ve tutuklamalar yaptınız. Köylerimizi boşalttınız, milyonları yerinden yurdundan ettiniz. Sürgüne yolladınız. Bunca tufan gördük, gemiyi terk etmedik. Bunca zulüm gördük, barış mücadelesinden vazgeçmedik” sözleriyle devlet politikalarını eleştirdi.
Bakırhan Öcalan’ın Kürt sorununun çözümü için önümüzdeki günlerde tarihi bir çağrı yapacağını duyurdu.
Konuşmasını demokratikleşme vurgusuyla tamamlayan Bakırhan, “Başka hiçbir şeye ihtiyaç duymadan, kimseden bir şey beklemeden Kürtlerin, Alevilerin eşit yurttaş sayılması için adım atmayacak mısınız? Kürtler anadilinde eğitim görmeyecek mi? Türkiye demokratikleşmeyecek mi?” sorularını yöneltti. DEM Parti’nin barış ve müzakere yolunda kararlı olduğunu vurgulayan Bakırhan, “Rüzgâra karşı yönsüz kalıp savrulmak yerine ortak ve eşit yaşamda birlikte yürüyelim” mesajıyla konuşmasını sonlandırdı.
Bakırhan’ın grup toplantısının tekrarını Medyascope Youtube kanalından izleyebilirsiniz.