Kur korumalı mevduat hesapları, 17 Haziran 2022’den bu yana ilk kez 1 trilyon TL’nin altına gerileyerek 996,2 milyar TL oldu. Bankacılık sektöründe krediler artarken, toplam mevduat geriledi.

Kur korumalı mevduat (KKM) hesapları, uzun bir aradan sonra ilk kez 1 trilyon TL’nin altına geriledi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) açıkladığı 31 Ocak haftası verilerine göre KKM hesaplarındaki toplam bakiye 996,2 milyar TL’ye düştü. Bu düşüş, 17 Haziran 2022’den bu yana görülen en düşük seviye olarak kayıtlara geçti.
Kredi hacminde artış
Bankacılık sektöründe kredilerde yükseliş trendi sürüyor. Son verilere göre toplam kredi hacmi 16 trilyon 367,2 milyar TL’ye ulaştı. Bu rakam, bir önceki haftaya göre yaklaşık 163 milyar TL’lik bir artışı işaret ediyor. Tüketici kredilerinde de benzer bir trend gözleniyor.
Rakamlar 2 trilyon 62,7 milyar TL’ye yükselirken, bireysel kredi kartı borçları da 1 trilyon 908,7 milyar TL seviyesine yaklaştı.
Mevduat ve takipteki alacaklar
Toplam mevduat hacminde ise düşüş gözlendi. Bir önceki haftada 19 trilyon 385,1 milyar TL olan mevduat, 19 trilyon 48,1 milyar TL’ye geriledi. Bankacılık sektörünün önemli göstergelerinden olan takipteki alacaklar ise artış gösterdi. Son verilere göre takipteki alacaklar 304,9 milyar TL’den 314,7 milyar TL’ye yükseldi.
KKM sistemi 2025’te tasfiye edilecek
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 30 Ocak’ta dezenflasyon sürecini hızlandırmak için 2025 yılında Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminden çıkılacağını belirterek, fiyat istikrarını sağlamanın uzun soluklu bir çaba gerektirdiğini vurguladı.
EKONOM’a konuşan Şimşek, “Deprem harcamalarının etkisiyle 2023’te bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 6,4 öngörmüştük. Uyguladığımız politikalarla bu oran yüzde 5,2 gerçekleşti ve gelişmekte olan ülke ortalamalarının altında kaldı. 2024 yılında ise bu oranın yüzde 4,9 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz” dedi.
KKM’deki düşüş 71 haftadır kesintisiz devam ediyor. Sistemin toplam mevduatlar içindeki payı 20 puan azalarak yüzde 5,9’a geriledi.
“2025 yılında kalıcı fiyat istikrarını sağlamayı ve ekonomide yapısal dönüşümü hızlandırmayı hedefliyoruz” diyen Şimşek, enflasyonla mücadelede dört temel stratejiyi açıkladı:
“Birincisi, para politikasının enflasyona gecikmeli etkisi zamanla daha net görülecek. İkincisi, 2025 yılında bütçe açığının milli gelire oranının azalması negatif mali etki yaratacak. Üçüncüsü, bütçe imkânlarının elverdiği ölçüde, yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu olarak belirleyeceğiz.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.