Felsefeye hâlâ ihtiyaç var mı? Felsefi söylemi diğer söylemlerden farklı kılan ne? Günümüzde felsefenin yokluğu/eksikliği/zayıflığı nerede hissediliyor? Kültürel yapı ya da kodlar felsefi düşünceyi/tutumu kısıtlayan bir şey midir? Felsefe ve Kritik’in ilk videosunda Prof. Dr. Betül Çotuksöken, Dr. Kaan Özkan’ın sorularını yanıtladı.
Çotuksöken’le günümüzde hâlâ felsefeye ihtiyaç olup olmadığını, kültür-felsefe ilişkisini, bu bağlamda yerellik-evrensellik meselesini; Türkiye’de bir felsefi geleneğin olup olmadığı konuşuldu. Çotuksöken’in bir süredir çalışma alanı olarak belirlediği, varlık felsefesi ile insan felsefesini bağdaştırma çabalarını Felsefe ve Kritik’te anlattı.
Çotuksöken, uzunca bir süredir ontoloji (varlık felsefesi) ile felsefi antropolojiyi (insan felsefesini) birbiriyle ilişkilendiriyor. Betül Çotuksöken bu perspektiften çalışmalar yapıyor. Hatta “antropontoloji” diye yeni bir kavram türetti. Çotuksöken videoda, bu hibrit kavrayışı anlattı. Çotuksöken, ontolojiden ve insan felsefesinden hangi bakımlardan yararlandığını Dr. Kaan Özkan’a anlattı.
Videonun tamamını buradan izleyebilirsiniz