Lübnan’da yeni dönem. Üç yıllık geçici hükümet döneminin ardından kurulan yeni kabine, Hizbullah’ı dışarıda bırakarak tarihi bir adım attı. Başbakan Nevaf Selam öncülüğünde kurulan 24 kişilik kabine, ülkenin mezhepsel yapısını yansıtırken parti temsiliyetinden uzak durdu.
Lübnan’da yeni bir hükümet kurulması genellikle aylar süren zorlu bir süreç olageldi. Ancak bu kez Başbakan Nevaf Selam, atanmasından sadece üç hafta sonra kabineyi oluşturdu. Cumhurbaşkanı Joseph Aoun’un desteklediği Selam, mezhepsel dengeleri gözetmeye çalıştı. Selam’a göre, yeni kabinede bakanlar parti temsilcisi olmak yerine mesleki yetkinliklerine göre seçildi.
Lübnan’da 1943’ten bu yana 79 hükümet kuruldu.
Lübnan’daki siyasi sistem, 1989’daki Taif Anlaşması’yla şekillenen mezhepsel bir yapıya dayanıyor. Bu yapı, devlet başkanlığını Maruni Hristiyanlara, başbakanlığı Sünni Müslümanlara, meclis başkanlığını Şii Müslümanlara veriyor. Zaman içinde bakanlıklar da mezhepler arasında paylaşıldı. Örneğin Maliye Bakanlığı Şiilerin kontrolüne geçti. Ancak bu sistem yolsuzluğu artırdı ve ekonomik krize zemin hazırladı. Yeni başbakan, bu kötü gidişi durdurmak için uzmanlığı ön plana çıkardığını söyledi.
Hizbullah’ın veto gücü kırılıyor
Hizbullah 2008’den beri kabinedeki veto hakkıyla Lübnan siyasetini yönlendirdi. Örgüt, bütçe onayından savaş kararına kadar her konuda engelleme gücüne sahipti. Az sayıda bakanlıkla kurduğu koalisyonlar sayesinde hükümetin işleyişini durdurma etkisi vardı.
Ancak yeni kabinede Hizbullah doğrudan yer almadı. Ancak müttefiki Emel Hareketi dört bakanlık koltuğu aldı. Maliye Bakanı Yasin Caber de bu isimlerden biri oldu. ABD’nin yeni Ortadoğu özel temsilcisi Morgan Ortagus’un ısrarlı tutumu bu değişimde etkili oldu.
Başbakan Selam, mali reformlar ve yeniden yapılanmaya öncelik vereceklerini söyledi. Birleşmiş Milletler kararlarını uygulayacaklarını belirtti. İsrail sınırında istikrarı sağlamak için çalışacaklarını açıkladı. Hizbullah karşıtı Hristiyan Lübnan Kuvvetleri Partisi de dört bakanlık aldı.
Dış güçler Hizbullah’sız Lübnan istiyor
Hizbullah’ın içerdeki gücü kadar dış desteği de son derece azaldı. Suudi Arabistan, Lübnan’ın yeniden inşasına desteğini Hizbullah’ın etkisinin azaltılması şartına bağladı. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, 2016’dan beri bu konuda ısrarcı davranıyor. Hizbullah’ın askeri gücünün zayıflaması ve son çatışmalarda sivillere verilen zarar, örgütün toplumsal desteğini de sarstı.
Hizbullah sokaktaki gücünü korumaya çalışıyor
Örgütün hükümetteki etkisi azalsa da Güney Lübnan ve Beyrut’un Dahiye banliyösündeki Şii nüfus üzerindeki etkisi sürüyor. Hizbullah, savaş mağdurlarına destek sözünü tutarak bu gücünü korumaya çalışıyor. 2026’daki parlamento seçimleri örgütün geleceği için kritik önem taşıyor. Bu süreçte örgütün silahsızlandırılması meselesi, hükümet ile Hizbullah arasında yeni bir gerilim kaynağı olabilir.
Lübnan’ın önceliği ekonomik reform
Lübnan’da ABD destekli Cumhurbaşkanı Joseph Aoun, 9 Ocak’ta göreve başladı. Aoun ilk iş olarak Nevaf Selam’ı hükümeti kurmakla görevlendirdi. Selam daha önce Uluslararası Adalet Divanı başkanlığı yapıyordu.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Yeni hükümet öncelikle bir politika belgesi hazırlayacak. Bu belge parlamentodan güvenoyu almak zorunda.
Ülkenin savaş hasarını onarmak ve 140 milyar dolarlık borcunu yönetmek için uluslararası desteğe ihtiyacı var. Donör ülkelerin 2018’de vaat ettiği 11 milyar dolarlık yardım, IMF kredisine bağlı durumda. IMF’nin talep ettiği kapsamlı reformlar için istikrarlı bir hükümet şart. İsrail ordusunun 18 Şubat’taki çekilişinin ardından reform süreci hızlanabilir. Ancak yeni hükümetin önündeki siyasi engelleri aşıp aşamayacağı belirsizliğini koruyor.
Kaynak: Haaretz