TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras’a yurtdışına çıkış yasağı verildi. Turan ve Aras’ın hakimlik ifadeleri ortaya çıktı. İkili, iş gereği yurtdışı ile temaslarının olduğunu belirterek bu yasağın verilmemesini talep etti. Aras, “Türkiye’nin önünün açılması için birtakım örnekler vererek, toplumun genel olarak hassasiyetini dile getirmeye çalıştım” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısındaki eleştirilerinden sonra TÜSİAD’a bir soruşturma daha açıldı. TÜSİAD Başkanı Orhan Turhan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Arif Aras, ifadelerinin ardından “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlarından adli kontrol ve yurtdışı yasağı talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Savcılığa ifade vermeleri için her iki isim için de polis görevlendirildi.
Turhan ve Aras, çıkarıldıkları mahkeme tarafından yurtdışına çıkış yasağı ile adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
ANKA Haber Ajansı’nın haberine göre TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Sulh Ceza Hakimliği ifadesinde, makine mühendisi olduğunu, aylık ortalama 1 milyon lira geliri olduğunu, yalıtım sektöründe şirketi olduğunu, yurtdışına yoğun ihracat gerçekleştirdiğini, mart ve nisanda Çin ve ABD seyahatlerinin olduğunu ifade etti:
“Ticaret Bakanımız ile yurtdışına gidiyorum”
“Yurtdışı ile ilgili yoğun ihracat yapmaktayım, şirketim yalıtım sektöründedir, 80’e yakın ülkeye ihracat yapmaktayız, yoğun yurtdışı seyahatlerim olmaktadır, Ticaret Bakanımız ile yurtdışına gidiyorum, mart ve nisan ayında Çin ve Amerika seyahatlerimiz olacaktır, yapay zeka ile ilgili çalışmalar yapıyoruz, orada da Türk girişimcilerini bir araya getirmeye çalışıyoruz, adresim bellidir, iş insanıyım, yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin reddine karar verilmesini talep ederim.”
“Türk ekonomisine katkı sağlamaya çalışıyoruz”
Mehmet Ömer Arif Aras ise bir bankanın bankanın yönetim kurulu başkanı olduğunu, aylık ortalama 900 bin lira geliri olduğu beyan etti. Aras, ifadesinde şunları söyledi:
“Benim konuşmanın ana teması Türkiye ekonomisinin daha ileriye gitmesi için neler yapmamız gerektiği konusunda bir metindir, eğitim dili ve hukuk üstünlüğü, ekonomide alınması gereken tedbirler, ülkemizin kalkınması için kadın hakları, girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi ve birçok ekonomik konularda ve finansal konularda Türkiye’nin önünün açılması için birtakım örnekler vererek, toplumun genel olarak hassasiyetini dile getirmeye çalıştım, konuşmada kamuyu yanıltıcı herhangi bir bilgi vermedim, bütün yaklaşım ve anlatımların ekonomiye etkilerinin yorumlanması şeklindedir, Türkiye’nin yatırım ortamının geliştirilmesi amacına yönelik bu konuşmaları yaptım, 40 yıldır adresim ve işim herkesçe bilinmektedir, 33 yıldır aynı evdeyim, 38 senedir aynı işte çalışıyorum, uluslararası bir bankanın 15 yıldır yönetim kurulu başkanıyım, bankanın kuruluşundan beri çalışıyorum, 70 yaşındayım, bu bankanın başında olduğum için yurtdışı ile temaslarım oldukça yoğundur, başta Katar olmak üzere birçok ülkeye gidiyorum, bankamızda 15 bin kişi çalışmaktadır. Türk ekonomisine katkı sağlamaya çalışıyoruz, yurtdışı çıkış yasağının tarafıma uygulanmamasını arz ederim.”
Hakimliğin kararında, “Şüphelilerin yaptıkları konuşma içeriği ve savunmalarında da belirttikleri üzere yalnızca basın aracılığıyla bilgi sahibi oldukları ve içeriğini bilmedikleri olaylara ilişkin yargıyı telkin ve yönlendirme ile gerçeğe aykırı dezenformasyon içerikli beyanlarda bulundukları” denildi.
Kararda, Turan ve Aras’ın, “sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla, Türkiye’nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bilgileri kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yaydıkları ve ‘yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçunu işlediklerine ilişkin somut deliller olduğu” kaydedildi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Hakimlik kararında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın şüpheliler hakkında uygulanmasını istediği yurtdışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbir talebinin kabulüne karar verildiği ifade edildi.
(ANKA)