Halk TV “bilirkişi” davası: Suat Toktaş tahliye oldu, yargılanan gazeteciler beraat etti

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun işaret ettiği bilirkişi S.B. ile telefon görüşmesini yayımlayan Halk TV’den beş gazeteci için açılan davanın ilk duruşmasında karar çıktı. Savcılık Suat Toktaş’ın tutukluk halinin devamını istedi. Mahkeme, Suat Toktaş’ın tahliyesine karar verdi. Yargılanan gazeteciler beraat etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, karara itiraz edileceğini duyurdu.

Halk TV "bilirkişi" davasında ilk duruşma yapılacak
Halk TV “bilirkişi” davası: Yargılanan gazeteciler beraat etti

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun düzenlediği basın toplantısında gündeme getirdiği bilirkişi S.B. ile ilgili haberi yayınlayan Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Sorumlu Müdür Serhan Asker, Programlar Koordinatörü Kürşad Oğuz, programcı Barış Pehlivan ve sunucu Seda Selek hakkında açılan davanın ilk duruşmasında karar çıktı.

Halk TV “bilirkişi” davası: Gazeteciler beraat etti

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca düzenlenip Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede, Pehlivan ile Oğuz’a “kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, yargı görevini yapanı etkileme, kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması” suçlamalarıyla 6 yıldan 14 yıla kadar, Toktaş, Selek ve Asker hakkında ise “kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması, yargı görevini yapanı etkileme” suçlamasıyla 4 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi.

Toktaş ile dört gazeteci hakkında hazırlanan iddianamede toplam 55 yıl hapis cezası istendi. Dava, İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Tahliye ve beraat talebi

Suat Toktaş’ın avukatı, uzlaşmaya tabi bir suçtan tutuklu bulunan müvekkilinin anayasal haklarının ihlal edildiğini söyledi. Toktaş’ın avukatı tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, gazetecilerin atılı suçlardan cezalandırılmasını talep etti. Delillerin henüz toplanmamış olması gerekçesiyle de Suat Toktaş’ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.

“Buradan beraat çıkacak”

Mütalaaya ilişkin konuşan Toktaş, “Bu kadar kolay değil, ben mesleğe 30 yılımı verdim. Sadece işini yapan biriyim, gider yine yatarım, sorun değil. Üç adımlık bir yerde kalıyorum. O kadar kolay mı tutukluluğun devamını istemek. Bu kutuplaşma ortamında burası Halk TV vereyim cezayı, yok veremezsiniz” dedi.

Mahkeme heyeti, yargılanan beş gazetecinin beraatına hükmetti. Suat Toktaş tahliye oldu.

Halk TV “bilirkişi” davası: Savcı itiraz edecek

Öte yandan Habertürk’ün haberine göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Halk TV kararına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada karara itiraz edileceği söylendi:

“Kamuoyunda bilirkişi davası olarak bilinen ve bugün görülen davanın kararı istinaf edilecektir. Ayrıca tahliye kararına da itiraz edilecektir.“

“Bu gazetecilik faaliyetidir”

İlk olarak Seda Selek’in ifadesi alındı. Selek, o günkü programda Ekrem İmamoğlu’nun açıklamalarını değerlendirmeye başladıklarını, daha sonra Barış Pehlivan’ın haber içeriğinin kendisine iletildiğini anlattı, ” Bu içerik çok kısaydı. Değerlendirme yapacak bir içerik de yoktu. Bu gazetecilik faaliyetidir” dedi.

Selek ifadesinde şunları söyledi:

“Program devam ederken rejiden kulağıma Barış Pehlivan’ın haber içeriği söylendi. Bu içerik çok kısaydı. Değerlendirme yapacak bir içerik de yoktu. Bu gazetecilik faaliyetidir. Bilirkişi merak edilen bir kişiydi, soru sorulması doğaldır.”

“Yargıyı nasıl etkilemiş olabiliriz?”

Seda Selek’in ifadesi tamamlanırken, Suat Toktaş adliyeye getirildi. Toktaş duruşma salonunda alkışlarla karşılandı. Bu arada Kürşad Oğuz’un ifadesi alındı.

Kürşad Oğuz savunmasında şunları söyledi:

“İmamoğlu’nun basın toplantısındaydım. Bilirkişi S.B.’yi merak ediyordu. Herkesin merak ettiği hakkında iddialar olan kişiyle Barış Pehlivan’ın konuştuğunu fark ettim. Bu görüşme önemliydi ve kaydı yapıp gönderdim. Gazetecilik refleksi ile yaptığı kaydı Suat Toktaş’a gönderdim, herhangi bir ekleme çıkarma yapmadan. Amacım ifadeleri eksiksiz olarak kayıt altına almaktı. Ne benim ne de Suat Toktaş’ın suç işleme kastı vardı. Sözkonusu bilirkişi İBB ile raporlarını zaten teslim etmiş. Biz o kaydı yaparken o raporlar zaten varmış. Yargıyı nasıl etkilemiş olabiliriz? Özgür, bağımsız haber kanallarının nefesinin kesilmesi, toplumun haber alma hakkının engellenmesidir.”

Barış Pehlivan savunma yaptı

Bilirkişi S.B. ile telefonda görüşen Barış Pehlivan ifade verdi.

Gazeteci Barış Pehlivan savunmasına, “En özeti ne bu davanın? Bir bilirkişi ile yaptığım telefon görüşmesi. Açıyorum iddianameyi ilk başta 3 buçuk sayfa İmamoğlu’nun basın toplantısının çözümleme tutanağı var. Beş kez daha yüz kez daha çevirseniz neyi bulamazsınız biliyor musunuz? Bu davanın asıl konusu olan telefon görüşmesinin çözüm tutanağını” sözleriyle başladı.

“Tamamen gazetecilik refleksi”

Ekrem İmamoğlu’nun basın toplantısı bittikten sonra hakkındaki iddiaları sormak için bilirkişiyi aradığını ve sorularını sorduğunu söyleyen Pehlivan, “Tamamen gazetecilik refleksi ve haber atlatmak için yapılan bir görüşmeydi. Eminim ve biliyorum ki, Kürşad Oğuz da Suat Toktaş da ‘yaptığım görüşmenin bir kelimesi bile eksiksiz aktarılmasın, iddialara karşı objektif durmak için yanıt hakkı da verelim ve iyi bir gazetecilik yapalım’ diye davrandı” dedi.

“Konuşmamız nezaket içinde geçti”

Bilirkişinin telefon görüşmesinde kendisiyle konuşmak istemediğine dair bir cümlesinin olmadığını belirterek devam eden Pehlivan, “Bilirkişinin istemediği şey konuşmak değil, Halk TV stüdyosunda ağırlanmak ve gazetecilik amacıyla yüz yüze görüşme isteğim. Baskıcı bir üslupla konuşsam, bilirkişi bana 4 kez ‘kusura bakmayın’, iki kez de ‘başarılar dilerim’ der mi? Elbette demez. Özetle konuşmamız bir gazeteci ve söyleşi yapılan kişi arasında geçmesi gerektiği mesafede, nezaket içinde geçti” diye devam etti.

“Uyuşturucu baronu olsaydık dosyamız kapatılırdı”

Pehlivan şunları söyledi:

“Sanık Suat Toktaş değil de ölüme neden olan Kızılay Başkanı’nın çocuğu olsaydı, bu davada tutuklu sanık olmazdı. Konu, hukuksuzluk yaptığı ileri sürülen bir bilirkişiyle söyleşi değil de altın kaçakçılığı yaptığı ileri sürülen milletvekilleri olsaydı soruşturma bile açılmazdı. Gazeteci değil de bir uyuşturucu baronu, rüşvetçi bir bürokrat ya da tacizci bir tarikat şeyhi olsaydık dosyamız kapatılırdı.”

Halk TV “bilirkişi” davası: Suat Toktaş savunma yaptı

Daha sonra Suat Toktaş savunma yaptı. Savcılık ve hakimlik ifadelerinde eksiklik ve yanlışlıkların olduğunu ifade eden Toktaş, “Seda Selek ve Serhan Asker’in bu olayda dahilleri yoktur” dedi.

Kaçma şüphesiyle tutuklandığını hatırlatan Toktaş, “Kaçma şüphesiyle tutuklandım ancak kaçmak isteseydim o gün kaçabilirdim. İşimin sorumluluğunu aldım. Bu kararı Suat Toktaş almıştır yazan kişi kaçmaz” diye konuştu.

Karartılacak bir delilin olmadığını ifade eden Toktaş, ses kaydı olduğunu hatırlattı, aynı ses kaydını Hamza Dağ ve Melih Gökçek’in de yayımladığını vurguladı. Beyaz TV’de Osman Gökçek’in konu üzerine yorum da yaptığını hatırlayan Toktaş, “Onlara suç olmayan bize suç” dedi.

“Arkadaşlarıma gazeteciliğimi anlatmak zorundayım”

Toktaş şöyle devam etti:

“Özensiz bir mantıkla tutuklandım. Bu ülkenin sevdalısı bir insanım, kovsalar da gidecek bir yerim yok. Yapılan şey tam anlamıyla gazetecilik. Yanımdan gelmiş geçmiş arkadaşlarıma gazeteciliğimi anlatmak zorundayım. Gazetecilik yargılanıyor. 38 yıllık gazeteci olarak hukuku iyi bilirim. Anayasa, devletin haber verme hakkını düzenlediğini belirtir; biz de bu haktan yararlanıyoruz. Türkiye’de gazetecilik, siyasal çatışmalar nedeniyle unutulmuş ve zarar görmüştür. Bu dosyada hepimize beraat kararı verilmesi gerekir. Soruşturma bile açılmaması gereken bir durumla karşı karşıyayız.”

“Biz neyi etkilemiş olabiliriz?”

Toktaş daha sonra şöyle devam etti:

“Sonra telefonumdan uzaklaşıp, aldığım ses kaydını yayına hazırlamaya başlıyorum. Sorduğum soru ve aldığım yanıt, yaşadığım bir irade sakatlanmasını gösteriyor. Ben yayınladım. Sorumluluğu alıyorum. Ama bir süreç var onu anlatıyorum. Suç işleme kastım olsa o ses kaydını tekrar verirdim. Bir kez kez yayınlamışım. Bilirkişi adını da baş harfleriyle vermişim. Barış ve Kürşad, gazetecilik standartlarına uygun olarak karşıt görüşlerin alınmasını sağlamışlar; bu, sıkça göz ardı edilen bir detay. Bilirkişiyle yapılan konuşmada izin sorgulaması gereksiz çünkü bilirkişi rahat bir şekilde konuşuyor. Barış’ın konuşmasında herhangi bir tehdit, telkin veya baskı unsuru yok. Bilirkişi, kendi iradesiyle telefonu kapatıyor. Peki, biz neyi etkilemiş olabiliriz?”

Toktaş, bilirkişinin, kendisi tutuklandıktan sonra şikayet ettiğini söyledi.

Serhan Asker’in savunması

Suat Toktaş’ın ifade vermesinin ardından Serhan Asker savunma yaptı. Asker, gözaltına alınma anlarını anlattı:

“Suat Toktaş’ın hayatında iki kızı, eşi ve haber vardır. 20 yıl TRT’de çalıştım. Onlardan biri olmadığım için yükseltmediler ve istifa ettim. Bu arkadaşlarımla çalışmaktan onur duyarım. Olayın olduğu gün ben izinliydim. Haftalık iznimi kullanıyordum. Suat beni aradı, ‘Yarın seni sorumlu müdür olduğu için alabilirler’ dedi. Ben de kanala gittim. Bekledim, gelmediler. Meclis’e gittim. Çıkışta iki polis beni durdurdu ve karakola götürdüler. Gasp büroya götürdüler. Sabaha kadar soğuk bir yerde kaldım. Hakkımda yurtdışı çıkış yasağı verdiler. Kızımın pasaportuna da el koydular. Suçluysa babası suçlu. Bunları da yaşıyoruz. Evlatlarımız da mağdur ediliyor. Bu sabah annemle helalleştim. 34 gündür Suat Toktaş yatıyor. O nöbeti gerekirse ben alacağım. Biz cumhuriyetin gazetecileriyiz. Ben o gün izinliydim. Her pazartesi karakola gidip imza veriyorum.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.