Uluslararası Af Örgütü, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgalinin üçüncü yılında “Sağır Edici Sessizlik: Ukraynalıların Rusya Esareti Altında Maruz Kaldığı Hücre Hapsi, Zorla Kaybetme ve İşkenceler” başlıklı bir rapor yayımladı. Rapor, savaş esirlerinin aileleri ve eski savaş esirleriyle görüşülerek hazırlandı. Raporda zorla kaybetmeler başta olmak üzere bir çok savaş suçu yer alıyor.
Uluslararası Af Örgütü 4 Mart’ta yayımladığı yeni bir rapor yayımladı. Raporda Rusya yetkililerinin Ukraynalı savaş esirlerini ve sivilleri işkence, uzun süreli hücre hapsi, zorla kaybetme ve diğer insanlık dışı muamelelere maruz bıraktığını söyledi. Örgüt, bunların savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamına girdiğini belirtti.
“Sağır Edici Sessizlik: Ukraynalıların Rusya Esareti Altında Maruz Kaldığı Hücre Hapsi, Zorla Kaybetme ve İşkenceler” başlıklı rapor için Ocak ile Kasım 2024 tarihleri arasında beş Ukraynalı eski savaş esiri, 38 savaş esirinin aile üyeleri, “özel koşullarda kaybolmuş” 23 Ukraynalının aile üyeleri, daha önce alıkonulan 28 sivil ve aileleri ile halen Ukrayna’da gözaltında tutulan 10 Rus savaş esiri olmak üzere 104 kişiyle görüşüldü.
Rapor, Şubat 2022’den bu yana Rusya tarafından esaret altında tutulan Ukraynalı savaş esirlerinin ve sivillerin dış dünyayla iletişiminin, bazı durumlarda yıllarca olmak üzere nasıl kasten koparıldığını belgeliyor. Rapora göre esirlerin nerede tutulduklarına ilişkin şeffaflığın olmaması; gözaltında maruz bırakıldıkları işkence ve diğer türde kötü muamelenin, hatta savaş esirlerinin hukuk dışı bir şekilde öldürülmesinin tam bir cezasızlıkla devam etmesine yol açıyor.
“Adalet sağlanmazsa, Ukraynalıların ızdırabı katlanarak artacak”
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, Rusya’nın Ukraynalı savaş esirlerini ve sivilleri sistematik olarak hücre hapsinde tutmasının, onları, insanlık dışına çıkarmak ve susturmak için tasarlanmış kasıtlı bir politikayı yansıttığına dikkat çekerek, “Bu durum sevdiklerinden haber bekleyen ailelerine devamlı bir ızdırap yaşatıyor. İşkence dış dünyadan tamamen kopuk bir şekilde meydana geliyor ve buna maruz kalanlar hayatta kalabilmek için tamamen onları esaret altında tutanların insafına kalıyor. Bu bir dizi münferit olay değil; uluslararası hukukun tüm ilkelerini ihlal eden sistematik bir politikadır” diye konuştu.
“Uluslararası toplum, uluslararası hukuka yönelik bu korkunç suçları durdurmak ve hesap verebilirliği sağlamak için Rusya’ya karşı tüm nüfuzunu ve evrensel yargı yetkisi de dahil mevcut tüm araçları kullanmalıdır” diyen Callamard, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Adalet sağlanmadığı sürece Ukraynalı savaş esirlerinin, sivillerin ve ailelerinin ızdırabı daha da artacaktır.”
Bilmemenin karanlığı
Gerçek sayılar bilinmese de hem askeri personel hem de sivillerden binlerce Ukraynalının hâlâ Rusya’da ve işgal altındaki Ukrayna’da esir tutuluyor olması muhtemel. Ukraynalı savaş esirlerinin çoğu hücre hapsinde tutuluyor ve aileleri yakınlarının akıbeti, durumu veya nerede tutulduğuyla ilgili çok sınırlı bilgi alabiliyor veya hiç bilgi alamıyor.
Aynı zamanda Rusya yetkilileri, savaş esirlerini uluslararası hukukun koruması dışında tutmayı amaçlayan kasıtlı bir politika uyguluyor. Rusya uluslararası örgütlerin bu kişilere erişimini de engelliyor. Uzun süreli hücre hapsi, insanlık dışı muamele kapsamına girebilir.
Eşi Serhi Temmuz 2024’te yakalanan Olena Kolesnik, eşinin nerede tutulduğu konusunda aldığı sınırlı bilginin gayri resmi ve doğrulanmamış olduğunu söylüyor. “Eşimi nerede arayacağımı, nereye mektup yazacağımı bilemeyeceğim. Bilmemenin bu koyu karanlığı beni öldürüyor” diye konuşuyor.
Kayıp kişiler
On binlerce Ukraynalı, Ukrayna yetkilileri tarafından “özel koşullarda kaybolmuş” kişiler olarak değerlendiriliyor. Çoğu muhtemelen gözaltında, diğerleri ise öldürülmüş olabilir. Bazı vakalarda Rusya, uluslararası hukukun gerektirdiği üzere Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ne (ICRC) bildirimde bulunarak, bazı savaş esirlerinin esir alındığını kabul etti. Ancak Rusya’nın daha yüzlerce veya binlerce savaş esirinin durumunu ICRC’ye bildirmemiş olması muhtemel.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Kristina Makarçuk’un eşi Volodimir, Rusya televizyonuna çıkarak nasıl esir alındığını anlattı. Ayrıca Ukrayna’ya iade edilen ve Volodimir’i bizzat tanıyan bir savaş esiri de ailesine Volodimir’in esir tutulduğunu doğruladı. Buna rağmen Rusya, Volodimir’in gözaltında tutulduğunu teyit etmedi.
Zorla kaybetmeye maruz bırakıldığı düşülen önemli sayıda kişi arasında siviller de yer alıyor. Rusya uzun zamandır, kontrol ettiği bölgelerde sivil halkı korkutmak için keyfi gözaltı, işkence ve zorla kaybetmelere başvuruyor. Bu tür fiiller, insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında.
Sistematik işkence ve tıbbi tedavi engeli
Uluslararası Af Örgütü, Rusya esareti altında işkence ve tıbbi tedavi engeline ilişkin tanıklıkları da belgedi. İki yılı aşkın süre Rusya esareti altında kalan, eski savaş esiri Volodimir Şevşenko, yaşadıklarını, “Bana doğrudan işkence etmeye başladılar. Şok tabancalarıyla, özel sopalarla dövdüler, çok acı vericiydi. Hemen sonra insanların ölmeye başladığını gördüm. Kalpleri daha fazla dayanamadı” diye anlattı. Esir alınmadan önce ağır yaralanmış olan Ukraynalı eski savaş esiri Serhi Koroma ise, kendisine yalnızca bir kez topikal antiseptik verildiğini ve ölüme terk edildiğini söyledi.
Savaş hukuku ihlalleri
Rusya’nın eylemleri, savaş esirlerinin düzenli yazışma hakkı, tıbbi tedaviye erişimleri ve uluslararası örgütler tarafından ziyaret edilmelerini güvence altına alan Cenevre Sözleşmeleri’ni açıkça ihlal ediyor.
Raporun sonunda Uluslararası Af Örgütü, Rusya’yı, esir tuttuğu Ukraynalılara yönelik işkence, zorla kaybetme ve hücre hapsi politikasına son vermeye çağırıyor. Rapor “Rusya yetkilileri, ilgili mercilere tüm savaş esirlerinin durumunu bildirmeli. Uluslararası insani örgütlerin bu kişilere engelsiz erişimine izin vermeli” şeklinde devam ediyor. “Rusya ayrıca esaret altındaki tüm Ukraynalıların yeterli tıbbi tedaviye erişimini sağlamalı. Ağır hasta ve yaralı savaş esirlerini, karma tıbbi komisyonların kurulmasını da içerir şekilde doğrudan iade etmeli. Hukuka aykırı olarak alıkonulan siviller serbest bırakılmalı” talepleri ile son buluyor.
Kaynak: Amnesty International