TÜİK ve BM Kadın Birimi’nin hazırladığı “Türkiye’de İstatistiklerle Kadın 2024” raporu, kadınların toplumsal yaşamda karşılaştıkları zorlukları gözler önüne seriyor. Eğitimde ilerleme kaydeden kadınlar, işgücüne katılım ve siyasi temsilde hâlâ erkeklerin gerisinde kalıyor. Ev işlerinde erkeklerin beş katı zaman harcayan kadınlar, tüm eğitim seviyelerinde şiddet ve güvensizlik sorunlarıyla karşı karşıya.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye nüfusu 85 milyon 664 bin kişiye ulaştı. Nüfusun yüzde 49,98’ini kadınlar oluşturuyor. Toplam doğurganlık hızı 2001’de 2,38 iken 2023’te 1,51’e geriledi. Genç yaşta anne olma oranı da azalarak, adölesan doğurganlık hızı yüzde 49’dan yüzde 11’e düştü. İlk doğumdaki ortalama anne yaşı ise 27 oldu.
Kız çocuklarının “evlendirilmesi” sorunu azalsa da devam ediyor. 16-17 yaş grubunda evlenen kız çocuklarının oranı 2024’te yüzde 0,7’ye geriledi. Bu oran Kilis’te yüzde 3,1, Gaziantep’te yüzde 2,3 ve Ağrı’da yüzde 2,1 ile en yüksek seviyede.
Eğitim seviyesi yükseliyor
Raporda kadınların eğitimde gösterdiği ilerleme dikkat çekiyor. 25 yaş üstü kadınlarda ortalama eğitim süresi 2011’de 6,4 yıl iken 2023’te 8,6 yıla yükseldi. Annesi yükseköğretim mezunu olan kadınların yüzde 84,6’sı yükseköğretim mezunu oldu.
Okul öncesi eğitimde kız çocuklarının brüt okullaşma oranı yüzde 56,8, ilkokulda yüzde 99,2, ortaokulda yüzde 99,2, ortaöğretimde yüzde 109,9 ve yükseköğretimde yüzde 110,7 olarak ölçüldü.
Yükseköğretimde kadınlar belirli alanlarda yoğunlaşıyor. Eğitim, sağlık ve sanat alanlarından mezun olanların yüzde 72’si kadın iken, bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında bu oran yüzde 34’te kalıyor.
Mesleklerde kadın temsilinde artış görülüyor
Bazı mesleklerde kadın oranında artış gözlemleniyor. Hakimler arasında kadın oranı 2006’da yüzde 28,2 iken 2023’te yüzde 46,2’ye yükseldi. Savcılarda ise bu oran yüzde 4,2’den yüzde 17,1’e çıktı.
Kadın büyükelçi oranı 2000’de yüzde 4,6 iken 2024’te yüzde 26,9’a ulaştı. Akademide kadın profesör oranı yüzde 34,6, doçent oranı yüzde 42,1 oldu. Ancak, devlet üniversitelerindeki rektörler arasında kadın oranı yüzde 3,9, vakıf üniversitelerinde ise yüzde 18,7 seviyesinde.
Şiddet ve güvenlik endişesi kadınları etkiliyor
15-59 yaş grubundaki kadınların yüzde 37,5’i yaşamlarının herhangi bir döneminde eşleri veya birlikte oldukları erkekler tarafından fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz bırakılıyor.
Şiddet oranı eğitim seviyesiyle ters orantılı olarak değişiyor. Eğitimi olmayan kadınlarda yüzde 43,3, lise ve üzeri eğitimli kadınlarda yüzde 24,7 olan şiddet oranı, yaş ilerledikçe artıyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Kadınların yüzde 35,9’u yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvensiz veya çok güvensiz hissediyor. Bu oran erkeklerde yüzde 15,2.
Yoksulluk kadınları daha fazla etkiliyor
Hanehalkı yoksulluk oranı kadınlarda yüzde 19,1, erkeklerde yüzde 17,3 olarak ölçüldü. Eğitim seviyesi yükseldikçe yoksulluk oranı düşüyor. Okuryazar olmayan kadınların yüzde 36,8’i yoksul iken, yükseköğretim mezunu kadınlarda bu oran yüzde 5,1’e iniyor.
Yaşlılıkta kadın yalnızlığı ve yoksulluğu artıyor
65 yaş üstü nüfusun yüzde 55,4’ünü kadınlar oluşturuyor. Tek kişilik hanelerde yaşayan yaşlıların yüzde 74’ü kadın. Yaşlı kadınların yüzde 88,2’si okuma yazma bilmezken, yaşlı erkeklerde bu oran yüzde 11,8.
Yaşlı nüfusun işgücüne katılım oranı kadınlarda yüzde 6,1, erkeklerde yüzde 20 olarak gerçekleşti. Yaşlı kadınların yoksulluk oranı 2024’te yüzde 19’a yükseldi.
Sporda kadın temsili yetersiz
Spor alanında da kadın temsili düşük seviyede. 10 ulusal olimpik spor federasyonunun yönetim kurulu üyelerinin sadece yüzde 7,3’ü kadın. Milli sporcuların yüzde 48,9’u kadın olurken, uluslararası müsabakalarda kazanılan madalyaların yüzde 45,4’ü kadın sporcular tarafından elde edildi.
İşgücüne katılım ve gelir eşitsizliği devam ediyor
Kadınların işgücüne katılımı artsa da erkeklerin gerisinde kalıyor. Kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 35,8, erkeklerde ise yüzde 71,2 olarak ölçüldü. Kadın istihdam oranı yüzde 31,3 iken, erkeklerde yüzde 65,7 seviyesinde.
Çalışma hayatında kalma süresi kadınlarda 20,2 yıl, erkeklerde 39,2 yıl olarak belirlendi. Kadınların ev işleriyle meşguliyeti işgücüne dahil olmama nedenleri arasında yüzde 42,9 ile önemli bir yer tutuyor.
Kadınların ücretsiz ev işleri ve bakım işlerine ayırdığı süre günde 4 saat 35 dakika iken, erkeklerde bu süre sadece 53 dakika. Hanedeki işlerin sorumluluğunu üstlenme oranı yemek yapma, çamaşır yıkama ve çocuk bakımında kadınlarda yüzde 85’in üzerinde.
Tüm eğitim seviyelerinde cinsiyetler arası ücret farkı görülüyor. Yükseköğretim mezunu kadınlar, erkeklerden yüzde 17,4 daha düşük ücret alıyor.
Karar alma mekanizmalarında düşük temsil
Kadınların siyaset ve karar alma mekanizmalarındaki temsili düşük seviyede seyrediyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadın oranı yüzde 19,9 iken, kabinede 17 bakandan sadece 1’i kadın.
Yerel yönetimlerde kadın oranı daha da düşük. Belediye başkanları arasında kadın oranı yüzde5,6 iken, muhtarlar arasında bu oran yüzde 3,3’e iniyor.
Üst ve orta düzey yönetici pozisyonlarındaki kadın oranı yüzde 20,6 olurken, Borsa İstanbul’da işlem gören en büyük 50 şirketin yönetim kurulu üyelerinin yüzde 19,4’ü kadınlardan oluşuyor.