İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun “yolsuzluk” suçlamasından tutuklanarak Silivri’deki cezaevine konulmasının ardından dün CHP Maltepe’de miting düzenledi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 2.2 milyon kişinin mitinge katıldığını söyledi. Ruşen Çakır CHP’nin boykotu iktidarı neden bu kadar ürkütüyor? sorusunu videoda yanıtladı.
Çakır, İstanbul Maltepe’de düzenlenen ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran “Ekrem İmamoğlu’na Özgürlük Mitingi”ni değerlendirdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in mitinge ilişkin verdiği katılım sayısına dikkat çekti.
Özel, konuşmasında boykot listesini genişletti. Habertürk’ün son anda mitingi yayınına geçtiğini söyleyen Özel, NTV’nin Maltepe’yi göstermediğini vurguladı, “Şimdi NTV inat ediyor. Dünya tarihinde bir ilk, canlı yayında meydanı görmeyene gücümüzü göstermek üzere buradayız. Bu akşamdan itibaren, bu dakikadan itibaren bu NTV düzelip de boykot listemizden çıkana kadar NTV’yi izlemiyoruz. NTV’de reklam verenlerin ürünlerini almıyoruz” dedi.
NTV ve Doğuş Grubu’nun tüm şirketleri boykot listesinde
“Doğuş Grubu, NTV’nin yanında Star TV, Kral FM, çokça gidilen restoranları var. Günaydın Restoran’a gidilmiyor. Nusret’in kapısından geçilmiyor. Ayrıca bunlar araba satıyorlar, Audi, Volkswagen… Bu NTV’de bu bayilik durdukça, NTV’de bize böyle davrandıkça bundan sonra NTV’nin, Doğuş Grubu’nun sattığı arabaları almayacağız. Bütün belediye başkanlarımıza, sözüme değer veren herkese, tüm şirketlere, tüm kişilere duyurumdur: Doğuş Grubu bu saraydan korktukça, bu meydanı görmedikçe yerin dibine gömülecektir. Nokta.”
Ruşen Çakır, mitingde en fazla dikkat çeken unsurlardan birinin CHP lideri Özgür Özel’in boykot çağrısını yinelemesi olduğunu belirtti. Özellikle bazı haber kanallarının hedef alınmasının dikkat çekici olduğunu söyledi: “O mitingin en çekici yönlerinden birisi Özgür Özel’in tekrar boykottan bahsetmesi ve boykotta da özellikle bazı haber kanallarını hedef alması” dedi.
Çakır, “Aslında başından beri bu boykot olayının ne derece etkili olup olmayacağını kestiremezken, iktidardan gelen aşırı tepkilerle, iktidar yanlıları ve iktidar kadrolarından gelen tepkilerle bu boykot olayının iktidarı çok rahatsız ettiğini gördük”
- Ekrem İmamoğlu’na düzenlenen operasyonla ilgili tüm haberlerimizi buradan okuyabilirsiniz.
- Ekrem İmamoğlu’na düzenlenen operasyonla ilgili tüm videolarımızı buradan izleyebilirsiniz.
Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir
Merhaba, iyi günler, iyi bayramlar. Gördüğünüz gibi bayramlarda da çalışıyoruz, daha da çalışacağız. Bayramın tüm günlerinde Medyascope olarak karşınızda olacağız. Çünkü Türkiye gerçekten çok tarihi bir dönemeçten geçiyor ve bunu biz de olabildiğince yakından izlemeye, aktarmaya, yorumlamaya çalışıyoruz. Dün İstanbul’da çok büyük bir miting oldu, Maltepe’de ‘‘Ekrem İmamoğlu’na özgürlük’’ mitingi oldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 2 milyon 200 bin kişi dedi. Ne derece doğrudur, yanlıştır bilemiyorum ama onların rakamı bu. Çok kalabalık… Daha önce Maltepe’de yapılmış mitingleri izlemiş olan meslektaşlarımızın söylediğine göre, hepsinden kalabalık bir miting yaşandı. Ve o mitingin en dikkat çekici yönlerinden birisi, Özgür Özel’in tekrar boykottan bahsetmesiydi ve boykotta da özellikle bazı haber kanallarını hedef alması. Ekranda yansıtılıyor, NTV’ye saat 15.00’e kadar süre verdi, NTV 15.00’teki haber bültenine Myanmar’daki depremle girdi ve mitingi vermedi. Bunun üzerine NTV’ye boykot çağrısı yaptı. Ama sadece NTV’ye değil, onun bağlı olduğu Doğuş Grubu’na, Doğuş Grubu’nun diğer ürünlerine, lokantalarına, ‘‘Günaydın Restoran’’, ‘‘Nusret’’ gibi lokantalara boykot çağrısı yaptı. Ve ardından, neredeyse hemen, önce RTÜK Başkanı, ardından İletişim Başkanı ayrı ayrı açıklamalarla bunu protesto ettiler. Bunun basın özgürlüğüne aykırı olduğunu söylediler. Bunun kutuplaşmayı teşvik edici olduğunu söylediler. Birçok şey söylediler. Yani çok rahatsız olduklarını gösterdiler. Aslında başından beri bu boykot olayının ne derece etkili olup olmayacağını kestiremezken, iktidardan gelen tepkilerle, aşırı tepkilerle, iktidar yanlılarından ve iktidar kadrolarından gelen aşırı tepkilerle bu boykot olayının iktidarı çok rahatsız ettiğini görmüştük. Hatırlayın, bir grup AK Parti milletvekili ve AK Parti üyesi iftardan sonra o kahveciye gittiler, oradan video çektiler ya da bir grup ellerinde protesto edilen mağazadan alınmış poşetlerle yine kahveciye gittiler. Adalet Bakanı açıklama yaptı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı açıklama yaptı, Ömer Çelik açıklama yaptı, Cumhurbaşkanı grup toplantısında buna değindi. Sürekli boykottan şikayet ettiler, boykotun yanlış olduğunu söylediler. Şimdi şunu söyleyecek değilim; Erdoğan da zamanında Doğan Medya’yı boykot etmişti, şimdi bunu söylüyor. Bunu zaten biliyoruz. Bunlarda hiçbir sorun yok. Yani siz pekala birilerini boykot çağrısında bulunabilirsiniz. Sorun şu; siz elinizde devlet imkanlarıyla birilerini engelliyor musunuz, engellemiyor musunuz? Öteki türlü, boykot çağrılarının hepsinin sivil itaatsizlik anlamında bir anlamı vardır. Karşılık bulur, bulmaz, o artık boykotun etkisine ve boykot edilen markaların vereceği tepkiye bağlıdır. Bunun basın özgürlüğüyle falan da alakası yok. Bir televizyon kanalını gidip basarsanız – ki Türkiye’de bu yapıldı – bir gazeteciyi hapse atarsanız ya da bir gazeteciye saldırırsanız – ki yapıldı – o zaman basın özgürlüğüne aykırı bir şeydir. Ama ‘‘Bu gazeteyi okumayın, bu televizyonu izlemeyin’’ demek hiç de öyle özgürlüğe aykırı bir şey değil. Burada CHP’nin yakaladığı çok ince bir nokta var. Onlar diyorlar ki; ‘‘Bu kişiler, bu kurumlar iktidara destek oluyorlar. İktidarın varlığını, ömrünü uzatmasına yardımcı oluyorlar, biat ediyorlar. Ama mallarını esas olarak bizim kitlemize satıyorlar.’’ Böyle bir akıl yürütüyorlar. Belli ölçülerde doğru olsa gerek ki bu kadar etkili bir şey oldu. Burada bir aldatmacadan bahsediyor. Bu gruplar, mesela Habertürk, Habertürk’ü CHP seçmeni izliyor ama Habertürk en kritik anlarda tercihini tabii ki hep iktidardan yana yapıyor. Bu son olayda da bunu gördük. Başından itibaren iktidar yanlısı bir çizgiyi korudular. Şimdi bunu CHP Genel Başkanı söylediği zaman, o zaman izleyicide, CHP seçmeni ya da muhalif seçmende bir ampul yanıyor; ‘‘Ya bir dakika, hakikaten’’ deyip, belki onu izlemekten imtina ediyor. İzlemeyince ne oluyor? Reytingler düşüyor. Reytingler düşünce ne oluyor? O bir zincirleme efekt… Ama en önemlisi, cirodan önemlisi, yani kazandığı paradan önemlisi; bir itibar sorunu var. Bakın, ben bu kurumların bazılarında çalıştım. NTV’de de çalıştım, Habertürk’te de çalıştım. Milliyet gazetesinde çalıştım ama Milliyet gazetesi artık yok hükmünde. Birçok yerde çalıştım ya da çalışmasam bile biliyorum ki bu kurumların sahiplerinin ve yöneticilerinin, sorsanız aslında iktidara birçoklarından daha fazla eleştirileri vardır. Yani böyle bir imaj yaratmak isterler. Ve asla ve asla siyasetle ilgileri olmadığını duyurmak isterler. Bunların önemli bir kısmının yurt dışında bağlantıları vardır, yani iş yaparlar vesaire. Okul çevreleri vardır ya da sosyete çevreleri vardır ve buralarda bir duruşları vardır. Ama Özgür Özel bunu yaparak onların önündeki o perdeyi kaldırdı. Bunun çok ciddi bir şekilde bu kişileri, bu kurumların sahiplerini, yöneticilerini rahatsız ettiğine adım gibi eminim. Bu çok etkili. Tabii ki şey de etkili olacak; reytingler düşecek, satışlar düşecek… Bilmiyorum, düşer mi düşmez mi ama her şeyden önce o oyun bozuluyor, yalancı oyun bozuluyor. O kendilerine toz kondurmayan her türlü şeyi yapıp, iktidarla her türlü ilişkiye girip; ama sanki bambaşkalarmış gibi ya da hep aynılarmış gibi davranmaları meselesini ortadan kaldırıyor. İktidarı neden endişelendiriyor? Bu patron kısmını ya da yönetici kısmını ilgilendiren kısım, rahatsız eden kısım iktidarı neden endişelendiriyor? Bir kere burada CHP aktif bir rol oynuyor, pozisyon alıyor, bir yaratıcı fikir geliştiriyor ve buradan bir toplumsal hareketlilik çıkartmaya çalışıyor, ki oluyor gibi. Ama bir diğer yön şu; gemi var, gemi su alıyor, belki de batıyor ya da muhalefet böyle düşünüyor. CHP’nin bu boykot çağrısı, aslında o gemideki birtakım insanlara şunu demek: ‘‘Arkadaşlar, o gemiye biniyorsunuz, gidiyorsunuz ama o gemi artık gitmiyor, inin oradan’’ demek, yani ‘‘Terk edin.’’ Kimlerin terk ettiğini biliyorsunuz, hiç önemli değil. Yani farelere çağrı yapıyor aslında CHP. Bunun iki anlamı var. Bir anlamı şu: ‘‘İnin oradan, canınızı kurtarın.’’ Ama ikincisi de şu: ‘‘Oradan inmezseniz, bizim gemi yola çıkarsa o gemiye binemezsiniz’’ demek. Böyle de bir yönü var ve bu nedenle eminim bu boykot çağrısı yapılan kurumların, şirketlerin yöneticileri, sahipleri kara kara düşünüyorlardır, ‘‘Ne yapsak?’’ diye. Özgür Özel açık etti. Kimileri kendileriyle pazarlık etmeye çalışıyor, ‘‘Ya aslında öyle değil, gelin konuşalım’’ vesaire diyenler oldu. Ben mesela bir tanesine tanık oldum tesadüfen. Özgür Özel’in ilk boykot açıklaması yaptığı basın açıklamasını izlemeye gitmiştim Saraçhane’de. Sonra Özgür Özel’in bir kurmayıyla muhabbet ederken onun telefonu çaldı ve Özgür Özel’in hedef gösterdiği kurumdan birisi arayıp bunu, ‘‘Ya aslında öyle değil de böyle’’ falan diye anlatmaya çalıştı. Ben de tanık oldum, ama detayları bilmiyorum. Ama, ‘‘Ya aman, yapmayın, etmeyin’’ çabalarının anında başladığını biliyorum ve hiç şaşırmıyorum. Şimdi burada şöyle bir husus var, birilerine diyor ki Özgür Özel, CHP; ‘‘O gemiden inin’’ diyor aslında. ‘‘O gemiden inmezseniz benim destekçilerim sizi okumayacak, izlemeyecek, sizden alışveriş yapmayacak, sizi yok sayacak’’ diyor. Ama dediği bir diğer husus da şu; ‘‘Ben gelirsem ben de sizi yok sayacağım’’ diyor. Ve şimdi, bu gemiden birileri inerse ne olacak? Bu tür olaylarda genellikle bir kıvılcıma bakar işler. Şu ana kadar kimse böyle aleni bir duruş sergilemedi. Ama bir başlarsa bunun devamı gelecektir. Bakın, sanatçılar için, birtakım popüler isimler için ‘‘Niye sessiz kalıyorsunuz?’’ diye tepkiler oldu. İlk günlerde çok ses çıkartmadılar ama sonra peş peşe, işte Cem Yılmaz, Sezen Aksu, Tarkan daha önce yapmıştı, Mustafa Sandal, onlardan da sesler çıkmaya başladı. Birbirlerinden görenler bu kervana katılabilir. İktidarın en çok ürktüğü bu; o korku duvarını birilerinin aşması ya da birilerinin stratejik bir tercih yapıp karar değiştirmesi, saf değiştirmesi ve bunun bir zincirlerinden boşalması ihtimali. NTV yapmayacağa benziyor ama NTV diyelim ki Özgür Özel’i canlı yayına aldı ya da daha da ileri gitti, Dilek İmamoğlu… Şu anda mesela Dilek İmamoğlu’yla röportaj yapmak gerçekten bir gazetecilik işidir. Keşke biz yapabilsek. Mesela NTV Dilek İmamoğlu ile bir röportaj yapsa… Yapmayacak ama işte bu boykot çağrısı buralara doğru insanları itiyor, kurumları, şirketleri itiyor ve bir zincir bir yerden koparsa iktidar için orada bir alarm olacak. Onun için yok basın özgürlüğüydü, yok kutuplaşmaydı vesaire diyerek bunu boğmaya ya da işte kahve şirketinin önüne polis yollayarak ya da oralara birtakım insanları müşteri yaratarak olayı yatıştırmaya çalışıyorlar. Mesela görüyoruz sosyal medyada, birileri diyor ki; ‘‘Siz böyle söyleyince reytingleri artıyor.’’ Hiç emin değilim artıyor mu… Artmasa bile, tekrar başa dönüyorum, arttıklarını sanmıyorum ama diyelim ki NTV’yi izlemeye başladılar. Kim izleyecek? NTV’yle dayanışmak için iktidar yanlıları NTV’yi izleyecek diyelim ki. Zaten izliyorlardır ya da izlemiyorlardır, bilmiyorum ama dayanışma için izleyecek. Ama bakın, şu anda Türkiye’de tüm kamuoyu yoklamalarına baktığımız zaman, hele şu son dönemde, iktidar artık azınlıkta. Son yerel seçimde bunu gördük. Sonuçta devleti ama toplumsal desteği her geçen gün azalan bir iktidarı mı tercih edecekler; yoksa toplumsal desteği güçlenen, artan bir muhalefeti mi? Ve burada bocalıyorlar, bocaladıklarını iktidar da bildiği için bu olayı durdurmaya çalışıyor. Bakalım ne olacak? Ama ne denir? ‘‘Şeytan azapta gerek’’ diyelim, bitirelim.
Bitirmeden, tekrar ısrarla söylüyorum, bize destek çıkın. Bağımsız medyaya destek çıkın. Patreon’dan ve YouTube ‘‘Katıl’’ butonundan, herhangi birisinden bize destek olabilirsiniz. Destekleriniz bizler için, varlığımızı sürdürmemiz ve bu özgür yayıncılığı yapmamız için çok önemli. Tekrardan hepinize iyi bayramlar diliyorum. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.